“Yenikapý Ruhu” ayaðýna bir süre eleþtirilerden muaf tutulmuþtu ama bu satýrlarýn yazarý ortadaki týyneti bildiði için, eleþtirilerine ara vermedi.
Hep, “Bu adamla mý uzlaþacaksýnýz?” diye sordu.
Eþten dosttan da azar iþitti: “Kýlýçdaroðlu’na vurmanýn zamaný mý? Yenikapý ruhu diye bir þey var...”
Yenikapý ruhu diye bir þey vardý ama Kýlýçdaroðlu’nun o ruhla bir alakasý yoktu.
Yenikapý’ya gitti. Doðru.
Biraz nazlanarak gitti.
Kendisine “önemi” hissettirildiði için gitti.
Ýlk fýrsatta da kaytardý...
ABD Büyükelçisi John Bass’le görüþtükten sonra da fikir ve týynet deðiþtirdi. Darbecilere kol kanat geren açýklamalar yapmaya baþladý.
Cumartesi günü Cumhuriyet resepsiyonundaydým.
Cumhurbaþkaný Erdoðan, Kýlýçdaroðlu’na iliþkin bir sitemini dile getirdi, “Açýklamalarý beni rencide etti” dedi. Dahasýný söyleyecekti; hak ediyordu çünkü. Ama söylemedi. Edeple yutkundu.
“Beyefendi Marmaris’te tatildeyken, Meclis bombalanýyordu” diyordu Kýlýçdaroðlu.
Doðru. Beyefendi Marmaris’teydi.
Ve Meclis bombalanýyordu
Ama Meclis’in bombalandýðý saatlerde Beyefendi, çocuklarý ve torunlarýyla çýktýðý “ölüm yolculuðu”nu tamamlamýþ, Atatürk Hava Limaný’nda “darbeye karþý halk direniþi”ni yönetiyordu.
Kaldý ki, Beyefendi Meclis’in bir üyesi deðildi... Marmaris’e gitmeseydi de Meclis’te bulunmayacaktý.
Kendisi neredeydi?
Meclis’in bir üyesi olarak nerelerde eðleþiyordu, hangi güvenli evde darbenin ne yöne doðru evirileceðini bekliyordu?
Niçin darbe haberini alýr almaz Meclis’e koþmadý?
Niçin bombacýlara karþý göðsünü siper etmedi?
Beyefendi Marmaris’te suikastçilerle köþe kapmaca oynarken, kendisi Bakýrköy Belediye Baþkaný’nýn Yeþilköy’deki güvenli evinde bekliyordu.
Evet “bekliyordu...”
Bir kalkýþma olduðu bilgisi “erkenden” ulaþtýrýlmýþtý kendisine.
Ankara’dan Ýstanbul’a uçuyordu.
Bir diðer ifadeyle, Ýstanbul’a kaçýyordu.
Atatürk Hava Limaný’na indiðinde tanklarý gördü. Bir süre VIP salonunda bekledi. Sonra, darbecilerin anlayýþlý bakýþlarý arasýnda, tabii tanklara selam çakarak Bakýrköy Belediye Baþkaný’nýn Yeþilköy’deki evine hareket etti.
Orada “beklemeye” baþladý.
Gece yarýsýna doðru bir televizyon kanlýndan aradýlar, “Darbe hakkýnda ne düþünüyorsunuz?” diye sordular.
“Ýzlemedeyiz...” dedi.
Aslýnda “beklemedeyiz” demek istiyordu.
Yukarýda da söylediðim gibi, darbenin hangi yöne evirileceðini bekliyordu. Amerika ses vermeden, ses vermek istemiyordu.
Dýþarý çýkabilirdi. Darbecilere “Ne yapýyorsunuz siz? Bu yaptýðýnýz anayasa suçudur. Derhal kýþlalarýnýza dönün!” diyebilirdi.
Demedi.
Hazýr bir televizyon kanalý tarafýndan aranmýþken, “Kalkýþmayý kabul edemeyiz” türünden steril ve zararsýz bir açýklama yapabilirdi.
Yapmadý.
Baþbakan Binali Yýldýrým konuþmuþ, Adalet Bakaný Bekir Bozdað konuþmuþ, eski Cumhurbaþkaný Abdullah Gül konuþmuþ, Cumhurbaþkaný Erdoðan CNN Türk’e baðlanýp konuþmuþ, MHP Genel Baþkaný Devlet Bahçeli konuþmuþ, neredeyse memleketteki bütün televizyon kanallarý “darbe karþýtý” yayýna baþlamýþtý ama Kemal Bey’den ses yoktu.
Çünkü bekliyordu.
Kimin galip çýkacaðýný bekliyordu.
Pozisyonunu riske edemezdi.
Pozisyonu, temkinle yaklaþmayý ve renk vermeden beklemeyi gerektiriyordu.
Sabaha karþý durum anlaþýldý.
Bir darbeci general tam alnýnýn çatýndan vurulmuþtu. Halk tanklarýn üzerine çýkmýþtý. Polis geniþ tutuklamalara baþlamýþtý. Amerika’dan darbe karþýtý açýklama gelmiþti. FETÖ kaybediyordu.
Durum netleþince Kýlýçdaroðlu çýkýp lütfen bir açýklama yaptý ve darbeye karþý meþru hükümetin yanýnda olduklarýný söyledi.
Ýþte bu adam, kalkmýþ, “Beyefendi Marmaris’te tatildeyken...” diye açýklamalar yapýyor.
Hadi Beyefendi Marmaris’te tatildeydi...
Sen neredeydin?
Niçin Ankara’ya dönmedin ve bombardýman altýnda çalýþan arkadaþlarýnýn arasýna katýlmadýn?
Sen darbe çözüldükten sonra bile ortaya çýkmadýn.
Bütün bir geceyi Ýstanbul’daki “güvenli ev”de geçirdin. Ertesi gün Ankara’ya dönebildin. Ýþ bittiði halde “beklemelerine” Ankara’daki güvenli evde devam ettin.