Dünya ÝÞID’e bakmaktan baþka yerlere bakamaz oldu. Unutulanlarýn baþýnda da Libya var. Dünya unuttu ama, Kaddafi gidince ve NATO müdahale edince Libya güllük gülistanlýk bir yer olmadý. Tam tersine çok daha büyük bir kaosa sürüklendi. Ülke fiilen üçe bölündü. Her kesim her kesimle çatýþýr hale geldi. Ülke petrollerini kim çýkarýyor, kime satýyor, gelirini kim alýyor belli deðil.
Ülkede birbiriyle çatýþan gruplara milis deniyor ve kabaca iki büyük milis ittifaký var. Zintan ittifakýnýn içinde El-Ka’ka ve Es Savaik gibi radikal Ýslam karþýtý örgütler ve Kaddafi’nin askerleri bulunuyor, yeni parlamentoyu da ulusal meclis olarak kabul ediyorlar. Bununla birlikte birçok yeri iþgal etme faaliyetlerini sürdürüyorlar, zira parlamentoya deðil ama hükümete karþýlar. Diðer ittifak ise Trablus’u elinde tutan Fecr-i Libya, yani Libya Þafaðý. Merkezi Misrata’da olan bu ittifak içinde Müslüman Kardeþlerden radikal gruplara kadar bir dizi kuruluþ yer alýyor. Libya Ulusal meclisi bu grubu destekliyor, ancak Libya Þafaðý bir önceki parlamento kompozisyonunu tercih ediyor. Tabi bir de Libya ordusu bulunuyor ve Bingazi’de ordu ile radikal gruplar durmaksýzýn çatýþýyor.
Kabaca ortada sadece ulusalcýlar-Ýslamcýlar çatýþmasý yok, her grup kendi meþrebine göre askeri güç kullanýyor.
Havaalaný mücadeleleri
Son dönemlerde Libya’ya iliþkin çatýþmalarýn büyük çoðunluðu havaalaný ve uçaklar etrafýnda dönüyor.
Eski ve yapýmý devam eden havaalanlarý sürekli el deðiþtiriyor. Libya Þafaðýnýn elinde bulunan Trablus havaalanýný bir süre sonra Zintan ittifaký ele geçiriyor, ardýndan tekrar diðer grubun eline geçiyor, bu arada uçaklar kaçýrýlýyor ve Libya ordusu kaç uçaðýn kaçýrýldýðýný açýklayamýyor.
Çatýþmalar nedeniyle Libya Parlamentosu Trablus’tan Tobruk’a taþýnmýþtý; ancak parlamento yakýnlarýna çakýlan bir jet buranýn da riskli olduðunu gösterdi. Benzer durum Bingazi’de de var; her kesim havaalanlarýný ele geçirme derdinde.
Trablus’ta kalan hükümet ise ülkenin denetimini tamamen elinden kaçýrmýþ durumda. Ülkeyi hükümet ya da parlamento yönetmiyor. Libya Tobruk, Bingazi ve Trablus olmak üzere üç ayrý bölgeye ayrýlmýþ ve her biri kendince yönetiliyor gibi.
Bu kaotik ortamda Libya ile ilgili son dakika haberlerinin baþýnda sýklýkla Libyalý kadýnlarýn artýk daha özgür olduðu türünden manþetler geliyor, ama çatýþmalarda kim ölüyor, kaç kiþi yaralanýyor bununla ilgili bilgi edinilemiyor.
NATO ne iþe yaramýþtý?
Ortam, Kaddafi kalsaydý daha iyi olurdu diye düþünmeyi kolaylaþtýrýyor. Ancak Kaddafi’nin ne menem bir diktatör olduðunu hatýrlamak lazým. Bununla birlikte, esas sorun Libya’da iþlerin doðal seyrine býrakýlmamýþ olmasýnda.
NATO müdahalesi, sadece Kaddafi’nin bertaraf edilmesinde rol oynamýþtý. Diðer bir ifadeyle NATO, yýkma iþlevi yerine getirdi, sonra kenara çekildi. Bu sýrada Kaddafi karþýtý milislerin eli güçlendi, ancak bu kez de NATO ülkeleri bu gruplarý radikal Ýslamcý olarak niteledi. Hem yöneteni hem de muhalifleri makbul bulmadan müdahale yapýlýnca da cerahatýn etrafa saçýlmasýna neden olundu.
Libya’ya yapýlan müdahalenin muhtemelen yarar saðladýðý tek bir alan oldu; o da petrol gelirlerinin Kaddafi denetiminden çýkmasý. Kaddafi denetiminden çýkýnca kimin denetimine girdi diye sormak gerekebilir, ki iþte esas soru bu. Madem ki ülkeye hiçbir grup tek baþýna hakim olamýyor, o zaman petrol kuyularýnýn baþýnda da farklý gruplar var demektir. Hükümetin olmadýðý bir yerde petrol konusunda kimlerin faaliyet gösterdiðini anlamak da zor olmasa gerek.