Bir Allah Dostu: Ahmed Satoðlu

"Allah dostu" tabirinin veliler için kullanýldýðýný biliyorum. Günümüzde böyle mübarek kimseler var mý? Ýþte onu bilmiyorum.

Þuna eminim. Veli tabiatlý insanlara çok muhtacýz.

Bugün böyle bir ulu þahsiyetten, Ahmed Tahir Satoðlu'dan söz etmek istiyorum.

Dr. Satoðlu için 21 Haziran'da aile arasýnda bir toplantý düzenlendi. Yakýn aile çevresi Doktorun meslekte 60'ýncý yýlý için bir araya geldiler. Bu güzel buluþmanýn çok ilginç bir tarafý vardý. Kendisi için düzenlenen toplantýdan Ahmed Bey'in ancak bir gün kala haberi oldu. Onu da belli etmemesini söyledi eþi Binnaz Haným. Toplantýyý düzenleyen yaramaz çocuklarý, haberi olursa izin vermez korkusu taþýyorlardý.

Baþbakan Yardýmcýsý Beþir Atalay ve eþi Dr. Yýldýz Atalay Ankara'dan gelmiþlerdi. Ýstanbul, Kayseri, Ankara ve Isparta'dan da katýlanlar vardý. Gelemeyenler bir yolunu bulup mesajlarýný ilettiler. Baþta Cumhurbaþkaný Abdullah Gül. Bir video kaydýyla seslendi Dayýsýna. Amerika'daki sevenlerinden de ayný yolu izleyenler oldu.

Bizim de Doktor Dayýmýzdý O, bütün programlarýmýzý iptal edip katýldýk eþim, oðlum ve kýzýmla.

1929 yýlýnda Kayseri'de doðmuþ Ahmed Satoðlu. Öðretmen olan babasý bir haksýzlýða itiraz edince Kayseri'den Ýzmir'e sürülmüþ. Okul çaðýna yeni giren çocuklarýný Kayseri'de býrakýp Ýzmir'e gelen Ýsmail Hoca, bir müddet sonra eþi Hacýkadýn Haným ve üç çocuðunu da Ýzmir'e getirmiþ. Kendisi Torbalý'nýn Doðancýlar köyünde öðretmenliðe devam ederken aile kâh köyde kâh Ýzmir'de devam etmiþ hayata. Ýstanbul Üniversitesi Týp Fakültesinde yüksek tahsile baþlayan Satoðlu, mezun olduktan sonra Van ve Fatsa'da mecburi hizmetini ifa etmiþ. Orada kurduðu dostluklar hala devam ediyor. Daha sonra Ege Üniversitesinde sinir hastalýklarý ihtisasý ve Kanada'da çalýþmalar. Sara hastalýðý üzerinde derinleþme. Doçentlik ve herkesi kucaklayan bir hekimlik. Üniversite yönetiminin profesörlük konusunda yaptýðý haksýzlýklar, yýlmadan mücadele ve mahkemelerde uðraþarak profesörlük. Daha sonra ilim aþkýyla yeniden Amerika. 12 Eylül ihtilali… 1983 yýlýnda 'ya sakal ya üniversite' gibi bir açmazla karþý karþýya býrakma gayretleri. Tereddütsüz sünnete sadakati seçiþ ve üniversiteye elveda. Kendi muayenehanesi ve örnek bir hekimlik…

Bu saydýklarým onun mesleki yönleri. Bunun kadar çarpýcý olan O'nun sosyal yönü. Çocukluðundan baþlayan ve gün gün artan bir namaz muhabbeti. Eþya ve hadiselerin hakikatini kavrama yolunda bitmez bir cehd. Talebelik yýllarýnda baþta Necip Fazýl, Nurettin Topçu, Ýbn'ül Emin Mahmut Kemal gibi þahsiyetlerle beraberlik. Sonralarý sohbetlerinde aþýlamaya çalýþtýðý dava öfkesini o yýllarda kazanmýþ olmalý. Ýstiklal Harbi ve hemen sonrasýndaki olaylarý kavramak, onun için, geleceðe atýlacak saðlam adýmlarýn bir garantisi gibiydi. Büyük Doðu mecmualarýný nasýl bir aþkla gözlediklerini kendisinden dinlemek gerek.

Onun en bariz vasfý nedir derseniz, ben, sünnete sadakat derim. Sanmayýn ki bu sadece ibadetlere has bir durum. Hayýr, O, inandýðý sistemin hayatýn bütün alanlarýný kucakladýðýnýn farkýndadýr. En bariz vasýf olarak sünnete sadakat dedikten sonra baþka vasýflarý saymaya ihtiyaç var mý, bilmem, ama O'nda gýpta ettiðim edeb ve misafirperverlikten ayrýca söz etmezsem olmaz diye düþünüyorum.

Kader O'nu iki çocuklu eþinin vefatýyla sýnadý, ama Binnaz Haným gibi yeni bir eþle de mükâfatlandýrdý. Dört tane daha çocuk sahibi oldu. 'Çocuk nasýl yetiþtirilir' diye bir bahis açan olursa iþin üstadý hazýr diyebiliriz.

Cemiyetçilik O'nda vazgeçilmez bir tutku. Ýnsanlarýn bir gaye uðrunda birlikte hareket etmesine olan ihtiyacý derinden kavramýþ ve bunu etrafýna sürekli telkin etmiþ biri olarak bu tür çalýþmalara öncülük etmekten geri kalmadý. Ýzmir'de aðabeyi Nazif Satoðlu ve Süleyman Karagülle ile birlikte öncülük ettikleri Akevler oluþumu sadece ev inþa etmenin çok ötesinde bir anlama sahip. Yeni bir medeniyetin yeni müesseselerle mümkün olduðunun þuuru ile hareket eden bu oluþum, fikir olarak pek çok þey koydu ortaya. Pratiðe aktarýlmasý için de pek çok fedakârlýkta bulunuldu. Semeresi belki daha sonra ortaya çýkacak bu hareketin de kendini yenilemesi gerekiyor.

Erbakan hareketini her zaman önemsedi. Özellikle 1969'daki ilk çýkýþý bütün gücüyle destekledi. Daha sonraki siyasi çalýþmalara hiçbir beklenti içine girmeden katkýda bulundu.

Onun sohbet halkasýndan söz etmeden olmaz. Kimse yanlýþ anlamasýn, sohbet halkasýnýn en mütevazý yerinde oturdu her zaman. Bir postu olmadý. Herkesi koltuða oturttu, kendi taburede kaldý. Ben içimden her sohbet sonrasý þu þarkýyý söyledim: "Vâr imiþ bir baþka hâlet sohbet-i mestânede".

Cumhurbaþkaný Abdullah Gül de mesajýnda deðindi. Bir neslin yetiþmesinde ve mukaddes ölçülere baðlýlýkta çok büyük bir emek sahibi Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoðlu. Beþir Atalay da bir baþka önemli noktaya temas etti. "Bir neslin aðabeyi olan sizden hatýratýnýzý yazmanýzý bekliyoruz" dedi.

Yanýk bir Müslüman Ahmed Satoðlu. Ýçinde kalanlar da oldu. Örnek bir hastane kurmak ve bir gazete çýkarmak istedi. Kendisine ayak uyduracak kimseler bulmakta zorlandý.

Dostlarým yýllarca bana 'kime baðlýsýn, senin saygý duyduðun büyük kim' diye sordular. Onlara hep 'arýyorum' dedim. Bazýlarý 'aramakla bulunmaz' dedi. 'Olsun, bulanlar, arayanlardýr' dedim. Aslýnda bulmuþtum da kimselere söylemiyordum.

Bir okyanusu bir sürahiye sýðdýrmak mümkün olmuyor.