Beþir Ayvazoðlu iyi ki var

ÝBB Þehir Tiyatrolarý’nýn repertuvardan kaldýrdýðý Mavi Kuþ’un yazarý Mustafa Kutlu için nasýl ki ‘Türkiye’nin yaþayan en önemli hikayecilerinden biri’ tanýmlamasý yapabiliyorsak, Beþir Ayvazoðlu için de ‘ülkemizin en önemli portre ve biyografi yazarlarýndan biri’ nitelemesini hakkýyla telaffuz edebiliriz. En azýndan, benim penceremden bu böyledir. Ayvazoðlu’nun kaleme aldýðý eser isimlerine bakmak dahi ne denli donanýmlý bir kültür insanýyla karþý karþýya olduðumuzu anlamak için kafidir. Onun kaleme aldýðý ‘Aþk Estetiði’ ve‘Geleneðin Direniþi’ kitaplarý, sanat tarihi öðrenciliðim yýllarýnda baþucu kitaplarým oldu. 

Türk çiçek kültürüne adanmýþ Güller Kitabý eþsizdir mesela. Hele biyografi kitaplarý… Yahya Kemal’i, Peyami Safa’yý, Mehmet Âkif Ersoy’u, Asaf Hâlet Çelebi’yi, Ahmet Hâþim’i, Malik Aksel’i, Tarýk Buðra’yý onun zarif ve kuþatýcý üslubundan, titiz ve enfes Türkçesinden okumamýþsanýz, okuyun derim. 

Þiirimizin zirve isimlerinden Þeyh Galib’in hayatý (Kuðunun Son Þarkýsý) ve kurmaca-gerçek arasý bir roman olarak 1930’lu yýllarýn çalkantýlý dünyasý (Ateþ Denizi) yine Ayvazoðlu’nun kaleminden günümüze taþýndý. Bir Ateþpare Bin Yangýn ise tüm vecheleriyle bir Ýstanbul, kültür ve edebiyat kitabýdýr. 

Yazar, eleþtirmen ve ayný zamanda çok yönlü bir sanat insaný olarak Ayvazoðlu þiirden denemeye romandan inceleme kitaplarýna, resimden müziðe, mimariden þehir kültürüne, edebiyattan tiyatroya kadar çok geniþ ilgi alanlarýna sahip kültür emekçisidir. Akademisyen deðildir, ancak, akademi dünyasýnda dahi saygý uyandýran titizlik ve adalet terazisiyle ele alýr konularýný. 

Söz gelimi yeni çýkan ‘Fikret’ biyografisi… 600 sayfayý aþkýn bu hacimli eser, çok yönlü bir sanatkâr olan Tevfik Fikret’i zaaflarý ve meziyetleri, doðrularý ve yanlýþlarý ile yansýz bir þekilde ele alýyor. Siyasi vecheleri de bulunan; edebiyat tarihimize damga vurmuþ meþhur Âkif-Fikret kavgasýný bilmeyen yoktur. Dünya görüþü ve direnç noktalarý itibariyle apayrý kutuplarý temsil eden her iki sanatkârýn da biyografisini yazmýþ biri olarak Beþir Ayvazoðlu’nun durduðu yer elbette Mehmet Âkif’in tarafýdýr. Buna raðmen Fikret’in biyografisini yazarken zerre haksýzlýk içinde olmamak gerektiðini en iyi bilen de odur. Zira bir biyografi yazarýnýn vazifesi (kendi ifadesiyle) ‘ne put yontmak ne de þeytan yaratmaktýr.’

Edebiyatýmýzýn en tartýþmalý þairlerinden Tevfik Fikret’i tanýmak, döneminin pek çok yazarýný da tanýmak anlamýna geliyor. Zira, Yahya Kemal’den Mehmet Âkif’e, Ahmet Hâþim’den Peyami Safa’ya, Nazým Hikmet’ten Mithat Cemal Kuntay’a pek çok önemli ismin yollarý bir þekilde Fikret ile kesiþmiþtir. Ayvazoðlu’nun Fikret biyografisi bu bakýmdan da mühimdir. 

Everest’ten çýkan biyografide Beþir Ayvazoðlu, en az þiirleri kadar fikirleri ve politik duruþuyla da tartýþýlmýþ bir yazarý, (Tevfik Fikret’i) Servet-i Fünun macerasýndan, Mekteb-i Sultani Müdürlüðüne, gazeteciliðinden Ýttihat ve Terakki ile olan sancýlý iliþkilerine kadar, (kavgalarý, sancýlarý, hayalleri ve öfkeleri dahil) tüm yönleriyle günümüz okuruna sunuyor. Elli bölümden oluþan kitabýn son dokuz bölümünde ise Fikret’in ölümünden sonraki bütün geliþmeler ve tartýþmalar (oðlu Haluk’un öldüðü tarihe kadar) ayrýntýlý bir biçimde anlatýlýyor. 

Bu yeni biyografiyle birlikte ilk baskýsý 2000 senesinde yapýlan ve ‘Ömrüm Benim Bir Ateþti’ alt baþlýðýyla yayýnlanan unutulmaz ‘Haþim’ (Ahmet Haþim) biyografisinin de yeniden okurlarý selamladýðýný hatýrlatalým. Edebiyatýmýza kazandýrdýðý, emek ürünü ve nitelikli biyografi eserleri için Beþir Ayvazoðlu’na ne kadar teþekkür etsek azdýr.