Bir Abhaza prensesinden Abdülhamid’in sırları

Pakize Hanımefendi, Sultan Abdülhamid’in buyruğuyla, şehzadesi Abdülkadir Efendiyle evlendirilir. Ama adı Abdülhamid Han’ın emriyle Mislimelek olarak değiştirilmiştir. Padişah, yedi yaşında saraya alınan Pakize’yi huzura kabul ettiğinde adını sorar:

“Pakize”

Padişah düşünür bir süre, sonra: “Bu tarihten itibaren adın Mislimelek’tir. İnşallah adına layık veçhile hareket eder, efendilerini memnun edersin.” diyerek yanağını okşar.

Adı harem ocağına kaydedilir.

Mislimelek Hanım, Abdülkadir Efendiyle evlendikten önce de sonra da sarayla ilgili çok ilginç şeyler anlatır:

“İktidara gelen İttihatçılar eski hünkarı kötülemek için jurnalleri öne sürerek ve de türlü yalanlar uydurarak gazetelerde yayınlamışlardı... Zamanında biz, saraya gelen jurnallerin çoğunu ciddiye almaz, hatta kimilerine inanın kahkahalarla gülerdik.

 “Evhamlı” derlerdi kayınpederim için. Efendimiz, onca suikasttan son anda kurtulmuş, başına olmayacak şeyler gelmiş, yedi düvelle yıllar yılı bir başına boğuşmuş, o evhamlı olmasın da kim olsun! Tabi öylesine ahlaksız insanlar vardı ki, sultanın bu “evhamını” kullanarak ceplerini doldurmuştu onlarca yıl.

“Herhangi bir köylüden tutun da bir paşaya kadar herkes saraya jurnal yağdırıyordu. Devletimizde adeta bir jurnal ticareti başlamıştı. Sadece para kazanmak için değil, insanlar bu jurnalleri rakiplerini yok etmek, sevmedikleri kişilerden öç almak için de kullanırlardı. Sultan bütün jurnalleri birer birer okur, kaynaklarını inceletir, çoğunu dikkate almazdı.

“Günlerden bir gün eşim elinde bir evrakla odama geldi: Elinde tuttuğu bir kağıdı bana göstererek, “Bak Mislimelek, bu ihbar mektubuna göre Jön Türkler balonla saraya gelip efendimizi hal edeceklermiş!” dedi. Kağıdı elinden alıp okudum. Gerçekten adını vermek istemediğim bir yaver güya Jön Türk olduğunu sandığı birinin balonla saraya girerek efendimize fenalık edeceğini yazmıştı.

“Hemen ardından gelen bir ihbara göre de sarayın bütün duvarlarına bombalar asılacağı ve bir gecede Yıldız’ın havaya uçurulacağı belirtilmişti. Başka bir jurnal asilerin haremden bir kadınefendiyi kaçırarak rehine tutacaklarını ihbar ediyordu. Fransızca ihbar mektubundaysa lağımlardan saraya kuduz farelerin salınacağı belirtiliyordu.

“Bu gibi jurnallerin son derece saçma ve abartılı olduğunu kabul etmek gerek. Ancak bazı ihbar mektupları sayesinde de Sultan Hamid otuz yılı aşkın, devletimizin huzuru ve refahını koruyabilmiştir. Kayınpederimin çok ama çok düşmanı vardı; hem içte hem de dışta. Bunlar da devletimizi parçalamak, halkımızı sefalet ve kedere boğmak için ellerinden geleni yapıyorlardı. Sonunda da başarılı oldular...”  (Haremden Sürgüne-Bir Osmanlı Prensesi-İnkilap Yayınları)