Baþkalarýnýn yürüme hakký varsa bizim de eleþtirme hakkýmýz var elbet.
Onlarýn yürüme hakkýný yüceltenlerin, bizim eleþtirme hakkýmýza laf saydýrmalarýna bilmem ki ne demeli!
Yürüyüþ sonuçta bir siyasal eylemdir.
Her siyasal eylem gibi niyeti ve sonuçlarý üzerinden sorgulanýr.
Kabul edip destekleyenler olur, kabul etmeyip eleþtirenler olur.
Þimdi birileri kalkýp yürüyenlerin eleþtirilmesinden duyduklarý rahatsýzlýðý "demokrasiye tahammülsüzlük" olarak sunuyorlar.
Oysa eleþtiri, hatta þoke edici/sarsýcý eleþtiri, bizatihi demokrasinin gereðidir.
Bu türden eleþtirileri "demokrasiye tahammülsüzlük" biçiminde deðerlendirenlerin asýl demokratlýklarý sorunludur.
Zihniyetleri ve geçmiþte yapýp ettikleri itibariyle demokrat olmayanlarýn demokrasi adýna yürüdüklerini iddia etmek nasýl hilkat garibesi bir þey ise, ABD/Pensilvanya imalatý bir eylemin "adalet" adýna yüceltilmesi de bir o kadar acâyib-ül garaiptir.
Bu ABD/Pensilvanya patentli eylemin eleþtirisi demokratik bir hakkýn ötesinde bir yurtseverlik örneðidir.
Ülkemizin içinin oyulmak istendiði bir dönemde ülkemiz düþmanlarýnýn isteði doðrultusunda yürümek, dahasý bilumum ülke ve demokrasi düþmaný terör örgütleriyle kol kola vererek yürümek ne "demokrasi yürüyüþü"dür, ne de "adalet arayýþý"dýr.
Bu, ihanetin bir diðer adýdýr.
Kim ne derse desin niyeti ve amacý itibariyle bu eylem demokratik bir eylem deðildir.
Biçimsel olarak demokratik bir eylemdir eyvallah, lakin içerdiði siyasal amaç ve eylemin bileþenleri bakýmýndan zinhar demokratik bir eylem deðildir.
Biçimsel olarak demokratik saymamýzýn nedeni bu aþamaya kadar barýþçýl çerçevenin dýþýna çýkmamýþ olmasýdýr.
Bundan sonra dileriz eylemin bileþenlerini oluþturan terör örgütleri marifetiyle iþ terörize edilmeden sonlanýr.
Eylemin biçimsel demokratlýðýný saðlayan barýþçýl boyutu ne kadar deðerliyse, eylemin içerdiði niyet ve siyaset bir o kadar deðersizdir.
Dahasý ihanetle buluþan bir tehlikeyi içkindir.
Deðilse FETÖ niye destek versin bu yürüyüþe?
Ya PKK ve DHKP-C?
Bu terör örgütlerinin amacý "demokrasi" ve "adalet" midir?
Baksanýza, yürüyüþte CHP'li üst düzey yöneticiler ve milletvekilleri DHKP-C'ye ait olduðu söylenen bir marþý aþkla, hançereleri yýrtýlýrcasýna nasýl da okuyarak yürüyorlar!
"Devrim!" naralarýyla nasýl da yeri göðü inletiyorlar!
ABD bayraðý altýnda Suriye'nin kuzeyinde ölen yoldaþlarýný, yani yürüyüþün bileþenlerini de "devrim þehidi!" diye yüceltiyorlar!
ABD/Pensilvanya imalatý bir yürüyüþe öncülük edenlerin "devrim!" anlayýþlarý göz yaþartýcý doðrusu...
***
Bir bu eksikti dediðim þeye geliyorum þimdi.
Kimin talimatýyla ve kimin amaçlarý doðrultusunda yürüdükleri bilinen CHP/terör örgütleri konsorsiyumunun eylemini, CHP'nin dindar kýlýklý bir vekili Peygamberimizin adý üzerinden meþrulaþtýrmak istiyor.
Kendisine CHP içinde þahsi siyasi nüfuz/iktidar saðlamak istemesini bir biçimde anlamlandýrmak mümkün.
Lakin CHP'nin baþýný çektiði bir yürüyüþü "Peygamberi yürüyüþ" gibi takdim etmek hem dini siyasete alet etmek, hem de Peygamberimizi o eylemin sahipleri olan terör unsurlarýyla bir kefeye yerleþtirmek bakýmýndan son derece densiz ve yakýþýksýz bir yorumdur.
Kýlýçdaroðlu kendisini Musa Peygambere benzetir.
Bir vekili Kýlýçdaroðlu'nun baþýný çektiði yürüyüþü "Peygamberi yürüyüþ" diye tanýmlar.
Ne oluyoruz?
Laiklik ne yana düþüyor?
CHP nereye doðru yürütülüyor?
Dini veya dince kutsal þeyleri siyasete alet etmeyi laiklikle baðdaþmayan bir ahlaksýzlýk örneði olarak eleþtiren CHP'nin yaptýðýna bakýnýz!
Aðzýmýzý açtýðýmýzda "dini siyasete alet etmeyiniz!" diyen militan laikçi CHP'nin savrulduðu ihanet sarmalýnýn dramatik bir resmidir bu.