Bir çivi bir nal; bir SİHA bir Selçuk!

En az 1881 Kemalist'i kanırta kanırta, eze eze, zevklene zevklene kazıklamış bir adam, benim gözümde dikkate değerdir!

Kemalistleri kazıkladı diye bir yandan sevinirken diğer yandan, cüretkâr mücahit rahmetli Mirzabeyoğlu'nun hakkını ondan almak için o dönemlerde tenhada kıstırmayı arzulamadıysam namerdim.

Bunlar benim şuur altım.

Ayrıca sadağımda bekleyen cümleler var: Öyle ya da böyle bünyemize girmiş o kadar büyük şirret insanlar var ki çok rahat Yılmaz Özdil ile karşılaştırılabilir. Yani onlar gitse Yılmaz Özdil gelse eksilen bir yanımız olmaz.

Sadağımda ki bir başka cümlem de şu: Yılmaz Özdil'de nedense hidayete açık bir yüz aydınlığı görürüm. Mesela mütekait Can Ataklı'da ki mendeburluk Özdil'de yok!

Bunları söylüyorum, adama bir muhabbetimin geliştiği yok. Gelişse isterim ama!

Hem Kemalist kazıklama becerisi hem de muhkem bir hadisin mücessem örneği olduğu için.

Anladınız değil mi?

"Çoğu sarhoş edenin azı da haramdır" hadisinin muhkem örneğidir Yılmaz Özdil.

Neden muhkem? Azıyla da sarhoş oluyor çünkü.

Hatırlarsınız, Rum mezesine Kıbrıs'ı feda etmeye teşneliği olabilmiştir.

Böyle adam sevilmez mi?

Allah muhafaza çok içtiğinde Roma'yı yakmayı bırakalım dünyaya el ense çekeceği belli. Hani denir ya; "keçiye rakı içirmişler, getirin lan şu kurdu" demiş.

Derinliğe ihtiyaç hissetmeden konuşmayı seven ve öyle de yazan...

Bu kadarcık beceriyle de Özgür Özel'in kulağını çekebilmişliği, Kılıçdaroğlu'nu tokatlamışlığı vardır.

Bu yönleriyle Özdil benim gözümde şapkaları uçuran adamdır.

Ne ki kurban olduğum Allah, Yılmaz Özdil'i bile sebepsiz halk etmemiştir. Biz, bir miktar müşkülpesent adamlar olarak, bu nevi insanları zaman zaman tefekkür eyleriz.

Özdil bir iki gündür anlamlı bir iş yapmış. Takdir etmemek mümkün değil.

Soma şehidi bir madencinin çocukları için yüksünmeden Selçuk Bayraktar'a çağrıda bulunmuş. Selçuk Bayraktar'ın mukabelesine de sonraki videosunda hak ettiği değeri vererek övgüde bulunmuş.

Bu kadarcık cümleyi şunun için yaktık: Çeyrek asırdır yüklendiğimiz iktidar yükü esnasında, kimi zaman nimetiyle birlikte mükellefiyeti ağır basan görevlendirmeler de oldu.

Selçuk Bayraktar'ın yaptığı naifliği, diğergamlığı, yardımseverliği yapabilecek binlerce adamımız geldi geçti.

Yılmaz Özdil'e, duygulandıra duygulandıra adamlık eda edenimiz olmamış demek ki. Ya da olanların hakkını yemeyelim; kamuoyuna yansımadı diyelim.

Günün birinde bir arkadaşım bir diyanet memuruna: "Her Cuma camilerde yardım toplamaktasınız. Dışarıya bekçi koyan imamlar yetinmeyip hutbede de cemaate arzu hal etmekteler. Neresinden baksanız ayıp bir şey bu. Hem camiyi mahallin merkezi hem imamlarımızı mahallenin muteber kişisi yapmak adına ve en çok da doğru olduğu için okulların başlangıç dönemlerinde bile olsa mesela; mahallemizden bir çocuğumuz şu okulu kazandı, onu taltif edelim, onun için desteğinize talibiz. Veya mahallemizde şöyle bir iflas-ihtiyaç-hastalık durumu var, elbirliğiyle bunu halledelim, gibi istihkakınız olsa" önerisinde bulunmuş.

Buradan hiza alarak şöyle diyebiliriz: Özdil'in yaptığını bile yapmaktan imtina eden, toplumu komple gözden çıkarmış çokça isim var bizim çevremizde.

Buna, hareketimiz adına yumuşak ve akıllı güç diyebiliriz; gördüğünüz gibi hiç zor değil.

Öncelikle toplumun kanayan bir yerine pansuman yapma fikrine bizim yeniden geri dönmemiz lazım.

Türkiye'de İslami hareket yardımlarla başlamıştır.

Ayrıca medeniyetimizin en ontolojik tavırlarından biridir yardımseverlik.

Batıyla da göğsümüzü gere gere kıyas yaparız bu hasletimizle. Alameti farikamızdır.

Biz terk ettik herkesten önce.

Özdil'in yaptığını yapabilecek milyonlarımız var bizim.

Durmasınlar, yapsınlar! Sözü tesirli bunca adamımız var.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmalarında sürekli "kimsesizlerin kimsesi" olmaktan bahseder. Böyle olur kimsesizlerin kimsesi olmak.

Selçuk Bayraktar'a gelince; söze ne gerek var.

Zamanımızın abidesi olmuş bu şahsiyeti yüreğimin sevda noktasıyla aydınlık alnından öpüyorum.

Bu dünyada dibe çökelmiş umutlarımızı kanatlandıran abide şahsiyet; sen uzun yaşa, babansa uçmağa varsın.

Allah kömeyin olsun...