Hayatboyu filmi Berlin Film Festivali’nde gösterilen Aslý Özge, bu defa seyircinin kendisini olaylarýn içinde bulmasýný ve ne olup bittiðini kendisinin keþfetmesini tercih etmiþ.
GENÇ kuþak sinemacýlarýmýzdan Aslý Özge’nin üçüncü uzun metrajlý filmi Hayatboyu, dünya prömiyerini dün akþam Berlin Film Festivali Panorama Special bölümünde yaptý. Bugün, yarýn ve 16 Þubat’ta da gösterimleri yapýlacak. Capital C adlý kýsa filmiyle ödüller kazanan, Biraz Nisan ile ilk uzun metraj provasýný yapan, Köprüdekiler ile Ýstanbul ve Adana Altýn Koza film festivallerinin ulusal yarýþmalarýnda Altýn Lale ve Altýn Koza kazanan Özge, bu kez uluslararasý alanda iddialý. Evli bir çiftin iliþkisindeki sorunlu dönemece odaklý Hayatboyu’nun Türkiye vizyon tarihi belli deðil ama onu önce festivallerde izleyeceðiz.
-Üçüncü film bir yönetmen için aþýlmasý zor bir eþik. Ama Berlin Panorama bölümüne seçilmesi bu eþiði atlayabildiðinin göstergesi. Hayatboyu’na nasýl vardýðýnýzý, yaratma ve yapým aþamalarýyla birlikte anlatýr mýsýnýz?
Aslýnda mesele ettiðim þey ayný. Hayatboyu da yine korkular ve sýkýþmýþlýk duygusu etrafýnda dolaþýyor. Ancak bu sefer anlattýðým sýnýf farklý, yaþ grubu farklý, perspektif farklý. Köprüdekiler’deki karakterler ellerindeki imkansýzlýklardan dolayý olduklarý yere saplanmýþlardý. Hayatboyu’nda ise karakterler kendi kendilerine koyduklarý engellerden dolayý sýkýþtýklarý yerden çýkamýyor. Köprüdekiler’de karakterler dýþtan gelen zorluklarla mücadele ederken,Hayatboyu’nda Ela ve Can içsel sorunlarla karþý karþýya. Gerçekleri yok sayýp her þey yolundaymýþ gibi davranmayý seçiyorlar. Deðiþime, bilinmeyene doðru gitmeye cesaret edemiyorlar.
Fikir aþamasýndan beri Bulut Film iþin içindeydi. Yapmak istediðimi çok iyi anlayýp, istediðim her þeyi bir yolunu bularak hayata geçirdiler. Daha önce birlikte çalýþmamýþtýk, bu yüzden tedirginliklerim vardý. Nadir ile projeye start verdikten sonra þüphelerim yerini güvene býraktý. Film, Almanya ve Hollanda ortak yapýmý. ZDF/ARTE televizyonu da senaryonun daha ilk aþamalarýnda projeye dahil oldu.
TÜRKÝYE’DE DENEYÝMLÝ OYUNCULAR BÝLE RÝSKTEN KORKUYOR
-Biraz Nisan için yaptýðýmýz söyleþide 7 günde iki omuz kamerasýyla çektiðini anlatmýþtýnýz. Emre Erkmen ekipmaný öðrencisi olduðu Berlin Film Akademisi’nden almýþtý, ekip ve senaryo vermediðin profesyonel oyuncular ücretsiz çalýþmýþtý. Köprüdekiler de gerçek kiþilerden yola çýkan deneysel filmdi. Hayatboyu nasýl bir çalýþma oldu?
Ýster gerçek kiþileri takip edeyim ister profesyonel oyuncularla prova yapayým, ön hazýrlýðý seviyorum. Senaryoyu da bu hazýrlýk dönemi esnasýnda geliþtirmeye devam ediyorum. Hayatboyu için çok uzun bir cast süreci geçirdik. Ben oyuncu seçimlerini workshop þeklinde yapmayý tercih ediyorum. Oyuncular da böylece role daha fazla girme þansý yakalýyor, bir yandan da onlarý nasýl bir sürecin beklediðini, benim çalýþma biçimime kendilerini yakýn hissedip hissetmediklerini görüyorlar. Benim için de çok faydalý oluyor. Bu çalýþmalara görüntü yönetmeni olarak Emre Erkmen de katýldý. Bizim için filmin dili hakkýnda düþünme ve yenilikleri konuþmak için iyi bir fýrsat oldu. Bu sürecin sonunda da bana güvenen ve kendini bana teslim etmeye hazýr oyuncularla çalýþmayý tercih ettim. Gördüðüm kadarýyla Türkiye’de deneyimli oyuncular bile risk almaktan korkuyor, o yüzden Defne Halman’a rastladýðým için çok þanslýyým. Defne projeye çekimden sekiz ay önce dahil oldu ve hayal ettiðim gibi uzun bir zaman geçirerek hazýrlandýk. Aramýza son iki ayda katýlan Hakan uzun süredir oyunculuktan uzak kaldýðý için sýký bir kampa girdi.
-Emre Erkmen’le çalýþmak size ne kattý?
Emre senaryonun ihtiyaçlarýný iyi tartabilen, ön hazýrlýk sýrasýnda ve çekimde yönetmenle birlikte montajý da düþünen bir görüntü yönetmeni. Emre çekimi oyuncular için kompleks hale getirmeden çalýþabiliyor, ýþýk konusunda neyi nasýl yaparak ne sonuç alacaðýný iyi bildiði için eli çabuk. En önemlisi çok güçlü bir zamanlama sezgisi var.
Bu filmde stilim farklý
-HAYATBOYU’nda yazar ve yönetmen Aslý Özge’nin anlattýðý öykülere ya da üslubuna dair yenilikler bekliyor mu bizi?
Önceki filmlerden stil olarak daha farklý olduðunu söyleyebilirim. Görselliði bu kadar ön plana aldýðým ve bu kadar kamerayla düþündüðüm ilk filmim. Film, uzun süredir evli olan bir mimarla, çaðdaþ sanatçý bir kadýnýn arasýndaki sýkýþmýþlýðý takip ediyor. Bu yüzden mekan kullanýmý çok önemli. Aralarýnda oynadýklarý saklambacý anlatmak için kesintisiz uzun planlar kullandým. Bu sayede karý kocayý istediðim gibi gözetleyebildim. Klasik anlamda oyuncularý tanýtmak yerine, seyircinin kendisini olaylarýn içinde bulmasýný istedim. Bilgiyi paylaþmak yerine saklayan bir anlatýmý seçtim. Týpký Ela ve Can’ýn evliliðinde olduðu gibi...