Bütün bunlar, iki kez üst üste þampiyon olan Beþiktaþ’ýn, baþarý sonrasýnda yaþadýðý “Sendrom-Semptom-Travma” belirtileridir. Bir deðil, bir çok hastalýðýn ipuçlarýdýr.
Beþiktaþ yönetimi; baþarýnýn futbolculardan ya da teknik heyetten kaynaklanmadýðýný, doðrudan kendilerinin söz, yetki ve beceri sahibi olduðunu anlatmaya çalýþan bir hava içinde... Onun için kimseyi umursamýyorlar, önemsemiyorlar.
Bunlar “En modern stadý da biz yaptýk... Gelir düzeyini ilk kez 500 milyon liranýn üstüne de biz çýkardýk... Borsada en yüksek deðer artýþýný da biz saðladýk” diye diye; öyle bir havaya girdiler ki, Beþiktaþ’a zarar verecek noktaya geldiler.
Bu gidiþ. Ýyi bir gidiþ deðil...
***
Yönetimin “Ben merkezci” tavrý böyle sürerse; býrakýn ard arda üçüncü kez þampiyon olma ihtimalini, yeni sezonda tarihinin en karanlýk dönemini yaþama tehlikesine düþerler. Demedi demeyin.
Baþarýyý seriye baðlamak hedefi, daha fazla ciddiyet gerektirir. Ama Beþiktaþ, sanki iþler hep böyle kolayca halledilecekmiþ gibi bir rahatlýk içinde... Hatta bu rahatlýk, giderek fütursuzluða dönüþüyor. Bu hava; kulübün en tehlikeli, en zarar verici rakibidir.
Beyler... Çalgý, çengi, vur patlasýn-çal oynasýn dönemi bitti... Yapýlmasý gereken her iþi “Yaparýz/hallederiz/bitiririz” özgüveni ile ötelemeyin, ertelemeyin... Sahiplendiðiniz aþýrý özgüven; EYP düzeneði gibi, beklenmeyen zamanda patlama riskini içerir.
Ýki yýl þampiyon olmuþ gibi deðil, hiç þampiyon olmamýþ gibi davranmaya ihtiyacýnýz var.
Yönetim gevþeme,
Beþiktaþ’a sahip çýk!