Beyaz Saray sözcüsüne bakmayýn siz, Netanyahu da yargýlanacak!

Cahil kimdir?

Ülkemizde okuma yazma bilmeyene, ya da az eðitimli olanlara cahil derler...

Oysa okuma yazma bilmeyen ümmidir.

Ümmi açýktýr, cehle tabi deðildir.

Cahil ise, inkâra yatkýndýr.

Ebul Hakem'den Ebu Cehil'e, yani hikmetin babalýðýndan cehaletin babalýðýna düþen Amr Bin Hiþam'ýn hikâyesi baðlamýnda düþündüðünüz zaman, hikmeti bile bile, kibirle inkâr eden demektir cahil.

Hakikati saptýran propaganda en güçlü silahýdýr cahilin.

Hukukun üzerini örtecek mesnetsiz söylem üretmekte beceriklidir cahil.

Beyaz Saray sözcüsü John Kirby'nin "Gazze'de ölen sivil sayýsý sýfýr, Güney Afrika'nýn iddialarý anlamsýz." sözü, aklýma bu hikâyeyi getirdi.

Baþýndan itibaren Siyonistleri cesaretlendiren tavýr da bu zaten.

Kimileri hâlâ þaþýrýyor, "Göz göre göre soykýrýmý nasýl inkâr edebilirler?" diyor.

Oysa köhne düzende hikâye hiç deðiþmedi.

Mesele soykýrýmý, katliamý sýradanlaþtýrmak.

Ýçinde yaþadýðýmýz sistemin egemenleri bu konularda çok mahir.

Batý, özellikle sömürge çaðýndan emperyalizm sürecine kadar kapitalist sistem, bunu sistematik hale getirmiþtir.

Üstelik buna hukuki bir kýlýf da uydurmuþtur.

Amerika bu hukukun devamýndan ibaret.

Ýþte bu sözde hukukun baþka bir yüzü daha var...

O da söylem üzerinden delil karartma becerisiyle alakalý.

Bu beceri, hukuk sahnesinde davanýn sýnýrýný belirlemek.

Beyaz Saray sözcüsünün "sýfýr sivil kayýp" söylemi, böyle bakýlýnca baþka bir anlam kazanýyor.

Yukarýda söylediklerimle çeliþecek, ama söylemek zorundayým:

Müesses nizamýn en tepesindeki güç olan ABD, Ýsrail'in mahkûm edilmesini istemeyecektir bu süreçte.

Onun yerine, kiþilerin yargýlanmasýna sözde rýza gösterecektir.

Elbette karamsar olmayalým...

Ama bu gerçeði de aklýmýzýn bir yerinde tutalým.

Güney Afrika, Ýsrail'i sanýk sandalyesine oturttu.

Ýsrail, Uluslararasý Adalet Divaný'nda soykýrým yapmaktan yargýlanacak.

Biz, 16 Kasým 2023 tarihli yazýmýzda sürecin buralara geleceðini yazmýþtýk.

Bu davanýn ikinci aþamasý özellikle Netanyahu ile birkaç kiþinin savaþ suçlusu olarak yargýlanmasý olacaktýr.

Çünkü cehaleti besleyen müesses nizamýn iþleyiþ tarzý bu.

Sistem okumasýný bilmeyenler, bizim bu sözümüzü þimdiden burun kývýrabilirler.

Ama neo-liberal köksüzlüðü aþýp fikrî takip yapabilenler, egemenlerin sistem açýsýndan iþlevi bitmiþ kiþileri harcamaktan çekinmediklerini göreceklerdir.

Daha doðrusu sistemin rýza üretme aracý olarak kullanýldýklarýný göreceklerdir.

Ýki örnek verelim bu noktada:

Bosna kasabý Slobadan Miloseviç, bunlardan en bilineni.

Katliamlarý özellikle Batýlý güçlerin gözü önünde gerçekleþtirdi Miloseviç.

Hatta Birleþmiþ Milletler týpký bugünkü gibi katliamýn perdesi oldu.

Miloseviç, iþte bu katliamlardan yargýlanýrken, kalp krizi geçirip öldü.

Ýsrail aleyhine dava açan Güney Afrika olunca, 1994 yýlýnda yaþanan Ruanda soykýrýmýnýn finansörü Felicien Kabuga'yý burada anmamak olmaz.

Ruanda'da katliam yüz gün boyunca sürdü ve 800 binin üzerinde insan öldü.

Katliamýn finansörü Kabuga, katliamý yapan Hutular'a para ve silah yardýmý yaptý.

ABD tarafýndan yakalanmasý için 5 milyon dolar ödül konulmasýna raðmen bir þekilde izini kaybettirmesini (!) bildi.

Tabi bu arada daha önce oluþturduðu finansal iliþki aðýný çocuklarý yönetti (!)

87 yaþýnda iken Fransa'da yakalandý.

Þimdilerde 90 yaþýnda ve Uluslararasý Ceza Mahkemesi'nde yargýlanýyor.

Müesses nizam böyle iþ görür iþte.

Demem o ki...

Sözde devlet Ýsrail'in soykýrým yükünün Netanyahu'ya yüklenmesinin zamaný uzak deðil.

Netanyahu ve birkaç aþýrýlýkçý (!) yargýlanacak, göreceksiniz.

Bu yazýmýzý baðladýðýmýzda, Suriye-Ürdün sýnýrýnda ABD askerlerinin ölümüyle sonuçlanan bir saldýrý haberi düþtü.

Saldýrý ABD'nin ikircikli Orta Doðu politikasýnda nasýl bir sonuç doðuracak, bekleyip göreceðiz.

Ama þu kesin...

ABD için Orta Doðu'nun maliyeti daha da artacak.

Trump ne demiþti:

"9 trilyon dolar harcadýk, milyonlarca insaný öldürdük ve elimizde ne kaldý? Hiçbir þey. Ölümümüz var, kanýmýz var, hiçbir þeyimiz yok."