Bikinili kadın cesedi

Genellemeler genellikle sıkıntı yaratır, doğru söylemez...

Yine de bugün bir genelleme yapıp, biraz İngiliz namusundan konuşalım.

Namus dediğim bacak arası değil aslında yürek namusu, beyin namusu... Ölen bir kadının ardından gösterilen tavır ve yaşanan tartışmanın namusu...

***

Ünlü, güzel ve genç bir manken, cesedi morgda dururken gazetelere geçmişte verdiği bikinili pozlarla haber olur mu? Oldu, İngiltere’nin bulvar gazetesi Sun, Güney Afrikalı engelli atlet Oscar Pistorius’un öldürdüğü kız arkadaşı Reeva Steenkamp’ın haberini bikinili hatta çıplağa yakın fotoğrafını kullanarak haber yaptı. Guardian gazetesi öldürülmüş bir kadının bedeni üzerinden tiraj elde etme çabası diyerek bu duruma sert tepki gösterdi. Tartışma büyüdü, eski bir bulvar gazetesi çalışanı, kimi yöneticilerin bikinili manken fotoğraflarının tiraj arttırdığına yönelik tavsiyelerde bulunduğunu itiraf etti...

***

Londra’dan Türkiye’ye gelelim... Bizim boyalı basında da öldürülen mankenin bikinili fotoğrafları yayınlandı, kimseden çıt çıkmadı.

Hadi bunu geçtim bir kalem, daha beter şeyler de oldu. Çok değil daha birkaç hafta önce bir spor programında Galatasaray’ın yeni transferi Sneijder’in başarılı olup olamayacağı konuşuluyordu. Yorumculardan biri Sneijder’in eşinin Youtube’daki videosunu seyrettiğini söyleyip, eşi üzerinden başarı tartışmasına girdi.

Maddi hasarlı bir trafik kazası yapan bir mankenin haberinin bile yarı çıplak fotoğrafının kullanılarak verildiği bir düzen var ve kimse buna dur demiyor.

***

Bitti mi derseniz bitmedi, ünsüz insanlar öldürüldüklerinde güzelliklerine göre haber oluyor bizde.Genç, güzel ve Facebook’tan iyi fotoğrafı bulunduysa birinci sayfa değilse 3. sayfa haberi...

Ya da bir sedyenin üzerine konmuş taşınan kadının iç çamaşırı gözüken fotoğrafları da kullanılabiliyor... İngiltere’de bir fotoğraf karesi günlerce tartışılabiliyor ama bizim memlekette farkında olan bile yok... Birilerinin kendisine gelmesi için illa kendi eş, kız kardeş ya da akrabalarının başına birşey mi gelmeli?