Baþbakan Davutoðlu’nun Van mitingindeki konuþmasýnda, Güneydoðu’da 1990’larýn sembollerinden Beyaz Toros’a deðinmesi, son birkaç yýldýr bölgede yaþananlarý bilenler için hiç de þaþýrmadýklarý bir benzetme olmuþtur. Beyaz Toros 1990’larda, dönemin KCK’sý JÝTEM’in nam yapmýþ korku aracýydý. Gözaltýlarýn, kaybolmalarýn, faili meçhullerin, katliamlarýn sembolüne dönüþmüþtü. Korku denilince akla gelen unsurlardan birisiydi.
7 Haziran öncesi -barajý geçemezsek- ‘musluklardan kan akacak’ ilanlarýný þehirlerin duvarlarýna, billboardlarýna astýran PKK’nýn açýk tehdidini unutan Demirtaþ, yine çarpýtarak, ‘Beyaz Toros’la tehdit edildiklerini’ söylüyor. Allah’tan bölgede yaþayanlar, son birkaç yýldýr ‘Beyaz Toros’un’ nasýl sokak sokak dolaþmaya devam ettiðini, kimlerin kaybolup bir daðda mahkemede ortaya çýktýðýný, infazlarý, kazýlan hendekleri, Kürtlere ait olmayan sipariþ bir savaþýn nasýl baþlatýldýðýný gayet açýk bir þekilde biliyor ve tecrübe ediyorlar da, baþbakanýn ne demek istediðini en iyi þekilde anlýyorlar. Zira son birkaç yýldýr Beyaz Toros’un sadece þoförü ve içinde oturanlar deðiþmiþ durumda. Onun dýþýnda yaþananlar, üç aþaðý beþ yukarý 1990’larda JÝTEM’in ve karanlýk odaklarýn ‘makbul olmayan Kürtlere’ yaptýklarýndan çok farklý deðil. Kýsaca, þiddeti ve yaygýnlýðý eþit olmasa da, 1990’larýn JÝTEM’i, bir tenasüh ile PKK’da arz-ý endam ediyor.
Kriz de tam burada baþlýyor. Nasýl oluyor da, 1990’lar gibi aðýr bir travmadan sadece vesayet rejiminin taklitçisi bir yapý olarak, hem de dönüþmeden çýkmayý baþarýyorlar? Onca zulmün, acýnýn ve maðduriyetin ardýndan olgunlaþmak yerine, zalim olanýn kötü bir taklitçisi olmayý baþarýyorlar? Onca yýllýk acýyý unutup, Kürtlerin ilk kez yüzlerinin gülmesine vesile olmuþ AK Parti’ye baþtan aþaðý yalan ve dezenformasyondan ibaret bir dünyanýn içerisinden düþmanlýk, hatta kan davasý gütmeyi göze alýyorlar? Kürtlerin böyle bir kini ve düþmanlýðý olmayacaðýna göre, bu ‘emanet kin’ kime ait?Kimlerin ‘kini ve husumeti’ adýna Kürtleri kendilerine -küresel bir- sermayeye dönüþtürme cesareti gösteriyorlar?
Bu sorularýn cevaplarýný Kürtlerin yaþamýþ olduðu aðýr maðduriyetler, bölgenin makus tarihi ve geç kalmýþ milliyetçilik dalgasý bir süre daha örtebilir. Ama orta ve uzun vadede milyonlarca insanýn 2015 Türkiye’sinde açýklanamaz bir duruma denk gelen ‘terörizm ve silahlý mücadele’ makasýnda bulunmasý mümkün olmayacaktýr. Bunun tersinin mümkün olabilmesi için vesayet rejiminin kýyasý mukabil olmayan gücüne raðmen bir asýrdýr anlattýðý hikâyenin ve ütopyanýn iflas etmemesi gerekirdi.
Bu son dönem çýlgýnlýðýnýn arkasýnda da Beyaz Toros’a benzer bir hikâye var. Yeni araç bir Mercedes. Yer Türkiye deðil. Hikâye Suriye’de yaþanýyor. Hama, Humus, Ýdlip, Dera, Halep, Þam ve daha birçok Suriye þehrinde dolaþan bir vahþet hayaleti var. Baas rejiminin JÝTEM’i Þebbiha da, kullandýðý ‘Siyah Mercedes’lerle nam yapmýþ bir katliam þebekesi. Güneydoðu’da ‘Beyaz Toros’ denilince herkesin aklýna ne geliyorsa, Suriye’de de Siyah Mercedes denilince benzer, hatta çok daha büyük zulümler geliyor. PKK’nýn doðrudan JÝTEM’i taklit etmeye baþladýðý dönemlerle, Suriye’de Siyah Mercedes’in ve Þebbiha’nýn nam yaptýðý dönemler arasýnda takvim uyumu da var.
PKK Suriye’de Siyah Mercedes’i takip ettiðini, arkasýna sýðýndýðýný gizleyen bir örgüt deðil. Hatta Salih Müslim’in ifadesiyle ‘PYD, sonunda Þebbiha ordusunun bir unsuru’ olmayý bile düþünüyor. Ayný Siyah Mercedes, Suriye isyaný öncesi Kürtleri katletmek için dolaþýrdý. Suriye isyanýyla beraber itiraz eden herkese musallat oldu. Dün Siyah Mercedes’ten kaçanlarýn tamamý bugün PKK’nýn o Mercedes’e nasýl bindiðini, Kürtlerin buna nasýl tahammül ettiðini Suriye’de sorguluyor. Benzer bir sorgulama, bütün PKK, HDP ve liberal-sol aymazlýða raðmen Türkiye’de de kaçýnýlmazdýr.