Dýþ politikamýz, her biri kendi içinde tutarlý, ama birbiriyle çeliþen iki yöne iþaret etmektedir. Bunlardan biri AB üyeliðidir ve bunu gerçekleþtirmek üzere bir bakanlýðýmýz da vardýr. Diðeri bölgesel bir güç olmak ve dünyaya yön verenlerle, eþit olmasa bile, kýsmen rol paylaþmaktýr. Bu etkinliðimizin giderek artacaðý da düþünülmektedir. Bu iki politikanýn birbiriyle eþleþmesi mümkün deðildir. AB üyesi olursak, dünya ölçeðinde bir güç odaðý olmak isteyen bu kuruluþa Ortadoðu’nun kapýlarýný açarýz ve enerji ihtiyaçlarýný etkin olduklarý bir bölgeden elde etmelerini saðlarýz. Bu durum Rusya ve ABD’nin yeni stratejileri ile çatýþmaktadýr. Her iki ülke de kendileriyle her alanda rekabet edebilecek bu gücü kontrol altýnda tutmak istemektedir. Ayrýca son ekonomik krizin kendiliðinden oluþmuþ kaotik bir durum almadýðýný, ABD’nin politikalarýyla uyuþan sonuçlar yaratan kontrollü bir eylem olduðunu ve hedefinin AB’yi daðýtmak ve Çin’i sýnýrlarý içine hapsetmek olduðunu düþünüyorum. Eðer düþüncem doðruysa zaten daðýlacak bir yapýya girmenin ne anlamý olur?
***
Bu durum iç politikamýzý da etkileyecektir. Ülkemizin geleceðini batýlýlaþmakta gören ve bunun yolunun AB üyeliðinden geçtiðine inanan kesim, Türkiye’nin AB ile bütünleþmiþ bir bölgesel güç olmasýný destekleyeceklerdir. Bunlar az deðildir ve önemli bir bölümü AK Parti’yi desteklemektedir. Son zamanlarda bu kesimdeki bazý kiþilerin eleþtirici tavýr içine girmelerini bu sebebe baðlýyorum ve sayýlarýnýn artacaðýný düþünüyorum.
Ýkinci politikamýz bölgesel bir güç olmak ve AB dýþýnda kalmaktýr. Bu politikamýz ABD ve Rusya tarafýndan desteklenecektir. Böylece bölgeye rakipleri olan AB ve Çin yerine çýkarlarý çatýþmayan Türkiye etkili olacaktýr. Yýllardýr savunduðum model budur. Tahterevallinin bir tarafýnda ABD, diðerinde Rusya olacak bu dengenin istinat noktasý Türkiye olacaktýr. Rolümüz çok önemlidir ve istinat noktasý olamayan bir terazi söz konusu bile deðildir.
Türkiye bu politikaya uygun bir tavýr sergilemektedir. Suriye ile sýnýrýmýz birbirinin uzantýsý hatta akrabasý olan iki halký ayrýþtýrmýþtýr. Siyasal sýnýrlarý deðiþtirmek gereksizdir ve bunlarýn çok önemli olduðu da söylenemez. Ancak Suriye halký ile farklýlaþtýrýldýðýmýz için yapay siyasal sýnýrlara ilave olarak kültürel sýnýrlar çizilmiþ ve birbirimizden farklý hale gelmiþiz. AK Parti’nin resmi ideolojiyi bir yana býrakýp tarihi kökler üzerine inþa etmeye çalýþtýðý yeni dünya görüþü bu nedenle istenmemektedir.
Ülkemizdeki iç siyasal farklýlaþmanýn sebebi ideolojik deðil dünya üzerindeki konumumuz konusunda farklý görüþlerdir. Ancak politikacýlarýmýzýn bunun farkýnda olduðunu söyleyemeyiz. Mesela CHP’deki lider deðiþtirme operasyonun sebebi üzerine bir tartýþma yok. Bu eylemi niçin yaptýlar? Bana göre Baykal AB üyeliðini önemsemiyordu ve Türkiye’nin bölgesel güç olma politikasýný destekleyecekti. MHP çevremizdeki ülkelerle ortaklýk yerine Ortaasya’ya doðru açýlmamýzý destekliyordu ama bu politikanýn bugünkü þartlarda kimse için önemi yoktu.
Siyaset sadece arzulara göre deðil daha çok þartlara göre belirlenir. Þartlar lehimizedir bunu kullanmak yerine hayaller peþinde koþmak anlamsýzdýr. Ayrýca þartlar hayal olanlarý da aþan imkanlar sunmaktadýr.