Beyazperdeden barýþ çaðrýsý

Çanakkale Çocuklarý geçen hafta vizyona girdi, II. Dünya Savaþý’nda geçen Güneþ Yanýðý-II bu hafta, Çanakkale 1915  ise bu ay vizyona giriyor. Biz de savaþ filmlerinin gövde gösterisindense savaþ karþýtý filmlerin barýþ çaðrýsýný tercih edenlerin kaçýrmamasý gereken baþyapýtlarý seçtik.

SAVAÞ sinemadýr ve sinema savaþtýr, der Paul Virilio Savaþ ve Sinema: Algýnýn Lojistiði adlý kitabýnda. Türkçeye çevrilmedi bildiðim kadarýyla.Virilio’nun çok yönlü kiþiliði çok yönlü bir tarif ister. Öðrenim gördüðü üniversite olarak II. Dünya Savaþý’ný gösteren bir düþünürdür en kýsa tarifiyle. Sanat okulu mezunu olmadýðýndan ve Sorbonne’da fenomenoloji üzerine araþtýrma yapmadýðýndan deðil, hayatý cephede tanýdýðýndan! Matisse ile yan yana kiliselerde vitray yapmýþ bir sanatçýdýr. Þehircidir. Kültür ve siyaset kuramlarý oluþturmuþ bir yazardýr.

Teknoloji ve endüstriyel geliþmelerle kültür arasýnda döneminde tartýþmalý bulunan fikirler ileri sürdü, Virilio. Körfez Savaþý patlak verince Savaþ ve Sinema’da ileri sürdüklerinin, gözün de bir silah olduðuna dair görüþünün ne kadar isabetli olduðu fark edildi. Kaza üzerine düþünceleri de Katrina Kasýrgasý sýrasýnda net biçimde anlaþýldý. Kosova Savaþý ve git gide geçmiþteki savaþlardan farklýlaþan, teknolojinin geliþimi ve medyanýn küreselleþmesiyle bütün bir dünyanýn seyirci olarak katýldýðý bir niteliðe bürünen günümüz savaþlarý üzerine incelemeleri hayati önem taþýyor. Ýlginçtir akademisyenlerin yaný sýra askeri otoriteler Paul Virilio’yu yýllardýr dikkatle takip ediyor... Ama 300’ü seven Zizek (300 Spartalýnýn yönetmeni Zack Snyder) kadar tanýnmýyor!

Antimilitarist sinema var mý?

Marc Ferroda Sinema ve Tarih kitabýnýn “Antimilitarist sinema var mý?” baþlýklý bölümünde Alain Resnais ve Jean LucGodard’ýn bütün filmlerinin olumlu örnekler olduðunu söylemekle birlikte ordunun varlýðýný ve iþlevini kökten tartýþmayan filmlerin antimilitarist olamayacaðýndan dem vurur. Stanley Kubrick’i bu listeye eklememek bence haksýzlýk olacaktýr. Savaþ karþýtý filmler -ki birçoðu savaþýn dehþetini bizzat yaþamýþ yazarlarýn kitaplarýndan uyarlamadýr- barýþ kültürünün en kýymetli birikimleri arasýnda yer alýr. Sinemalarýmýzda savaþ filmleri belirmeye baþlayýnca Paul Virilio þerhi düþerek bir savaþ karþýtý filmler seçkisi yapayým dedim.

Sinan Çetin’in Çanakkale Çocuklarý geçen hafta, Nikita Mikhalkov’un II. Dünya Savaþý’nda geçen Güneþ Yanýðý II bu hafta vizyona girdi. Ekim ayýnda Çanakkale 1915’i de izleyeceðiz. Bu vesileyle ve yukarýdaki yazarlarýn düþüncelerinin kýlavuzluðunda bir liste yaptým. Belgeselleri çok sayýda olduklarý için hesaba katmadým.

Ýnsani, ibretlik, ironik öyküler

Daha düz ve popüler anlamda da savaþýn sinema, sinemanýn savaþ olmasý fikri kiþisel olarak kanýmý dondurur. O görkemli çarpýþma sahneleri, o kahramanlýk destanlarý, o trajik toplu ölüm tablolarý, ister mitolojiden ister günümüzden olsun ilahi bir gücün taraf olduðunu hissettiren ve savaþan taraflardan birini haklý gören bakýþ açýþý, barýþ için büyük bir tehlike arz eder kaçýnýlmaz olarak. Ellerine silah ve oyuncak askerler alýp oynayan çocuklarýn heyecanýný görünce ölmeyi ve öldürmeyi böylesine kanýksatan filmler keþke hiç yapýlmasaydý, deriz.

Savaþýn canavarlýk, felaket, yýkým olduðunu itiraf etmeyen; etse de sonrasýnda bir tarafýn askerleriyle özdeþleþip onlar düþmaný yensin diye heveslenmemizi saðlayan, barýþýn tek çaresinin bir tarafýn zaferi olduðunu ileri süren, bunun için, vatan ve/ veya silah arkadaþlarý uðruna kahramanlýk ve fedakarlýk öngören filmlerle doludur sinema tarihi. Birçoðu da iyi filmlerdir, hatta baþyapýt sayýlabilirler bazý açýlardan. Ýyi bir savaþ sahnesi çekebilmek büyük marifettir. Filmleri savaþ alanýna çevirmeyi becerebilir yetenekli yönetmenler. Ama savaþýn içinden insani, ibretlik, ironik öyküler çýkarabilmek ve bunlarý doðru görselleþtirebilmek bombardýman ve çarpýþma sahnelerinden katbekat daha zordur. Savaþ alanýndan uzakta savaþýn etkilerini anlatabilmek, dehþeti estetize etmekten çok yýkýcýlýðýný vurgulamak daha soylu bir amaç deðil midir?

Bunu baþaran yönetmenlere ve filmlerini uyarladýklarý roman ya da oyunlarýn yazarlarýna ‘Selam’ duralým. Bu liste daha birçok filmle zenginleþebilir, yeter ki izleyen gözler silah olmasýn!

KÜLT SAVAÞ FÝLMLERÝ VE YÖNETMENLERÝ

J’accuse (Abel Gance), Diktatör (Charlie Chaplin), Hiroþima Sevgilim (Alain Resnais), Aslolan Hayattýr (Bertrand Tavernier), Yasak Oyunlar (Rene Clement), Zafer Yollarý (Stanley Kubrick), Ýnsanlar Yaþadýkça (Fred Zinneman), Full Metal Jacket (Stanley Kubrick), Dr. Garipaþk (Stanley Kubrick), Harp Esirleri-Büyük Aldanýþ (Jean Renoir), Hair (Miloþ Forman), Kýyamet (Francis Ford Coppola), Taksi Þoförü (Martin Scorsese), Küller ve Elmas (Andrzej Wajda), M*A*S*H (Robert Altman), Duck Soup (Marx Biraderler), Stalag 17 (Billy Wilder), Catch 2 (Mike Nichols), Öldüren Tarlalar (Roland Joffe), 5 Numaralý Mezbaha (George Roy Hill), Garp Cephesinde Yeni bir Þey Yok ( Lewis Milestone), Macarlar (Zoltan Fabri), Teneke Trampet (Volker Schlöndorff), Ivan’ýn Çocukluðu (AndreyTarkovski),  Askerin Türküsü (Grigori Çukray), Savaþ Günahlarý (Brian de Palma), The Deer Hunter (Michael Cimino), Lebanon (Samuel Maoz) ve Tanrý’nýn Vadisinde (Paul Haggis.)