Beygir ve prens

Mevsim yaz, her yerde konser var. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlukonserleri kaçırmıyor. Sanatçılar da nezaket sahibi tabi… Kendisini sahneye davet edip‘köyü kurtaran çocuk’ gibisinden hoş sözler sarf edip prens muamelesiyapıyorlar. Caz festivali, Gazi Koşusuderken İmamoğlu Zülfü Livaneli konserinde de göründü. 

Konserde acıklı bir öykü anlatıyor Livaneli; Köyünü çığ düşmesi korkusundan kurtaran çocuğun hikayesi bu...

‘O çocuk bugün aramızda’ diyor ve… O da ne! Ekrem İmamoğlu’nu sahneye davet ediyor. Meğer bizim köyü çığ korkusundan kurtaran çocuk göndermesi onun içinmiş.

Tezahüratlar eşliğinde sahneye çıkıyor, Livaneli ile kucaklaşıyor, mikrofonu alıyor İmamoğlu. “Bu çok heyecanlı oldu ya, müthiş! Zülfü Livaneli’den bunu dinlemek ve bana bunu atfen anlatması… Can kulağıyla dinledim de ucunda ben olduğumu bilmiyordum. Çok teşekkür ediyorum.”

Al gülüm ver gülüm O da Livaneli’yi övüyor tabi. ‘Karanlık günlerin ışığı, umudu’diyor detone sesli şarkıcı için. Livaneli şişiniyor. “Türkiye’nin umudu bana ‘umut’ diyorsa, ne güzel bir şey.’’

Bu konseri haberleştiren gazeteler, gecenin samimi bir havada geçtiğini, İmamoğlu’nun tezahüratlarla karşılandığını yazıyor. Sanırsın Livaneli değil de İmamoğlu konseri... Seyirciler hıncahınç salonu doldurmuş, konser başlamadan önce Belediye Başkanı lehine tezahüratlar başlamış vs. denilerek konu allanıp pullanıyor. Hatta detaylara bakılırsa seyircilerden biri ‘İyi ki hayatımıza girdiniz Ekrem abi’ diyerek duygusal bir haykırımda bulunmuş. 

Konserde orkestrayı yöneten ünlü şef Rengin Gökmende boş durmamış “Biz bu sahnelere konuk olarak geliyoruz ve buranın içimize sinen bir ev sahibi var bugün’’demiş. 

Bravo. 

Bu sevgi yumağı karşısında insanın gözleri yaşarıyor tabi.Ve buruk bir hatıra beliriyor uzaklardan… Yıl 2006. Yine bir etkinlik, yine bir belediye başkanı… Fakat bu kez ‘köyü çığ korkusundan kurtaran çocuk’değil, çığın kendisi muamelesi yapılan bir isim. İBB Başkanı Kadir Topbaş.Yer Cemal Reşit Rey Konser Salonu… Sahnede yaşını başını almış sinema eleştirmeni Atilla Dorsay… Kadir Topbaş’ı sahneye davet ediyor ama ne davet!.. Beyoğlu’ndaki bozuk parke taşlarını bahane ederek küfürden beter hakaretler savuruyor. 

Dorsay, yönetmen Çağan Irmak’a ödül vermek için sahneye davet ettiği Topbaş’a “Size Kadir Bey demeyeceğim, bey lafını kullanmak istemiyorum. Beyefendi demeyeceğim, beymen demeyeceğim, beygir demeyeceğim, çünkü her şey bana Beyoğlu’nu hatırlatıyor, Beyoğlu’ndan bahsetmek istemiyorum’’diyor. 

Topbaş ise terbiye kurallarından ödün vermeden Dorsay’a, “Beyoğlu’ndan bahsetmek lazım. Biraz bekleyeceğiz ama bekledikten sonra beklediğimize değecek’’ diye yanıt veriyor. O gün misafir olarak geldiği bir mekanda alaycı, onur kırıcı ve münasebetsiz hakaretlere uğrayan Topbaş’a (Hiç değilse ev sahipi olarak) Sinema Yazarlar Derneği dahil kimse sahip çıkmadı. 

Şimdi aynı kesimlerin İmamoğlu güzellemelerini gördükçe, prensle-beygir arasındaki gelgitlerde hakkaniyet namına değişen bir şeyin olmadığını esefle görüyoruz.