Beyaz GS ve Abdurrahim Albayrak

Pilav yapmayı mektupla öğrenmişbir adamdırAbdurrahim Albayrak... Almanya’ya babasıyla işçi olarak gittiğinde, annesinden gelen mektuplarla pilav yapmayı öğrenmiş bir adam... Hayat böyledir, kimileri iyi okullarda, rahat şartlarda okur, hayata 1-0 galip başlar, kimileri hayata 2-0 mağlup başlasa da yaşarken öğrendikleri ona maçı çevirecek gücü verir...

***

Abdurrahim Albayrak’ın en bilinen özelliğidir Galatasaray sevdası... Parasını, zamanını, sağlığını harcar, deplasmanları, soyunma odalarını, bengay kokusunu, adrenalini, mağlubiyetlerde yükselen homurtuları bilir. Bilinen bir şey daha vardır, kimi Galatasaraylılar yeterince beyaz bulmaz Abdurrahim Albayrak’ı... Doğru, kont havası yoktur Albayrak’ın, içi dışı birdir, düşmanının yüzüne gülmez ya da sarılır gibi yaparak kimseyi hançerlemez...

Galatasaray için herkesten çok çalışmasına rağmen geçmişte yönetimine girdiğinde Albayrak’a dudak bükenler vardı, görünen o ki şimdi de var...Beyaz Türklük ve kibir diyeceğim, yok öyle şey diyecekler ama o zaman eksik ne birileri söylesin? Mesela puro markaları ya da trüf mantarlı risotto ile ilgilenmemek mi? Bunları bilmek meziyet gelebilir kimilerine ama bir kulüp yöneticisi için asıl meziyet futbolcunun sevincini, üzüntüsünü anlaması ve daha önemlisi dinleyebilmesi değil midir?

***

Bu hafta, Schalke maçından sonra Melo’nun klasik Pitbull sevincine katılırken çekilen fotoğrafının Başkan Aysal dahil bazılarında yarattığı sıkıntıdan söz edildi...Sahi dünyanın sonu mudur bu fotoğraf ya da neyi gösterir? O fotoğraf değil ama tavır başka şeyleri gösteriyor bana göre...

İnsanlara sen doktor değil ancak hasta bakıcı, sen iş sahibi değil ancak çalışan olursan diyen anlayışın bir tezahürüdür bu... Abdurrahim Albayrak’ı sevmeyebilir, maç seyrederken yaptıklarını abartılı bulabilirsiniz ama iş Galatasaray’a fayda sağlamaksa orada durmak lazım. Yanan Galatasaray Üniversitesi için para veren bir sürü adam bulabilirsiniz belki ama kol gücü de lazım dendiğinde ortada kimse kalmasa bile Abdurrahim Albayrak taşın altına girer... Bilmem anlatabildim mi?