Bin Zayid’in hezeyanları

İslam dünyasındaki kirli oyunların hemen hepsinde Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) izine rastlamak mümkündür!

Taksim Geziolaylarından tutun Mısır’daki darbeye Yemen’deki kirli tezgahlara kadar tamamında BAE’nin taşeronluğunu görebilirsiniz.

Ümmete doğrudan saldıramayanlar maalesef aramızdaki beyinsizler aracılığıyla zarar vermeye çalışıyorlar.

***

BAE Washington büyükelçisinin ne haltlar karıştırdığı Vikileaks belgeleriyle orta yere saçılmıştı.

Şimdi onun âmiri olan Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayid twitter üzerinden kusmaya başlamış.

İngilizlerin desteklediği asilere karşı Medine-i Münevvere’yi müdafaa edenFahreddin Paşa’yı hedef almış. İngilizlerin eline geçemesin diye İstanbul’a gönderdiği kutsal emanetleri diline dolamış.

Bu kendini bilmez tarih cahili ve batı kuklası şahıs ayrıca ecdadı yazma eserleri çalmakla itham etmiş.

***

Aslında bu konuda o zavallıya gereken cevaplar verildi verilmesine deArif Hikmet Kütüphanesi söz konusu olunca ben bu konuya temas etmeden geçemezdim.

Çünkü Arif Hikmet Kütüphanesi’ni Türkiye’de en iyi bilenlerden biri olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim. Zira öğrencilik yıllarımda bu kütüphanenin tasnifinde bizzat çalışmış ve hemen hemen oradaki her kitaba bir şekilde dokunmuşluğum vardır.

Kütüphanenin son Türk müdürü olan merhum Ali Ulvi Kurucu Bey kitapların tasnifinde beni kendisine yardımcı olarak almıştı ve üç ay o kitapların tasnifiyle meşgul olmuştum.

***

Benbugün sadece konunun Arif Hikmet Kütüphanesi bölümüne kısaca temas etmek istiyorum.

Kütüphane Mescidi Nebevi’nin kıblesinde Ravzay-ı Mutahhara’ya oniki metre mesafede, Şeyhülislam Arif Hikmet tarafından 1854 yılında kurulmuştur.

Kuruluşunda toplam kitap sayısı 5404’dür.

Bu sayı daha sonra ilave edilen kitaplarla 7393’e çıkmıştır. 4913’ü yazma eserdir.

***

I. Dünya SavaşısırasındaOsmanlı Medine’den çekilirken kütüphanedeki kitaplar Şam’daki Selimiye Camii’nin yanındaki medreseye nakledilip burada muhafaza edilmiş, ancak sonradan vakfiyeye uyularak tekrar Medine’deki kütüphaneye taşınmıştır.

Medine’de kitaplar sayılmış, Şeyhülharem Zîver Bey tarafından İstanbul’a gönderilen 66 (altmış altı) eser ile kaybolan 16 (on altı) eserden başka eksik bulunamamıştır.

Tarih cahili BAE’nin densizinin Türkler yazma eserleri çaldı dediği kitaplar da bu 82 adet kitaptır.

(Şunu unutmadan ilave edeyim ki,Arif Hikmet Kütüphanesi’ndeki yazma eserlerin tamamı Medine İslam Üniversitesi tarafından mikro filme alınmıştır. )

Bin Zayiddensizi bunları bilmediği için ‘yazmaları çaldılar’ şeklinde saçmalıyor.

1822’de kurulan Mahmudiye Kütüphanesi de 1953 yılında Suudiler tarafından yıkılmış ve 3200 yazma eser Harem-i Şerif’de Ebu Bekir Sıddık kapısının üstündeki odaya taşınmıştır.

Bu kütüphaneden İstanbul’a giden var mıdır bilmiyorum ama Tarihçi Erhan Afyoncu nakledilen kitap sayısını 500 olarak zikrettiğine göre en kötü ihtimalle buradan da 400 küsur eser gitmiştir diyebiliriz.

***

82 ya da 500 yerine bütün kitaplar İstanbul’a getirilseydi de kitapların ülkesi değişmezdi. Çünkü Hicaz da hilafet merkezine bağlıydı.

Ankara’daki veya Adana’daki herhangi bir eserin ya da nesneninİstanbul’a getirilmesiyle Medine’deki kimi eserlerin veya eşyanın İstanbul’a getirilmesi arasında hiçbir fark yoktur. Osmanlı kendi ülkesindeki kendi mülkü olan eserleri/eşyayı bir şehrinden diğer şehrine taşımıştır, hepsi o kadar.

Kaldı ki Bin Zayid’in iddiaları bir hezeyandan ibarettir tarihi gerçekliği yoktur.

Bu densiz ümmet bilincine sahip olmadığı için İngilizleri hilafete tercih etmek gibi bir şuursuzluğun tutsağıdır.