Hay Allah, hay Allah... Sanki biliyormuþum gibi uyarýmý yaptým, ama bir gün gecikmeyle... Gecikmeyip bir gün önce yazsaydým, Hürriyet teknesinin kaptaný Enis Berberoðlu Beyaz Saray kapýsýnda bir saatten fazla beklemezdi. Hem de pasaportu elinde olduðu halde... Beklemiþ, galiba sýrtýndan soðuk terler akýtarak...
Bakýn baþýna geleni nasýl anlatýyor: “Pasaportlar elimizde, Türk delegasyonu kartý boynumuzda...
Türk Büyükelçilik görevlileri yanýmýzda...
Bizim biz olduðumuzun tasdikini bekledik. Anlatýlana göre normalde 48-72 saat alýyormuþ. Bize kýyak çekip 1 saat 10 dakikada tamamladýlar.
250 metre mesafeden kapýya e-mail attýlar. Gül Bahçesi’nin yolu açýldý.”
Dört kiþiymiþ bekleþenler... Kimlikleri yanlarýndaymýþ, doðum tarihleri Amerikan usulü yazýlmadýðý için baþlarýna gelmiþ bu durum...
O sýrada sýrtýnýzdan soðuk terler boþansa da, yýllar sonra aðzýnýzda hoþ bir anýya dönüþüyor baþýnýza gelen...
Eski gezilerde basýn toplantýsý yapýlmýþsa metnini elde edebilmek için bayaðý beklenirdi; þimdi konuþmalarýn yapýlmasýyla White House internet sitesine tam metnin konmasý arasýnda fazla vakit kaybedilmiyor. Siteye girenler o günün kalabalýk heyetler arasý görüþmesinin deðil, akþam ‘Red Room’da (‘kýrmýzý oda’) üçer kiþilik heyetler halinde yenilen yemeðin fotoðrafýnýn ‘günün fotoðrafý’ olarak seçildiðini görüyorlar...
‘Kýrmýzý oda’daki görüþme acaba daha mý önemliydi?
Soruyu boþuna sormuyorum. ‘Üçlü heyet’ buluþmasýnda yer alanlara bir bakýn: Türkiye tarafýnda Tayyip Erdoðan, Ahmet Davutoðlu ve Hakan Fidan... ABD tarafýnda Barack Obama, John Kerry ve Tom Danilon... Danilon Beyaz Saray’ýn ulusal güvenlik danýþmaný...
Duvarlarýn dili olsa da konuþsa, ‘Kýrmýzý oda’nýn duvarlarýndan çok þey öðrenilirdi gibime geliyor....
‘Red Room’ Beyaz Saray’ýn en göz alýcý bölümlerinden... ‘Inferno’ (Cehennem) adlý yeni romanýyla çok satanlar listesini zorlayan Dan Brown’u izleyecek olsaydým, bu odayla ilgili Wikipedia’da sayfalar dolusu bilgivar, oradan aktarabilirdim: Büyüklüðü... Ne amaçla kullanýldýðý... Mobilyalarý... Duvarlarýndaki sanat eserleri... Müzik âletleri... Kim döþemiþ, ne zaman?
Ulysses Grantorayý oturma odasý olarak kullanmýþ... Franklin Roosevelt’in eþi Eleanor kadýn gazetecilerle ‘kýrmýzý oda’da buluþurmuþ... John F. Kennedy’nin cenazesi devlet töreniyle kaldýrýldýktan sonra eþi Jacqueline katýlan devlet baþkanlarýný orada kabul etmiþ... Ronald Reagan ise ziyaretine gelen devlet baþkanlarýyla fotoðraf çektireceðinde ‘kýrmýzý oda’yý tercih edermiþ... Bill Clinton az katýlýmlý akþam yemeði davetlerini vermiþ orada...
Obama da Clinton geleneðini sürdürüyor demek ki...
Basýn toplantýsýnda “Daha önümüzde akþam yemeði var, Suriye’yi orada konuþmaya devam edeceðiz” demiþti Baþbakan Erdoðan... Yemek tam üç saat sürmüþ... En fazla merak ettiðim þu: Üç saatlik oturumun ardýndan yapýlsaydý basýn toplantýsý, acaba daha önce Gül Bahçesi’nde söylenenlerden farklý bir þey duyar mýydýk?
Hani “Kim kimi ikna edecek? Obama mý Erdoðan’ý Erdoðan mý Obama’yý?” meraký var ya, o sorunun cevabý galiba ‘kýrmýzý oda’da konuþulanlarda...
Neredeyse bütün gazeteler “MÝT müsteþarý ilk kez böyle bir ziyarete katýlýyor” vurgusunda. Herhalde doðrudur bu bilgi. Ancak hem Hakan Fidan daha önceki istihbaratçýlardan farklý, hem de bu ziyaret deðiþik bir ortamda yapýlýyor.
Fidan’ýn heyette bulunmasýnýn, Oval Ofis’teki heyetler halinde görüþmeler yanýnda ‘kýrmýzý oda’daki dar katýlýmlý akþam yemeðinde de yer almasýnýn elbette bir anlamý var.
Beyaz Saray’da ‘kýrmýzý oda’...
Acaba bizim baþbakanlýk resmi konutunun odalarýnýn böyle rengârenk isimleri var mý? Cumhurbaþkanlýðý yerleþkesi içerisinde ‘Pembe Köþk’ var, ama diðer bölümlere renkli isimler konulmuþ mudur?
Renklerle aramýz pek hoþ deðil mi bizim?
Merakýmý mazur görün... Zirve buluþmalarýnda bazen lâf arasýnda birileri harcanýr veya birilerinin deðerleri yükselir. Acaba bu defa lâf arasýnda harcananlar olmuþ mudur?