Baþbakan Davutoðlu, seçimlere girecek milletvekilleri adaylarýnýn tanýtýldýðý toplantýda 100 maddelik bir seçim beyannamesi okudu. Heyecan verici olduðu kadar hepimizi katýlýma çaðýrmasý noktasýnda da oldukça deðerli bir çaðrý olduðunu düþünüyorum.
Her ne kadar AK Parti’ye ve AK Parti tabanýna yönelik bir çaðrý olarak lanse olsa da... Beyannamenin söylem tarzýnýn, hassasiyetle tespit edilmiþ çoðulcu katýlýma seslenen dilinin, metni beyanname olmaktan çýkarýp bir sözleþme davetine dönüþtürüyor.
Ýnsan haklarý, onuru ve eþit vatandaþlýk vurgusu temalarýyla, ayrýmcýlýða ve nefrete karþý bir yazlým tarzý bu. Ki bu kavramlar da metnin realist ve saðlam yönlerinden, omurgasý mahiyetinde. 100 maddeyi okuduktan sonra, gözünüzün önünde medeni tarihi, aidiyet vurgusu ve þu anki beklentileriyle birlikte canlanacak Türkiye resminin aslýnda tüm toplumca kucaklanýp taþýnabilecek bir resim olduðu kanaatine de ulaþabilirsiniz. 14. madde, aidiyet bilincinin devlete yüklediði misyonu da özetlemiþ: “Ülkeleri aidiyet bilinci kurar ve ayakta tutar; ekonomik, siyasi ve askeri güç ise yükseltir ve tahkim eder.”
“Ortak tarihdaþlýk” vurgusu da önemli. Hangi alt kimlik, etnik yapý, inanç veya meþrep yatkýnlýðý içinde olursak olalým, ortak tarih ve coðrafya tecrübesinin çerçevelediði kader içinde, ayný geçmiþten gelip, ayný geleceðe umutla bakýyoruz. Bu baðlamda beyanname metni, tarihe bakýþ açýsýnda kopukluk ve reddiyeler üzerinden deðil, mütemadiyet, devamlýlýk, teselsül, aktarým üzerinden yeni bir paradigmaya geçiþimizi haber veriyor. Þimdiye kadar redd-i miras ve inkar üzerine kurulmuþ içe kapalý, yalýtýlmýþ resmi tarih bilgisini, korkularýndan ve hafýza kayýplarýndan kurtaracak bir cesareti de davet ediyor beyanname... Tarihin nesnesi deðil özensi olan bir Türkiye perspektifi çiziyor.
Devlet ve birey iliþkisinin “rýza” temeli üzerinden seslendirilmesi de deðerli yeniliklerden (30. madde) Cunta, vesayet odaðý, paralel yapý gibi þimdiye deðin kullanýlagelen baský unsurlarýnýn yaný sýra zikredilen “bürokratik seçkincilik”le mücadele baþlýðý da önemli (36’ncý madde)
Beyannamenin 54-58’inci maddeleri, 2007 sonrasý siyasi maceramýzý özetledikten sonra, Baþkanlýk Rejimi konusunda yürünen yolun hep birlikte kritik edilmesi ve anayasal tanýma intikali noktasýnda teklifler içeriyor. 59’uncu madde: “Bütün siyasi taraflarý ve sivil toplum kesimlerini etkin yönetim ve hesap verilebilirlik ilkeleri çerçevesinde bu yeniden yapýlandýrma sürecine katkýda bulunmaya davet ediyoruz” cümlesi çok önemli. Siyasi partileri ve sivil toplumu, esas teþkilata dair yapýlandýrmada katýlým ve katkýya çaðýrmasý, kanaatimce beyannamenin en mümeyyiz yönlerinden...
Ýnsan odaklý siyaset, insan odaklý kalkýnma, insan odaklý þehir bilinci gibi baþlýklar, kadýnlar lehine pozitif ayrýmcýlýk vurgusu, dünyanýn en güçlü 10 ekonomisinden birisi olmak hedefi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e yapýlan saygýlý atýf da metinde dikkat çekici temaslardan...
Kültürel birlikteliðimizin esasý olarak ifade edilmiþ; “kesrette vahdet” yani “çoklukta birlik” ilkesiyse, metnin ruhu mahiyetinde.
Metni heyecanla paylaþtýðýmýz dakikalarda okuyucularýmýzdan gelen talepleri de bir tür katýlým refleksi ve coþkusu olarak karþýladým ben. Sözgelimi yurtdýþýnda yaþayan vatandaþlarýmýzýn kendileriyle ilgili beklentilerini, üniversitelerin eðitim kalitesi ve evrensel bilimsel deðerlere dair hedeflerini, sanata içkin destek vurgularýný da beyannamenin okunmasýnýn ardýndan hemen dile getirmeye baþladýlar...
Bu heyecaný önemsiyorum. Demek ki Baþbakan Davutoðlu’nun katýlým daveti, sadece AK Parti tabaný tarafýndan deðil, hemen her kesim tarafýndan ciddiye alýnarak dinlenmiþtir diyorum... Bizi düþünmeye, konuþmaya, katýlýma davet eden içten bir duruþtur bu... Elbette çok deðerlidir.