TBMM genel kurulunu izleyenler muhalefet partisinden milletvekillerinin çoðu zaman ‘biat’ kavramý üzerinden AK Parti’ye yüklendiklerini görürler. Biat gibi medeniyetimizin temel siyasi kavramlarýndan birisi oldukça pejoratif, kötüleyici, olumsuzlayýcý bir þekilde kullanýlýr, hatta alay edici tarzda yakýþtýrmalara konu edilir. AK Partililer adeta körü körüne baðlýlýðý esas alan bir kitle gibi gösterilir. Ýslam tarihinde biatla ilgili meseleye farklý yaklaþan teorik tartýþmalar da, siyasetin gerçeklik düzleminde olumsuz algýya sebep olabilecek hadiseler de yaþanmýþ olabilir. Ancak bu kavramýn yapýlan eleþtirilerde bu kadar aþaðýlayýcý bir anlamda kullanýlmasý büyük haksýzlýktýr.
Ýster geleneksel ister modern dönemde olsun devlet ve iktidar kavramlarý halkýn rýza ve kabulüyle oluþan meþruiyetin güç verdiði bir otorite kavramýna dayanýr. Devletin/iktidarýn referans kaynaðý, dayandýðý hukuki metinler ve halkýn gönüllü kabulü otoritenin meþruiyetini saðlar. Meþruiyetin bir boyutu temel hak ve özgürlükleri esas bir baðlayýcý hukuki metinlere dayanmasý, diðer boyutu ise halkýn rýzayla oluþan bir baðlýlýk sonucu iktidara yetki devredilmesidir.
Bu noktada yönetenlerle yönetilenler arasýnda oluþan baðýn gücü otoritenin meþruiyetinin derecesini belirler. Batý felsefesinde toplumsal sözleþme kuramý bu baðý saðlayan olgu olarak görülür, Ýslami kaynaklar biat kavramý üzerinden bir halk-iktidar baðlýlýðýna atýf yaparlar.
Evet, Cenab-ý Hak Kur’an’da açýk bir þekilde iman edenlerin Allah’a, Peygambere ve onlardan olan yöneticilere itaat etmesini emreder. Ehliyet, liyakat, emanet, biat gibi kavramlar bu çerçevede önem taþýr. Allah, emanetin ehline verilmesini buyurur, Peygambere biatý Allah’a biat olarak görür, Peygamberin belli konularda ümmetinden biat almasýný ister. Peygamber efendimiz de ülke yönetimiyle ilgili dünyevi konularda ümmetinin görüþlerine baþvurur, onlarýn biatlarýný alýr. Akabe biatlarý topluluðun Peygamberi yalnýz býrakmayacaklarý konusunda söz verme hadisesidir. Hz. Osman’ýn ölüm haberlerinden sonra savaþa davet için yapýlan biat örneði de bir tür güvenoylamasý iþlemidir.
Allah’ýn Resulü olarak kutsallýk içeren bir Peygamberin kendisine imaný ve itaati olan bir insan topluluðundan somut bir hadise ve eylem için biat istemesi çok yönlü anlamlar taþýr. Biatlaþma, bir yönüyle referanduma gitmektir, bir yönüyle toplum kesimini karar verme sürecine katma giriþimidir, bir yönüyle de eylemi hep birlikte gerçekleþtirmek için onlardan güç almak, güven tazelemek, tam destek ve motivasyonla iþe koyulmak anlamýndadýr. Dinin peygamberi karþýlaþýlan müþkülleri aþmak için herhangi bir istiþareye baþvurmayabilir ve kendisine gönül veren insanlara emredip geçebilirdi. Ama Peygamber efendimiz, halkýyla biatlaþarak bir sözleþme tesis etmiþtir.
Biat elbette yöneticiye baðlýlýk sunma, sadakat ortaya koyma durumudur. Yönetimin meþruiyetini oluþturan temel noktalardan birisi toplumsal kabuldür. Ýslam Ansiklopedisi, biat’ý “Ýslâm devletinde idare edenle idare edilenler arasýnda yapýlan, seçim veya baðlýlýk karakteri taþýyan sosyopolitik akid” olarak tanýmlar. Biat deyince körü körüne baðlýlýktan deðil, batýlýlarýn toplumsal sözleþmesinin bir benzeri olan bir ahitleþmeden bahsetmiþ oluruz. Geleneksel Ýslam düþünürlerinden Maturidi, Mutezile (Mutezile biatý toplumsal sözleþme olarak görürken, buna aykýrý hallerin, açýk fýskýn ve seçimle iþ baþýna gelmemenin biat çerçevesini bozduðunu düþünür) veya Gazali’ye göre de, yakýn dönemdeki Turabi baþta olmak üzere birçok Ýslam düþünürüne göre de biatlaþma bir toplumsal veyaanayasal sözleþme halidir.
Bu yüzden biat kavramý modern demokratik siyaset nazariyelerinin öne çýkardýðý öze aykýrý bir uygulama deðildir (hattý onu aþan anlam zenginliðine sahiptir). Hele hele aþaðýlanýp alaya alýnacak bir kavram hiç deðildir.