Necip Fazýl Saygý Ödülü sahibi Mustafa Kutlu çok yönlü bir sanat adamý olarak, bugün edebiyat dünyamýzda var olan pek çok genç sanatçýnýn da önünü açan bir aðabey konumunda.
Yeni Þafak Kültür Sanat Servisi þefliði yýllarýmda Mustafa Kutlu da köþe yazarýmýzdý. (Bugün hala ayný gazetede yazýyor.) Gazeteye her geldiðinde muhakkak servisimize uðrar, sigarasýný yakar, dostumuz Mehmet Þeker’in ýsmarladýðý çaylarýmýzý yudumlarken, ‘Bedirciðim, geçen biriyle röportaj yaptýn, müziðe dair enteresan þeyler anlatmýþ. Neþet Ertaþ’ýn ‘Leyla’ türküsünü rock tarzýnda yorumlamýþ ya... Dinledim onu… Ýyi bir albüm, lakin Leyla’yý güzel okuyamamýþ. Sinek výzýltýsý gibi kalmýþ. Beðenmedim. Neþet Baba’nýn Leyla’sý, nerde onunki nerde...’ deyiverirdi.
Bu örneði niçin verdim? Mustafa Kutlu takip ederdi; Adýmlarýnýzý izler, etrafta ne olup bitiyor gözlemler, yeri gelir över, icabýnda eleþtirirdi. Çoðu yönetmenimizin bile gelmediði Ýstanbul Film Festivali’nde film izlerken de görürdüm onu. Ressamdý. Fýrçasýndan çýkan birkaç eseri Dergah Dergisi’ndeki ofisinde asýlýydý. Pastoral hikayeler gibiydi resimleri, desenleri...
HELE DUR AÐACA BAK!
Yine bir gün Kanal 7’nin Reþitpaþa’daki binasýna doðru birlikte yürürken, aniden kolumdan tutup ‘Dur’ dedi. Baþýný göðe dikmiþ bir aðaca bakýyordu… ‘Hey mübarek ne kadar görkemli bir aðaç.’ Kutlu’nun iþaret ettiði aðaç öyle heybetli bir aðaçtý ki sanki gökyüzüne eriþmek istercesine dal budak salmýþtý.
Dikkatliydi Mustafa Kutlu, çevreye karþý, tabiatýn seslerine, verdiði ilhamlara karþý rikkat sahibiydi. Ýnceliklerin insanýydý.
Bu tek tek dikkati sayesindedir ki, bugün sanat ve edebiyat dünyamýzda pek çok isim onun paltosundan çýktý. Kutlu’nun diktiði fidanlar çoktan meyvaya durdu bile...
Dergah dergisi ve çevresi, Kutlu’yla birlikte sanat ve edebiyat havzamýzýn aktýðý, deðerlendirildiði, yönlendirildiði ve iþlendiði bir dergah oldu.
Star gazetesinin, Kültür Bakanlýðý iþbirliðiyle üçüncüsünü verdiði Necip Fazýl Ödülleri geçen Cuma açýklandý. Nuri Pakdil ve Rasim Özdenören’in ardýndan, Necip Fazýl Saygý Ödülü’nün bu yýlki sahibi Mustafa Kutlu oldu. Jürinin bu kararý camiada, sanat çevrelerinde büyük bir saygý ve minnetle karþýlandý.
Jüri, gerekçekli kararýnda ‘40 yýlý aþkýn süredir yazdýðý hikayelerle Türk edebiyatýna, fikri yazýlarýyla ve denemeleriyle de düþünce hayatýna yaptýðý katkýlarý, 30 yýla varan sürede Dergah Dergisindeki Genel Yayýn Yönetmenliði esnasýndaki çabalarý, yönlendiriciliði ve pek çok genç hikayecinin yetiþmesindeki katkýsý dolayýsýyla Necip Fazýl Saygý Ödülüne layýk görülmüþtür’ cümlelerine yer verdi.
O BÝZÝM HÝKAYEMÝZ
Evet, Kutlu içimizden biridir. Çoðu zaman bizim sustuðumuz yerde bizim yerimize konuþan, yazan biri. Fatih Andý ve Bahtiyar Aslan’ýn hazrýladýðý ‘Mustafa Kutlu Sempozyum Bildirileri’ kitabýndan ödünçle söylemek gerekirse; Kutlu’yu konuþmak ayný zamanda bizi, kendimizi ve yaklaþýk iki asýrlýk maceramýzý, özellikle de bu maceranýn son elli yýlýný konuþmak demektir. Zira tarihsel ve sosyolojik boyutlarý vardýr Kutlu’nun eserlerinin. Köyden kente göç, sanayileþme ve Batýlýlaþma gibi sloganlaþmýþ ve insansýzlaþtýrýlmýþ kavramlarýn, insanýn sýcaklýðýyla temas ettiði hikayelerden bahsediyoruz.
Mustafa Kutlu, bu toplumun aynasýdýr. Onun hikayesi bizim hikayemizdir.
Portre
Mustafa Kutlu 1947 yýlýnda Erzincan’da doðdu. Ýlk, orta ve lise öðrenimini Erzincan’da tamamladý. Erzurum Atatürk Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatý Bölümü’nden mezun oldu (1968). Tunceli Lisesi ve Ýstanbul Vefa Poyraz Lisesi’nde edebiyat öðretmeni olarak altý yýl görev yaptý. 1974’de öðretmenlik mesleðinden ayrýlarak Dergah Yayýnlarý’nda çalýþmaya baþladý. Fikir ve Sanatta Hareket dergisinde yazdýðý hikayelerle (1968) sanat hayatýna atýlan Kutlu, bu derginin bir dönem Yazý Ýþleri Müdürlüðü’nü yaptýðý gibi (1979-82) yazý ve hikayelerinin çoðunu bu dergide yayýnladý. Uzun yýllar Dergah dergisinde yöneticilik yapan Kutlu edebiyatýmýza pek çok unutulmaz hikaye kitabý armaðan etti.