Bir erkek ya babadır ya oğul

Locke erkeklerin dünyasına bir pencere açıyor ama filmde ne patlama var ne de arabalar çarpışıyor. Bu filmde bir erkeğin ‘adam olma sınavı’ anlatılıyor.

LOCKE çok özel bir film. Festivallerde gösterildi ve beğenildi. Filmin şekliyle ilgili çok şey yazacağız ama inanın asıl önemli kısmı duygusu ve biz erkeklere yaşattığı hesaplaşma.

Locke tam bir yönetmen filmi. Locke’u hem yazıp hem yöneten Steven Knight, yönetmenliğinden çok senaristliğiyle tanınan bir isim. Senarist olarak Eastern Promises, Closed Circuit, Kirli Tatlı Şeyler gibi önemli yapımlara imza attı. Film tek bir oyuncunun performansıyla dönüyor. Tom Hardy dışında diğer bütün oyuncular sesleriyle varlar yapımda. 85 dakikalık filmde sadece Hardy’nin canlandırdığı Ivan Locke karakterini görüyoruz. Film baştan sona bir araba yolculuğu sırasında Ivan Locke karakterinin telefonla yaptığı görüşmeler üzerinden ilerliyor. Tek mekan, tek oyuncu ve sadece diyaloglar üzerinden kurulu olduğunu söyleyince izleyicide bazı çekinceler oluşabilir. Ama buna aldanmayın, filme kefilim...

Ivan Locke bir inşaat mühendisidir. Avrupa’nın en büyük inşaatını yapmakta ve inşaat sürecinin en kritik dönemini yaşamaktadır. Bir gün sonra inşaatın beton dökümü yapılacaktır. En küçük hata büyük facialara sebep olabilir. İngiltere’deki bu inşaat yüzünden Amerikalı ortaklar ve diğer bütün şirketler diken üstündedir. Gece geç vakitlerde beton dökümüne saatler kala Ivan arabasına atlar ve bir yolculuğA çıkar. Yolculuğun işiyle ilişkisini koparacağının farkındadır. Ivan evli, karısını seven, iki erkek çocuk sahibi bir babadır aynı zamanda. İşte bu yolculuk sadece iş dünyasını değil Ivan’ın aile hayatını da parçalayacaktır. Çünkü Ivan bir gecelik macera sonrasında kendisinden hamile kalan bir kadını doğumunda yalnız bırakmamak için çıkmıştır yola. Bir adam böyle büyük bedelleri ödemeyi nasıl göze alır? İşte filmin en önemli teması bu. Çünkü yönetmenin ve oyuncunun performansı senaryo tarafından ortaya konulan sebebin altının doldurulmasıyla ancak başarıya ulaşabilirdi. Steven Knight öyle gerçek gözlemlerle senaryoyu hazırlamış ki filmin baş karakteri Ivan Locke’un yerine kendinizi koyuyorsunuz. Zorlansanız da onun yaptığına hak veriyorsunuz.

ACILARLA OLGUNLAŞMAK

Filmde Ivan Locke baba olduğu kadar bir oğul da. Babası tarafından terk edilmiş, sevgisiz bırakılmış büyük bir hayalkırıklığının sonucu Ivan. Her erkeğin peşindedir bu hesaplaşma. Özellikle insan küçüklüğünde sevgi görmezse; yaşamı kendiyle hesaplaşma, etrafıyla hırlaşmalarla geçer. Söz konusu erkek ise bu daha acı verici olur çünkü bir erkeğin kendine güveni her şeyidir. Sevilmeyen bir insanın kendine güveni olamaz. İşte Ivan o yüzden aslında hiç de tanımadığı bir kadının kendinden olan çocuğunun doğumuna gitmek için her şeyi riske eder. O çocuğa kendi yaşadıklarını yaşatmayacaktır. Yönetmen bize sadece Ivan’ı gösterir ama sesleriyle diğer karakterler de bilincimizde yerlerini alıyorlar. Üstelik çok sayıda filmde seyrettiğimiz karakterlerden daha başarılı kimlikler halinde. Mesela Ivan’ın karısının telefondaki diyalogları, tepkileri senarist yönetmenin en büyük başarısı bence.

Ivan karısına tek gecelik bir kaçamak yaptığını ve beraber olduğu kadının hamile kaldığını söyleyince karısının tepkisi “Eşyalarını topla ve evden git” demektir. Bir erkek, sevdiği kadına dönmek isterse eninde sonunda döner, yönetmen de bunu bilecek olgunlukta. Burada hikaye gerçekliği yakalar. Ne romantizmin klişelerine ne de kişilikleri yüceltmek için kesin, dönülmez kararlara saygı gösterir. O hayatın aynısını yansıtır. Kırılganlıklar, acılarla beraber bir beraberliğin olgunlaşacağını bize gösterir. Biz büyümeyen bir cinsiz. Erkek dediğin çok zor olgunlaşıyor. Ve bazen kaybetmeyi göze almak, işin en doğru yolu. Kaybede kaybede olgunlaşanlardan mısınız? İşte bu film tam size göre.

FİLMİN KÜNYESİ

Yönetmen ve senarist: Steven Knight

Oyuncular: Tom Hardy, Olivia Colman, Ruth Wilson ile Andrew Scott

Yapım: 2014, İngiltere-ABD,

85 dakika