Biliyorum ki, biliyorsunuz ki...

Biliyorum ki dindar Kürtler olan bitenden fevkalade rahatsız.
Biliyorum ki bölgeye hakim olacak bir PKK yapılanmasının, onların dünyasını cehenneme çevireceklerine inanıyorlar. 

Biliyorum ki onların bir çoğu daha şimdiden bu tehlikeye karşı kendi çaplarında çare bulmaya çalışıyorlar.

Biliyorum ki dindar Kürtler, bölgede gençlerin -kendi çocuklarının- inanç duyarlılıklarının fevkalade aşındırılmış durumda olduğunu görüyor ve bundan rahatsızlık duyuyorlar. Çare arıyor, çare bulamıyorlar. Bunun için “Dindar Türkler”den yardım istiyorlar.

Biliyorum ki HDP’ye verilen oyların içinde “HDP barajı aşmazsa örgüt yüzünden ölümlerden ölüm beğeneceğiz” endişesi yatıyor.

Biliyorum ki Kürtler’in çok büyük kısmının gönlünde hala, “Bu işi yine Erdoğan düzeltir, bizi örgütün tasallutundan kurtarır” düşüncesi bulunuyor.

Biliyorum ki PKK, projelerini kendi gücü çerçevesinde yapmıyor.

Biliyorum ki PKK, Türkiye’ye karşı küresel odakların kırbacı rolünü üstlenmiş durumda.

Biliyorum ki Türkiye’de HDP, tıpkı PKK’nın küresel odaklarla ilişkisi gibi, içerde, Tayyip Erdoğan’a karşı kullanılan bir kırbaç rolü içinde.

Biliyorum ki, Gülen Hareketi, aslında PKK-KCK yapılanmasına karşıdır.

Yine biliyorum ki, şu anda Erdoğan’a karşı PKK-KCK yapılanması ile elele çalışıyor. Bir yandan şehit cenazelerine ağıt yakarken, diğer yandan Kürtlerin Erdoğan’a tepki duyması istikametinde çaba sarfediyorlar.

Biliyorum ki, PKK hareketi bağımsızlık peşinde. Biliyorum ki kimi odaklar “Osmanlı’nın çözülüş süreci”ni hala devam ettirmeye çalışıyorlar. Bu çerçevede Müslüman Araplar’ın, Müslüman Arnavutlar’ın bağımsızlık ilan etmesi gibi Müslüman Kürtler’in de Türkiye’den kopması, dolayısıyla “İslam bütünlüğü”nün çok daha büyük zaafa itilmesi hesabındalar.

Biliyorum ki bu odaklar dün, Msülüman halkların Osmanlı’yı desteklemesine rağmen, Arnavut ve Arap’lardan paydaş buldukları gibi bugün de Kürtler’den paydaş bulma hesabındalar.

Biliyorum ki bu odaklar, bu hesabı bugün, tam da islami duyarlılığa sahip kadroların dün İttihatçılar tarafından yapıldığı gibi Kemalist proje tarafından devreye sokulan asimilasyon projelerini devre dışı bıraktığı, dolayısıyla İslam dünyasının önüne ciddi bir entegrasyon projesi sunduğu zamanda yaparak, bu coğrafyanın kendi yaralarını sarma hamlesini ortadan kaldırmaya çalışıyorlar.

Burada sözüm “Türkiye’nin bütünlüğünü hala önemseyen, ülkenin bir bölgesinde terör örgütünün kendi zalim iktidarını kurup bağımsızlık ilan etmesine karşı çıkan” çevreye:

Şimdi bir an Tayyip Erdoğan’la ilgili zihin dünyanızı bürüyen bütün negatif algıları bir kenara koyup düşünün.

Biliyorsunuz ki, bu ülkede öteden beri dışardan güdümlenen bir “Kürt ayrılıkçı hareketi” oldu. Lozan’da “Kürtlerin azınlık sayılması talebini ısrarla savunanlar” İtilaf devletleri, onların da başında İngiltere idi.

Biliyorsunuz ki, “İslam’ı azaltan, Kürtleri Türkleştirmeyi planlayan” Kemalist proje yürümedi. Zulüm olarak algılandı. Dindar Türklerden koptu, Kürtlerin tamamını dışladı. Yürütülen askeri yöntemler ve baskılar ise, PKK’yı üretti. 2000’lere gelindiğinde nerede ise  Kürtler nezdinde PKK ekseni dışındaki partilerin karşılığı kalmamıştı. Bir istisna “Dindar Kürtler”in siyasi tercihi noktasındaydı. Ki o zemin, yine de Kürtler’in yüzde 75’ini oluşturuyordu.

Biliyorsunuz ki, bu Kürt oyu, dün Özal ve Erbakan’da buluştuğu gibi şimdi de Erdoğan’ın şahsında Ak Parti’de buluştu.

Biliyorsunuz ki, sizlerin bütün duygularınız Erdoğan’ı reddetmesine rağmen, Kürtler’de oluşturduğu hayati karşılık sebebiyle gizliden gizliye onun orada başarılı olmasını  istiyordunuz. Hatta eğer “Türkiye’nin bütünlüğü” noktasında samimi iseniz, Erdoğan’ın Kürtler nezdinde oy kaybetmesinden endişe duyuyordunuz.

Biliyorsunuz ki, 7 Haziran seçimlerinde Ak Parti ve Erdoğan, Kürtler nezdinde oy kaybetti ise, bu oylar geri dönmeyecekse, HDP, PKK-KCK’nın siyasi uzantısı ise ve onlar da bütün etnik milliyetçilikler gibi “Bağımsızlık peşinde” ise, bu, Türkiye’nin bütünlüğü adına en büyük tehdittir.

Biliyorum ki dindar Kürtler’in yüreği kıpır kıpır. “Nereye gidiyoruz?” sorusu en çok onların yüreğini sancılandırıyor.

Birilerine sormak istiyorum: Siz Erdoğan düşmanlığından başka ne biliyorsunuz? Türkiye Kürtleri nasıl kazanacak, bir cevabınız var mı?

Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a: Zulüm örgütüne karşı gözünü size dikmiş Kürtleri unutmayın!

Bir hafta yokum. Önümüzdeki hafta görüşmek üzere...