Beyaz Saray görüþmesinin hatýrlattýklarý...

Baþbakan’la birlikte Washington’a giden meslektaþlardan “Neye dikkat etmeliyim?” diye soran çýksaydý, “Aman ha, Beyaz Saray’a giderken yanýnda mutlaka fotoðraflý bir kimlik bulunsun” cevabýný verirdim; gafletim yüzünden Turgut Özal’ýn 1991 Irak Savaþý sonrasý Washington’a ilk gidiþi sýrasýnda Beyaz Saray görüþmesini az kalsýn izleyemeyecektim.

 

Washington’a gidiþlerimde gazeteye yük olmasýn diye dost evlerinde kaldýðým dönem; Anadolu Ajansý’ný yýllarca ABD baþkentinde temsil etmiþ rahmetli Yener Arýoðlu’nun evine sýðýnmýþým... Ziyaretin en önemli günü Yener’le birlikte sabah evden çýktýk, Beyaz Saray’ýn kapýsýna zamanýnda dayandýk. Sýraya girdiðimizde kimlikleri hazýr bulundurmamýz istenince büyük þaþkýnlýk yaþadým...

Üzerimde benim listedeki isim olduðumu ispatlayacak hiçbir resmi belge yoktu... Yanýma almayý unutmuþum. Herkes içeri girdi, ben kapýda kalakaldým... Kaldýðým eve gidip pasaportumu getirmeye kalksam görüþmenin sonuna bile yetiþmem mümkün deðildi.

Mahzun ve melûl bir halde kapýda beklediðimi görenlerden biri Turgut Bey’e durumumu anlatmýþ, o da evsahibine; Baba Bush da durumu basýn müþavirine havale etmiþ... Tam ümidimi kesmek üzereyken sivil kýyafetli bir koruma kapýnýn öte tarafýndan bana iþaret etti. Hamlede bulundum, ama bu defa kapýdaki görevli býrakmaya yanaþmaz mý? Tartýþtýlar, sonra korumaya “Senin üzerine zimmetli, bundan böyle ondan sen sorumlusun” denilerek kapýdan geçmeme izin verildi.

‘Zimmet’ ile neyin kast edildiðini içeri girince anladým: Bir dudaðý gökte bir dudaðý yerde devliðinde koruma bir an bile yanýmdan ayrýlmadý; kýpýrdanmama bile izin vermedi. Soru sormak için elimi kaldýracaðým, gözüyle “Ýndir onu” iþareti yaptý. Heyetin diðer üyeleriyle konuþmama müsaade etmedi. Basýn toplantýsý bittiðinde Beyaz Saray’ý ilk terk eden ben oldum.

Kapýdaki görevlinin verdiði bilgiye göre, o zamana kadar Beyaz Saray’a kimliðini ispat etmeden giren ilk kiþi benmiþim... En iyi tanýdýklarý çalýþaný bile görevli kartýný göstermeden içeri almayan bir disiplini var Beyaz Saray’ýn ve ben onu delmiþim...

Clinton döneminde gittiðimizde baþý dertte olan ABD baþkanýnýn hal ve tavrý görülmeye deðerdi. Daha önce bayaðý samimi davrandýðýný gözlemlediðimiz Tansu Çiller’e daha mesafeli duruyordu sözgelimi. Kendine güvenini kaybetmiþ bir ABD baþkaný görüntüsü... Hoþtu.

Obama’nýn da baþý dertte þu sýralarda... Birkaç gün önce, kendisini ziyaret eden Ýngiltere baþbakaný David Cameron’la görüþmesi sýrasýnda, gazeteciler, konuðu ve ikili iliþkileri bir tarafa býrakýp Obama’yý yerel skandallar konusunda sýkýþtýran sorular sormaya baþladý: Bingazi’deki saldýrýlarda ölen ABD’nin Libya büyükelçisiyle ilgili son haberler hiç iç açýcý deðil. Üstüne üstlük, Amerikan maliye bakanlýðýnýn vergi toplayan birimi (IRS) meðer Obama-karþýtý adaylara baðýþta bulunan iþadamlarýna müfettiþ gönderiyormuþ...

Tam görüþme günü, AP haber ajansý, adalet bakanlýðýnýn bazý AP muhabirlerinin telefon kayýtlarýný gizlice izlediðini açýklamasýn mý?

Bu sütunun devamlý okurlarý, bizde þikâyet konusu olan bazý geliþmelerin baþka ülkelerde de cereyan ettiðini biliyorlar. Dahasý, oralarda meydana gelen bazý geliþmeleri “Bizde de olacaktýr, göreceksiniz” uyarýsýyla önceden duyuruyorum. IRS’in ve AP’nin odaðýnda bulunduðu olaylar yabancýsý olmadýðýmýz þikâyet konularý; bizde Meclis’in görüþmeye baþladýðý alkollü içeceklerle ilgili kýsýtlayýcý yasanýn geleceðini de birkaç ülkeden örneklerle daha geçenlerde duyurmuþtum...

Ne yapalým, dünya böyle bir dünya...

Ýçinizden Beyaz Saray’dan yapýlan yayýnlarý âný ânýna izleyeniniz olduysa, ABD baþkanýnýn evinin önünün tenhalýðý dikkatinizi çekmiþtir. Oysa, Özal döneminde gittiðimizde önünden geçilebilir bir mekândý Beyaz Saray; önce ufak bir uçak uçtu üzerinden diye önünü kapattýlar; 11 Eylül (2001) eylemi sonrasýnda ise etrafýyla iliþkisi bütünüyle kesildi Beyaz Saray’ýn...

Þimdi kimliksiz kapýsýna geleni asla içeri almazlar...