Hürriyet gazetesinin Amerika’ya gönderip röportaj yaptýrttýðý muhbirin iddiasý þu: “FETÖ’cülerin haberleþmesini saðlayan ByLock programý Ocak 2016’dan sonra kullanýlmadý.”
Muhabir, bu iddiasýný, ByLock yazýlýmýnýn patent sahibi olan David Keynes adlý Fetullahçý’ya dayandýrýyor.
Gerçek ismi David Keynes deðil tabii...
Mahlas kullanýyor.
Daha doðrusu, görülen lüzum üzerine, isim deðiþikliðine gitmiþ. Hani, Fetullah Gülen müritlerine, “Gizlenin, bambaþka bir kimliðe bürünün, kendinizi ele vermeyin... Deþifre olmamak için bana ve anama bile küfredebilirsiniz. Mesela bana pezevenk diyebilirsiniz. Pezevenk Farsçada rehber anlamýna geliyor” diye ruhsat veriyordu ya...
David Keynes de bu ruhsatý kullanmýþ iþte.
Ýsmini deðiþtirmiþ...
Fetullah Gülen hakkýnda sarf ettiði olumuz sözler yanýltmasýn sizi (Fetullah’ýn bir “ruh hastasý” olduðunu söylüyor), kendisi FETÖ’cülerin okullarýnda okumuþ, FETÖ’cülerin evlerinde kalmýþ. Fýrsatýný bulunca da Amerika’ya kaçýp, yine FETÖ’cülerden oluþma bir muhite sýðýnmýþ.
Hürriyet muhabirinin, David Keynes adlý sahtekârý konuþturmasý büyük gürültü kopardý.
Özellikle Keynes’in aðzýndan aktardýðý þu bölüm (özetleyerek alýntýlýyorum): “ByLock’u kullananlarýn yüzde 10’u Fetullahçý deðil. Programýn kullanýldýðý son tarih ise Ocak 2016’dýr.”
Hürriyet muhabirini hedefe koyanlar, “yüzde 10” ve “Ocak 2016” ifadelerine takýldýlar.
Ben de takýldým.
Ne yapmaya çalýþýyordu bu muhabir?
Keynes’in manipülasyonuna gelerek, bazý ByLock kullanýcýlarýný mý kurtarmaya çalýþýyordu? Ayrýca, yüzde 10’luk dilimin içinde kimler vardý?
Ýkincisi, muhabir “ByLock darbede kullanýlmadý” iddiasýný niçin gündeme taþýma gereði duymuþtu?
ByLock darbede kullanýldý oysa.
Darbe sonrasýnda da kullanýldý
Bu satýrlarýn yazarý, Sabah ve Star gazetesinde yayýmlanan bir haberden yola çýkarak, ByLock kullanýcýlarýnýn yazýþmalarýný bu köþede deþifre etmiþti. (23 Aðustos 2016.)
O yazýdan kýsa bir bölüm aktarýyorum:
Müridan (yani FETÖ’cü militanlar), özel mesaj kanallarýný kullanarak, soruþturma safahatýnda nasýl bir tavýr takýnacaklarýný anlatýyorlar birbirlerine:
Biri diyor ki, “Oðlumuzun FETÖ’yle alakasý yok desinler. Bir de, sen de FETÖ demekten çekinme.”
Bir baþkasý þöyle diyor: “Küfür etmekten çekinme. Ne olursa olsun, geri adým atma. Etkin piþmanlýk yasasýndan faydalan derler; öyle bir þey yok. Konuþmazsan 10 yatarsýn filan derler. Yem atarlar. Blöf yapýyorlar, inanma.”
Biri de, söyleyeceði yalanlardan rahatsýzlýk duymuþ olacak ki, karþý taraftan þöyle bir telkin alýyor: “Küfür et, hakaret et. Yoksa bu adamlar (“polis” demek istiyor) kolay kolay býrakmazlar yakaný.”
Beriki, “Kime küfredeceðim?” diye soruyor. Karþý taraftan aldýðý cevap þu: “Feto’ya... FETÖ örgütüne... Böyle bir örgüt olduðunu adamlar söylüyor, biz kabul etmiyoruz ki problem olsun. Ammar bin Yasir gibi, dilinle söyleyeceksin.”
Bu diyalogu okuyunca gülümsedim.
Þu günlerde ne çok tüketiliyor bu sözcük.
Tavrýndan edasýndan þüphelendiðiniz ne çok insan, gözünüzün içine baka baka “FETÖ” diyor.
Bir taraftan da üzüldüm tabii.
Biricik vasfý “gizlenmek” ve “kalleþçe arkadan iþ çevirmek” olan Fetullah Gülen’in, “baðlýlarýný” düþürdüðü duruma üzüldüm... Ýnsaný (kerim kitabýmýzýn “eþref-i mahlûkat” olarak tanýmladýðý insaný) düþürdüðü duruma üzüldüm. “Ýnsan”a reva gördüklerine üzüldüm...
Sabah ve Star gazetesi, “özel mesaj kanallarý” ifadesini kullanmýþtý.
Ben de bu ifadeyi tekrar ettim.
Meðer ByLock mesajlaþmalarýndan çýkmýþ bu diyaloglar.
Bilmeden ByLock’u deþifre etmiþim.
Bu durumda Keynes’in (ve tabii Hürriyet gazetesinin) “ByLock Ocak 2016’dan sonra kullanýlmadý” iddiasý çöküyor.
Soru þu:
Hürriyet gazetesi ne yapmaya çalýþýyor?
ByLock yazýlýmcýlarýný mý, yoksa deþifre olduklarýnda kamuoyunun þaþýracaðý isimlerden oluþma yüzde 10’luk dilimi mi kurtarmaya çalýþýyor?