Ýnsan okudukça her gün yeni bir þey öðreniyor.
ABD’nin 16. baþkaný Abraham Lincoln’le (1809 – 1865) ilgili þu küçük anekdot gibi: Seçim kampanyasý sýrasýnda zorlanýyor Lincoln, bazen “Olmayacak galiba” kuþkusu hâkim geliyor. Kampanyanýn sonuna doðru, seçime birkaç ay kala, küçük bir kýzýn yazdýðý mektup ulaþýyor eline. New York’un Westfield kasabasýndan 11 yaþýndaki Grace Bedell, Lincoln’e, “Sakal býrakýrsanýz seçimi kazanacaksýnýz” diyor mektubunda...
Lincoln kampanyanýn son bir-iki ayýnda seçmenlerinin karþýsýna sakallý çýkýyor... Ve, kazanýyor... Hayatýnýn sonuna kadar da sakalýný kesmiyor...
Sonrasý da var. Grace’le tanýþýyor Lincoln; hem de kaldýðý kasabaya kadar giderek... Ancak genç kýzýn memuriyete girme yaþýna gelince yazdýðý “Anne-babama bakmak için çalýþmam lâzým, lütfen bana bir memuriyet” diyen ikinci mektubunu cevapsýz býrakýyor ABD baþkaný...
Hoþ bir öykü. Grace ile Lincoln’ün birlikte heykelleri hâlâ duruyormuþ Westfield’de...
Günümüzden hoþ bir öykü ise ‘Bob’ ile ilgili...
Kýsaca ‘Bob’ diye anýlan bir bilgisayar programcýsý önemli bir þirkette çalýþýyormuþ... Sabah iþe gelip monitör karþýsýna geçiyor, yemek ve çay arasý dýþýnda yerinden kalkmýyormuþ... Þirketteki en verimli programcý oymuþ; bu sebeple de maaþý sürekli artýyormuþ...
Þirketin güvenlik uzmanlarý gecenin bir vaktinde Çin’den bir bilgisayarýn sistemlerine girdiðini fark etmiþler. Her gece. Önce ‘korsan’ ziyareti sanmýþ ve ürkmüþler; biraz araþtýrýnca karþýlarýna farklý bir tablo çýkmýþ...
Meðer bizim ‘Bob’ uyanýk biriymiþ... Sanal âlemde Çin’deki bir firmayla anlaþmýþ; çalýþtýðý þirketin kendisine verdiði görevi derhal Çin’e yolluyor, onlar üzerinde çalýþýp isteneni yapýyor, Bob’a geri gönderiyormuþ... Küçük bir aylýk meblâð karþýlýðýnda...
Bob’un maaþýnýn beþte biri kadar küçük...
Haberi veren gazete “Bob artýk o þirkette çalýþmýyor” notunu da düþmüþ...
Size biliþim dünyasýndan baþka bir haberim daha var:
IT uzmanlarý, uzun zamandýr, insan olduðuna inandýracak, yani Turin testini geçecek, bir bilgisayar üzerinde çalýþýyor... Bizde Selçuk Yöntem’in sunduðu ‘Büyük Risk’ adlý yarýþmanýn orijinali olan ‘Jeopardy’nin sorularýný bilen ‘Watson’ adlý süper-bilgisayarla mutlu sona çok yaklaþýlmýþ.
Tek sorun nerede çýkmýþ biliyormusunuz? Doðru düzgün konuþulduðu veya yazýþýldýðýnda hata yapmayan bilgisayar, argo bir sözcük veya küfürle karþýlaþtýðýnda ne yapacaðýný bilemiyormuþ. Bir argo sözlüðü yüklemiþler belleðine, resmen sapýtmýþ... Baþa çýkamayýnca silmiþler argo sözlüðünü...
Etrafýmda hýzla çoðalan twitter müptelâlarýný da unutmuþ deðilim; okuduðum gazete ve dergilerde çýkan ilginç haberler ve dokundurmalarý onlar için depoluyorum...
Atýlan mesajlar da depolanýyormuþ... Attýðýnýz tweet’ler, dünyanýn en çok sayýda kitabýný barýndýran Amerikan Kongre Kütüphanesi’nde(Library of Congress,) depolanýyormuþ...
Twitter 2006 yýlýnda kullanýma girmiþ ve ilk günden þimdiye kadar 170 milyar adet tweet atýlmýþ; þimdilerde ise yarým milyara ulaþmýþ günlük tweet sayýsý... Bunlar sistem üzerinde 133 terabyte’lýk muazzam bir yer kaplamaktaymýþ...
San Fransisco’daki ana þirket Kongre Kütüphanesi’yle para karþýlýðý anlaþmýþ, kendi sistemine kayýtlý bulunan bütün tweet’leri oraya gönderiyormuþ; bundan böyle de göndermeye devam edecekmiþ... Kongre Kütüphanesi sadece depolamayacak, istendiði zaman aranan mesajý bulabilecekmiþ de...
Bazýlarý mesaj atarken onu boþluða gönderdiðini sanýyor; oysa görüyorsunuz, ‘Büyük Birader’ anlamsýz muamelesi gören 140 karakterli masum mesajlarýn bile kaybolmasýný istemiyor...
ABD baþkan adayýna “Sakal býrak” tavsiyesiyle seçim kazandýran küçük kýz... Kendi iþini Çinli meslektaþýna yükleyip haybeden para kazanan ‘Bob’... Bir önceki cümlede ‘haybeden’ sözcüðünü gördüðünde ne yapacaðýný bilemez hale gelen süper-bilgisayar... Ve... Amerikan Kongre Kütüphanesi’nde depolanan Tweet’ler...
Umarým bir demet haber ilginizi çekmiþtir.