31 Mart Hadisesi "þeriat elden gidiyor" diye yapýlmýþtý. Ýstanbul'un sokaklarýnda askerler ve ulema birbirine girmiþti. Batýlýlaþmanýn tazyiki ve özellikle ittihat ve Terakkinin iktidarý devralmasýna karþý bir söylem ve pratik olarak devreye girmiþti.
Cumhuriyet döneminde ise bu defa "þeriat geliyor" siyaseti bunun yerine geçti. "Þeriatçýlýk" söylemi geniþ bir propaganda olarak uygulandý. 1925 sonrasýnda çeþitli dergilerde-gazetelerde karikatürler ve sloganlar eþliðinde piyasaya sürüldü.
Akbaba, Resimli Ay, Tasviri Efkar, Hakimiyeti Milliye tarafýndan baþlatýlan bu propaganda, sonraki yýllarda Cumhuriyet gazetesi baþta olmak üzere hep devam etti. Gýrgýr dergisi de bunun mizahla sürdürdü. Burada þeriatçýlýk, bir karþý korku ideolojisi olarak üretildi. Þeriat baþka, þeriatçýlýk baþka. Þeriatçýlýk, karþý ideoloji ve distopya olarak kimyevi bir olgu olarak icat edildi. Türkiye'yi iþgal edecek "iç düþmandýr". Karadýr, gericidir, kan emicidir, yýlandýr. Sarýklýlar, cübbeliler, çarþaflýlar ile imgelenir. Dört karýyla evlenme, el kesme, cariye vs ile kodlanýr. Tam bir karanlýk ortaçað ideolojisidir.
Þeriatçýlýk, karþý ideoloji þeklinde üretilerek Ýslam tamamen ters yüz edilir. Þeriat, bir ejderha ve karabasana dönüþür. Kimse ne duymak, ne görmek, ne de aðzýnda tutmak ister. Kolektif öcüdür. Sol literatür buna "karþý devrimcilik" der. Mumcu ve Çetin Özek metinlerinde bunu görüyoruz. Ýsmail Kara, son çýkardýðý Resimli Cumhuriyet Kitabý çalýþmasýnda resmiler, fotoðraflar ve karikatürlerle bu gerçekliði "irtica" söylemi üzerinden çok güzel bir þekilde ortaya koyar.
Sol, laikçi ve batýcý çevreler CHP ideolojisiyle eþlik ederek þeriatçýlýk inþa ederler! Elbette bu þeriatçýlýk distopyadýr. Dini distopya. Bu distopya'da þeriat hâkim olunca insaný kesecek, kadýný eve hapsedecek, erkekleri cübbe ve sarýkla donatacak. Laikçi çaðdaþlaþma ütopyasýna karþý distopya olarak inþa edilir. Ýslamiyet sadece akait ve ibadet olarak kabul edilir. CHP siyaseti ve seküler batýcý aydýnlar bu distopya ile muhalefet ederler. Bütün dindar kesimlere ve hatta mütedeyyin çevrelere bu distopya ile saldýrýrlar.
Þeriatçýlýk, cumhuriyet dönemi þeriatý çarpýtmak üzere üretilen bir batýcý kara propagandadýr. Ýrtica, tarikatçý, mürteci gibi damgalayýcý bir terminolojisi bile var. Bu terminoloji egemen elitler tarafýndan uzun süre egemen söylem olarak kullanýldý. Þeriatçýlýk yapmakla suçlanan birçok insan tutuklandý, damgalandý, takibata uðradý, anayasal düzeni deðiþtirmekle suçlandý. Böylece din üzerinden gelecek ve yine dindarlar tarafýndan temsil edilecek bütün muhalefet en sert ve acýmasýz biçimde bastýrýldý.
Þimdi þeriatçýlýk, þeriatý çarpýtan bir kara söylem olarak bazý ilahiyat çevrelerinde üretiliyor. Þeriat, "çok eþliði, kölelik kurumunu, çocuk yaþta evliliði, haremlik selamlýk uygulamalarý" olarak tanýmlanýyor. Bu terminolojiye baktýðýmýz zaman öteden beri yürütülen karþý þeriatçýlýk kampanyanýn devamý olduðu görülüyor. Þeriat, çaðdaþ ütopyaya karþý distopya(gelecek korkusu) olarak üretiyorlar, belli korku imgeleriyle özdeþleþtiriliyor.
Artýk bu þeriatçýlýk kampanyasýný Çetin Özek veya Ýlhan Arsel gibi sol-laikçi aydýnlar yerine, þimdi ilahiyatçýlar yürütüyor. Yani "dinin dýþýndan" deðil, doðrudan "dinin içinden" geliyor. Bundan dolayý da egemen bir dayatma ötesinde protest ve muhalif bir söylem görüntüsüyle ortaya çýkýyor ve bu özelliðinden ötürü de etkileme düzeyi daha yüksek. Ýnsanlarýn iktidar memnuniyetsizliðiyle birleþtirerek kendisini anlatma yoluna dönüþüyor.
Mesele þeriatýn ne olduðu ile ilgili olmanýn çok ötesindedir, mesele distopik þeriatçýlýk imgesinin üretimi ve bunun Türkiye siyasetinde üstlendiði iþlevdir. Elbette çaðdaþlaþma ütopyasýna karþý distopya olarak icat edilmesi.