Beyaz atlı prens, trafiğe mi takıldı?

G.Saray’de yeniler yerlerine tam oturdu deniliyor ama, Belhanda’nın durumu can sıkıyor. Latovlevici, ağzımıza bir kaşık bal sürüp elini-ayağını çekti. Gomis, med-cezir gibi gidip geliyor. Feghouli iyi de, beklediğimiz kadar iyi değil...

Eskilerden Selçuk, sallantıda. Serdar Aziz yan baksan, borç versen, selam versen sakatlanıyor... Eren Derdiyok desen, derdinin dermanını arıyor. Sinan Gümüş’ü pas tuttu... Martin Linnes yokla var arasında, ahla vah arasında. Yasin tavan arasında...

Ligin başında “Süper” denilen takım, “Beter” olmuş, ağlayanı yok. Çözüm arayanı yok. Derdini soran yok.

Bunlara rağmen, derbi ortaklarına 8 puan fark yapmış olması; çözüm arayışını ertelemeyi haklı çıkaracak bir birikim midir?

Görünen tablo “Liderim... 8’er puan farkım var. İşler tıkırında” diyecek kadar, rahat mı?

Uyuyan Güzel G.Saray ise, onu uyandıracak beyaz atlı prens ormanda mı kayboldu? Gelen-giden yok!

***

Felaket tellallığı yapmayalım, tamam da; her şeyi de toz pembe gösterme çabalarına da, itirazımız olsun bari...

Trabzon deplasmanı yaklaşıyor. Rakip her ne kadar “Trabzon’dan puan almak, çocuk oyuncağı” denilecek kadar acz içine düşmüşse de; 6 yedi 6 attı... O Çorum’du bu G.Saray derseniz, Trabzon da “Yarım düzinede gözüm yok. 1-0 olsun, benim olsun” derse, o kadarcığına razı mı olacaksınız?

3 puanı lotarya ile vermiyorlar. Çekiliş yok, kura yok. Tezgahta da satılmıyor. Çıkıp oynamak lazım.

Meydana çıktığında da göbek atmayacaksın, gol atacaksın. Son maçta Gomis uyudu... Ya hala yataktan kalkmadıysa?...

***

İgor Tudor, “Başarının anahtarı oynayanda değil, oynatanda” şifresini veren benmerkezci tavırlar takınıyor. En tehlikelisi bu...

Özellikle radyo reklamlarda, habire Tudor Gömlek Krallığı’ndan sözediliyor. İgor Tudor, o kralın kendisi olduğunu sanmasın!

Trabzon’dan tokadı yerse, kendine gelir.