Bir çocuk daha öldü!

23 yaşında bir çocuk öldü..

Kırmızı yazmasıyla çekilmiş fotoğrafı düştü dün önüme…

İncecik parmaklarıyla nazikçe tutuyor yazmasının uçlarını..

Gamzeli yüzündeki gülümseme ışık saçıyor etrafına..
Babacığının koklarken içini titreten bir çocuk..

Aybüke Öğretmen…
İlk görev yeri Batman’a gittiğinde mutluluktan havalara uçuyordu..

“Öğretmen Oldum Ben” diye yazdı sosyal medyada takipçilerine..
Kozluklu çocuklarla şarkılar söyleyecekti..

PKK öldürdü Aybüke Öğretmen’i..
O hain saldırıdan bir kaç gün önce arkadaşına mesaj attı..
“Ailemden uzaktayım ödüm kopuyor. Ya onlara bir şey olursa, ya da bana bir şey olursa onlar ne yapar. Ölüm bu geleceği varsa yapacak bir şey yok” dedi..
Sonra, öldü çocuk..
Allah şehadetini kabul etsin..
“.. Kırmızı Yazmalı Kız.. Batman’ın içimizi ısıtan en güzel gülüşlü meleği.. Kozluk’ta toprağa düşüp yıldızlara yükselerek içimizi yine yaktı….”

Rıdvan’ı eleştirenlerin sinsi hesabı

Rıdvan Dilmen hangi konuda ne yorum yapsa, bir koro var hep bir ağızdan; “..TFF Başkanlığına göz kırptığı için böyle dedi..” tezviratı yayıyor.. Adam “gol olur” diyor, o ekip “TFF Başkanı olabilmek için gol olsun istiyor” diye yazıyor.. E sahiden “gol” oluyor.. Aynı ekip, “..Ne ballı adam şu Rıdvan. top bile ondan yana herhalde bu gidişle federasyon başkanı olur..” demeye başlıyor.. Anladım ben meseleyi.. Bundan böyle Rıdvan’ı eleştirirken bağlantısız argümanlarla saldıran herkesin başka ilişkilerini arayacağım. Misal Rıdvan’ın kariyer planlamasını bu kadar kafaya takmış olmanız, başka biri için o koltukları saklama gayretinden mi acaba?..

Sonuna kadar paralel!

Melih Gökçek’le Bülent Arınç arasındaki kavgaya; “..Sonuna kadar paralelim..” diyerek katılan Damat Ekrem Yeter serbest.. Demek “..Sonuna kadar paralel..” olmak, tutuklu yargılanmayı gerektirmiyor..

Damat tahliyesi kime yaradı?

Hadi birbirimize itiraf edelim.. Arınç’ın damadı tutuklanmasaydı, kimse farkında bile değildi bu adamın.. Ama tutuklandığında, sanki herkes 15 Temmuz’dan beri o günü bekliyormuş gibi; “..Tabi tutuklanması lazımdı, geç bile kalındı..” falan yazmaya başladı.. Gecikmiş adaletin tecellisi gibi... Sonra?.. Sonra her damat gibi o da serbest bırakıldı... Böylece hiç ortada yokken, durup dururken bir damat problemimiz oldu.. Gözaltına alınana kadar adını bile bilmediğimiz bir adam üzerinden, FETÖ soruşturmalarını merkeze alarak öfkelendik.. Kadri Gürsel, Musa Kart, Oğuz Güven gibi isimleri tutuklu yargılayan adalet sistemiyle “sonuna kadar paralel” damadın tahliyesini karşılaştırmak durumunda kaldık hiç yok yere.. Kime yaradı bu netice dersiniz?..