Bir anlaþma, bir anlaþmazlýðýn iþareti olabilir mi? 

2. Dünya Savaþý biteli yetmiþ dört yýl oldu ama savaþ öncesinde çatýþmalara neden olan konularýn bazýlarý bugün bile sorun olmaya devam ediyor. Bunlardan bir tanesi, Rusya ile Japonya’nýn hukuken hala savaþ halinde olmalarýyla ilgili. 

Savaþ sonrasýnda iki devlet arasýndaki en önemli anlaþmazlýk konusu olan Kuril Adalarý sorunu çözülememiþ ve bugüne kadar da bu konu iki devlet arasýnda anlaþmazlýk konusu olmaya devam etmiþti. Savaþa yol açan sorunlardan biri çözülmediðinden SSCB ve Japonya savaþa son veren anlaþmalar niteliðinde bir akit imzalamamýþlar, dolayýsýyla da savaþ hali statüsünde kalmýþlardý. 

Kuril Adalarý, Büyük Okyanus ile Japonya-Rusya arasýndaki Ohotsk Denizi arasýnda adeta bir tel örgü gibi dizilmiþ 56 adacýktan oluþur. Daha önce Japonya’ya ait olan bu stratejik adalar 1946 yýlýnda SSCB tarafýndan iþgal ve ilhak edilmiþti. 1956 yýlýnda SSCB en güneydeki dört adanýn Japonya ile eþit paylaþýmýný öngören bir anlaþma gündeme getirmiþ ancak ABD Japonya’nýn hala affedilmediði gerekçesiyle SSCB’nin bu anlaþmayý hayata geçirmesine engel olmuþtu. 

  

Rusya’nýn önerisi

1990’larýn sonunda ise adalarýn Japonya’ya iadesi konusunun yerini adalarýn satýþý almýþtý. Yeltsin’in adalarý satarken annesinin bu satýþtan komisyon istediði iddialarý ortaya atýlmýþ ve bu satýþ konusu 2000’li yýllarýn baþýnda da defalarca gündeme gelmiþti. 

2004 yýlýnda ise ilk kez Putin Japonya ile makul bir anlaþma yapýlabileceðini gündeme getiren kiþi oldu. Çeþitli tarihlerde adalar konusunu defalarca görüþen taraflar, bugüne kadar bir uzlaþýya varamamýþlardý. 

Bu yýlýn baþýnda ise Putin yeni bir giriþimde bulundu ve 1956 yýlýnda yapýlan anlaþmanýn aktive edilebileceðini dile getirdi. Buna göre anlaþmada adý geçen dört adanýn ikisinin Japonya’ya iade edilmesi söz konusu olabilecek. Ancak Putin’in bir þartý olduðu anlaþýlýyor. Adalarda yaþayan Rus nüfusun bu anlaþmaya onay vermelerini istiyor. Diðer bir ifadeyle Ruslarýn hangi ülke bayraðý altýnda yaþamak istediklerinin sorulmasý gerek diyor. 

Adalarda yaþayan Ruslar neyi tercih eder, bilmek kolay deðil. Ama bu öncelikle Japonya’nýn bu insanlarý kazanmak kesenin aðýzýný açmasýný gerektiriyor. Eðer adalardaki Ruslar, Rusya’yý tercih ederse Putin için konu kapanýr; Japonya’yý tercih ederlerse de bu ülkede “Rus azýnlýðý” olur. Dolayýsýyla Putin’in anlaþmayý gündeme getirmesi boþuna deðil. 

 

Japonya’nýn tercihi

Kuril Adalarýnýn aidiyet tartýþmasýnýn geldiði aþama, Ýspanya ile Britanya arasýndaki Cebelitarýk konusuna benziyor. Rusya bugün Ýngiltere’nin yaptýðýný yapýyor aslýnda. Dolayýsýyla bu teklifin örneði mevcut, üstelik Japonya kabul ederse kimseyi de ilgilendirmeyen bir anlaþma saðlanmýþ olacak. Týpký Cebelitarýk olayýnda olduðu gibi. 

Cebelitarýk Akdeniz’in giriþini tutuyorsa, Kuril Adalarý da Rusya’nýn Akdeniz’i denebilecek Kamçatka Bölgesi, Ohotsk Denizi ile Kuzey Kutbuna geçiþ kapýsý olan Bering Denizi’nin giriþini tutuyor. Akdeniz’in Süveyþ Kanal varsa, bu bölgenin de Berin Boðazý var. 

Rusya’nýn talebinin kabul edilmesi Japonya açýsýndan bir baþarý olabilir; üstelik iki ülke de savaþ durumundan çýkarlar. Ayrýca sadece Japonya’ya yakýn iki ada söz konusu olduðundan Rusya’nýn stratejik bir kaybý da olmaz. Hatta, olur da ileride bu bölgelerde, Arktik Bölgesi’nde Kanada ve ABD ile Rusya arasýnda bir anlaþmazlýk olur ise, Japonya’nýn ittifak kurmasý bile söz konusu olabilir. Kim bilir belki o zaman da 1941 yýlýnda imzalanan SSCB-Japonya tarafsýz anlaþmasý gündeme getirilir.