Bir #BenDeVarım hikayesi. Referandumda EVET’in çıkması için en çok HAYIR’cılar mı çalışıyor?

Referanduma 2 ay kala hararet artmaya şimdiden başladı.

Rıdvan Dilmen’in öncülüğünde #BenDeVarım isimli bir kampanya başladı. Bir zamanların meşhur #IceBucketChallenge (Kovayla buz döküp meydan okuma) kampanyasına benziyor. Ünlü-ünsüz birçok insan bir akşamda bu zincire katıldı.

Özellikle ünlülerin paylaşımlarının altına da anında saldırılar başladı.

Üzüldüm. Anayasa değişir, kanunlar değişir, hiyerarşi ve organizasyon şemaları değişir de bu kendi gibi olmayanı anında harcamayı nasıl değiştireceğiz?

Bırakın beyler, bırakın EVET diyen de HAYIR diyen de açık açık söyleyebilsin.

Bundan birkaç gün önce Komedyen Cem Yılmaz bir fotoğraf paylaştı. Atatürk tablosunun önünde bir fotoğraf ve üstüne “Ben buradayım!” mesajı.

Duruşunu belli eden, vereceği oyun rengini ortaya koyan bir paylaşım.

Ha, bu ülkenin ilk Cumhurbaşkanı, kurucusu Mustafa Kemal niye, nasıl hayırcıların sembolü oldu, o ayrı bir tartışma konusu. Atatürk’ü kullanmak, siyasi görüşlere alet etmek midir? Dik alasıdır.

Ama Cem Yılmaz böyle göstermeyi tercih etmiş rengini.

Altına bakıyorsunuz, küfür-hakaret yok. Anlamayan var, şaşıran var, soran var ama küfür eden, hakaret eden yok.

E peki güzel kardeşim, Arda’nın suçu ne? Murat Boz’un suçu ne?

Onun oyuna, onun oyunu ve fikrini beyan etme özgürlüğüne neden saygı duymuyorsun?

Çok düşünmeye bile gerek kalmadan, ezberden “Menfaat için, para için, şu için, bu için” diye niyet okuyorsun ya hani, bu bahsettiğin adamlardan biri dünyanın en büyük futbol takımında oynarken yılda 11 milyon Euro kazanıyor, bir diğerinin albümleri yüz binler satıyor, konserlerinde bilet karaborsa oluyor. “Bu adamlar niye oyunu satsın?” diye hiç düşündüğün oluyor mu?

Biliyorum, yine cevabın hazır, “Güç için, Türkiye’de iş yapabilmek için vs. vs. “

Cem Yılmaz siyasi olarak hiç de yakın değilken hükümet kanadına, Türk Telekom dahil çok sayıda dev markanın reklamında oynarken nasıl oluyor da hiç taş değmiyor ayağına? E bu teorin de çöktü?

Ya da Cem Yılmaz’a niye “Atatürkçülere yalakalık yapıyor, CHP’ye yandaşlık yapıyor, aslında fikri o değil” diye vurmuyor karşı taraf? O kadar kafaları çalışmıyor dersen size bakıp da mı öğrenemiyorlar bu çirkin muhalefeti? Yakışmıyor diye, boş ve beyhude diye, işe yaramıyor diye veyahut insan hakkıdır, kul hakkıdır diye yapmıyor olmasınlar sakın?

Aslında sana da yakışmıyor da yapıyorsun işte ne yapalım...

Yani güzel kardeşim, HAYIR’ın sana hayırlı olsun, EVET’i de evet diyenlere. Gel saygı duymayı artık öğren. Gel hoşgörüyle karşıla farklı bir fikri.

Unutma, senin yumruk atma özgürlüğün, bir başkasının burnunun başladığı noktaya kadar.

Demokrasi, demokrasi deyip duruyorsun ya hani, onun en büyük düşmanı sensin ve ne acı ki bundan haberin bile yok.

Ve HAYIR’cı kardeş, en büyük zararın da kendine.

Sen böyle ayarsızca saldırınca farklı fikre, o farklı fikir daha da çok parlıyor. Albenisi artıyor. AK Partili olmayan ama sırf bu saldırgan tutum nedeniyle oy veren insanlar hiç de az değil.

Yani referandumdan EVET’i sen çıkaracaksın, farkında bile değilsin..

ÖMER ASAF’LAR İÇİN

Oğlum Ömer Asaf 8 aylık. Bu tartıştığımız sistemi o yaşayacak. Çocuklarımızın yaşayacağı Türkiye’yi kuruyoruz şu anda.

Ben ne istiyorum, anlatayım.

Ben koalisyonlarla iki ileri bir geri yapan, gazla frene aynı anda basan bir ülke bırakmak istemiyorum oğluma.

Ben darbe korkusu yaşasın istemiyorum çocuklarımız. Tankları gördüklerinde geçmiş zaferleri gelsin akıllarına, endişe ve korku değil. Köprünün kapatıldığını gördüklerinde emin olsunlar köprüde çalışma yapıldığından. “Acaba mı?” diye bile geçmesin akıllarından.

Ben bir adama ülkenin yarısından fazlası güvenip de oyunu verdiyse, o adam kendi ekibini kurabilsin, istediği insanlarla çalışabilsin isterim. Bir şirketiniz var ve genel müdür koydunuz diyelim, mağazalara karışabilsin ama depoya karışamasın, muhasebeye karışabilsin ama insan kaynakları ondan bağımsız olsun, diyebilir miyiz? Ha, yönetim kurulu vardır, genel kurul vardır, ortaklar ve paydaşlar vardır, onlara hesap versin genel müdür. Ama icraat zamanı icraatını yapsın, hesap vereceği gün hesabını versin.

Ben şu anda tamamen bitmiş durumdaki milletvekilliği müessesesinin tekrar ayağa kalkmasını, değerini bulmasını istiyorum.

Ben artık tıkanma noktasına gelmiş olan bu eski sistemin değiştirilmesi ve yenilenmesi gerektiğini düşünüyorum.

Bugün AK Parti böyle bir tasarı getirmiş, çalışmış, çabalamış. DESTEKLİYORUM.

Daha iyisini yapabilen varsa hazırlasın, onu da sunsun vatandaşa, onu da dinleyelim.

Ama “İzin vermeyiz, yaptırmayız, ettirmeyiz” derseniz, kusura bakmayın, izin verecek ya da vermeyecek, yaptıracak ya da yaptırmayacak tek bir merci vardır, o da millettir.

Ve millet de sizin onu tanımadan onun adına ahkam kesmenizden hiç hoşlanmıyor, bilesiniz.