AK Parti’de, 7 Haziran seçim beyannamesine iliþkin en çok üzerinde durulan 3 tespit vardý:
1- Somut vaatler çok sayýda vaat arasýndan yeterince öne çýkarýlamadý ve ‘akýlda kalacak’ þekilde sunulamadý.
2- Muhalefet partileri ‘parasal vaatler’i vurguladý; bu da kamuoyunda etkili oldu, AK Parti’nin ‘vatandaþý ihmal ettiði’ algýsý yarattý.
3- AK Parti, muhalefet partilerinin vaatlerine ‘cevap yetiþtirme’ durumunda kaldý, kendi vaatleri konusunda gündem yaratamadý.
Bu tespitler, 1 Kasým beyannamesinde de ‘muhalefetin vaatlerini karþýlamaya odaklanmak’ gibi bir tuzaða düþürebilirdi.
Ama öyle olmadý.
Partilerin seçim beyannamelerine bakýldýðýnda 7 Haziran’a göre bir temel fark ortaya çýktý:
Muhalefet partilerinin seçim beyannameleri 7 Haziran’ýn tekrarý gibi; vaatlerinin ilerisine geçemediler.
AK Parti ise ‘muhalefete cevap odaklý’ beyannameden, ‘muhalefeti geride býrakan beyanname’ye geçmeyi baþardý.
Bu fark AK Parti’nin hedeflerinden birinin ilk ayaðýydý. Ýkinci ayak, seçim kampanyasýnda bunlarý seçmene ‘somut ve net olarak’ anlatmak...
Muhalefet ‘iþe yaradý’ diyerek daha ileri bir çalýþma yapmadý; AK Parti ise ‘neyi anlayamadýk, neyi anlatamadýk’ kaygýsýyla doðrudan seçmene sorarak ihtiyaç ve beklentileri araþtýrdý.
Bölgesel yaþam ve gelir özelliklerine göre, kadýnlar, çocuklar, gençler, öðrenciler, emekliler, yaþlýlar, iþçiler, iþsizler, esnaf gibi sosyal kesimlere göre vaatler böyle ortaya çýktý.
Seçim beyannamesine bakýldýðýnda bu çalýþmanýn sonuçlarý görülüyor:
13 yýldýr sürdürülen sosyal reformlar ve yardým projeleri arttýrýlarak devam ettirilecek.
Demokratik reformlar, siyasi partiler ve seçim yasalarýndan yargý reformu ve ‘yeni anayasa’ya kadar uzayan bir çizgide yeniden canlandýrýlacak. Bu kapsamda AB sürecine de aðýrlýk verilecek.
Özetle;
AK Parti, 7 Haziran sonuçlarýný okudu, arkasýndaki nedenleri araþtýrdý, dersleri çýkardý ve bu derslere iyi çalýþtý. Reformcu kimliðini yeniden canlandýrdý.
***
Elbette seçmen ve siyaset açýsýndan en ‘can alýcý’ konu, ‘parasal kaynak gerektiren’ vaatlerdi. Beyannamede ‘mali disiplin’in sýnýrlarý esnetildi.
Bunlarý beyannameyi hazýrlayan ekibin bir üyesine sordum.
Acaba “asgari ücret, emekliye zam, gençlere ve esnafa kredi gibi konular çalýþýlýrken eski bakanlar Ali Babacan ve Mehmet Þimþek’in tavrý ne olmuþtu?”
Gülerek, “Düþündüðün cevabý veremeyeceðim, üzgünüm” dedi.
Babacan ve Þimþek, mali konularda ‘nereye kadar vaat verilebileceðini’ en iyi bilen isimler olarak ‘mali disiplinci’ deðil, aksine ‘destekçi’ olmuþlar.
Bu da beyanname açýklandýktan sonra gelen tepkilerden birini cevaplýyor.
Ýki tepki gelmiþti:
-AK Parti, maaþ ve zam vaatlerini muhalefetten kopyaladý.
-Muhalefet vaat ettiðinde ‘kaynak nerede’ diyen AK Parti, þimdi kaynaðý nereden buldu?
Bence de maaþ konusunda muhalefetin etkisi var.
AK Partililer ‘kopyalamayý’ kabul etmiyor.
Benim izlenimim þu;
AK Parti 7 Haziran’da “Biz 13 yýlda asgari ücreti de emekli maaþlarýný da bir noktaya taþýdýk, daha ilerisini de zamanla hýzlandýrarak yapabiliriz” düþüncesindeydi.
Gelirler artmýþtý ‘evet’ ama günün þartlarýnda ‘yetmez’di.
Üstelik bu talep, muhalefetin 7 Haziran vaatleriyle büyüdü ve ‘bekleyemez’ hale geldi.
AK Parti doðrudan deðilse de, kamuoyu araþtýrmalarý yaparken bu talepten kaçamayacaðýný gördü.
Kaynak konusundaki izahlarý da yeterli buldum;
-Bugün var olan kaynaðý üreten AK Parti’nin ekonomi ekibidir ve bu ekip bu kaynaðý mali disiplin ve ekonomik istikrarý riske atmayacak þekilde en iyi kullanabilecek ekiptir.
-1 Kasým’da AK Partisiz bir hükümet olmayacak; AK Parti de kendini ‘vaatlerin bedelini vatandaþa ödeten hükümet’ durumuna düþürmez.
-Hazýrdan verme gibi görünen çok sayýda vaat, ekonomiyi canlandýracak, büyümeyi arttýracak ve sonuçta yeni kaynak üretecek vaatlerdir.