Bir ‘film’ ve Ýslam’a saldýrmak...

Belli ki, bütün dert, Batý Asya’daki (Ortadoðu) yüksek nüfuslu Müslüman ülkeleri, içlerindeki etnik-dini (hatta Libya örneðinde olduðu gibi aþiret) sorunlarýný kullanarak küçük parçalara bölmek!.. Irak ve Sudan’da baþarýlý olan, Libya’yý büyük bir kaosa sürükleyen bu strateji, günümüzde, Suriye’de kanlý bir oyunla devam ediyor. Bir tek, Mýsýr’da ülkenin Kýpti Hýristiyan azýnlýðý zeminli yeni bir devlet kuramayacaklarýný anlayýnca , bakýn ne yaptýlar...

Bir film ve kan...

Kendini 2012 Amerikan Baþkanlýk seçiminde baðýmsýz aday  olarak ortalýða atan Rahip Terry Jones’u hatýrladýnýz mý? 2010 yýlýnda Ýslam’ýn bir þiddet dini olduðunu savunarak Kuran-ý Kerim’i, özel bir törenle yakmaya kalkmýþ, Ýslam coðrafyasýnda 20 kiþinin ölümüne varan protesto gösterileri sonrasýnda da bu iðrenç eylemini askýya almýþtý. Mart 2011’de o iþi de yaptý!.. Terry Jones þimdi, önce Kahire’yi, devamýnda da Libya’nýn Bingazi kentini karýþtýran Ýslam karþýtý bir filmin destekleyicisi olarak çýktý karþýmýza. “Müslümanlar’ýn Masumiyeti” isimli iki saatlik belgesel kývamýndaki dramanýn tek amacý, Ýslam peygamberine bugüne kadar görülmemiþ biçimde saldýrmak!.. Filmin öyküsünü okudum, peygamberimiz için söylenenleri buraya yazmaya elim varmýyor.

Filmin yönetmeni Ýsrail asýllý Amerikalý Sam Bacile. Bingazi’de Amerika’nýn Libya Büyükelçisi’nin ölümüne kadar varan sert tepkilerden sonra çareyi bir yerlere saklanmakta bulmuþ. Yaptýðý açýklamada ise, düþük bütçeli filminin parasýný Amerikalý 100 önde gelen Yahudi asýllý iþadamý ve þirketten topladýðýný kabul ediyor.

Bitmedi... Oyun aslýnda burada baþlýyor: Filmi, Amerika’da yaþayan Mýsýr asýllý Kýptý Hýristiyanlar’ýn kurduðu Ulusal Amerikan Kýpti  Kongresi isimli kuruluþun baþkaný Morris Sadek desteklediðini açýkladý. Morris Sadek þu sözlerin sahibi türden bir adam: “Ýsrail devletinin bir gün Gazze ve Batý Þeria’daki Müslüman Araplar’ý da yok edeceðine ve Kudüs’ün tamamýný baþkent kýlacaðýna yürekten inanýyoruz. Ýsrail’in zaferi, aslýnda, Ortadoðu’daki bütün ezilen halklarýn zaferi olacaktýr...”

Ýyi mi...

Yinon sendromu...

Arap Devrimi sürecinin bazý eller tarafýndan Ýsrail’in 1982 yýlýnda kabul ettiði ve Batý Asya’daki tüm büyük Müslüman devletleri (önce Araplar sonra Türkiye ve Ýran) parçalamaya dönük Oded YinonPlaný’nýn izlerini taþýmaya baþlamasý tabii ki talihsizlik.(Meraklýsý için: Oded  Yinon, 14 Mart 2011 Ardan Zentürk yazýsý)

Batý’nýn Ýsrail güvenliðini öne çýkartarak Suriye’yi giderek geriye dönülmez bir þekilde dini savaþýn içine yuvarlanmasýna göz yummasýnýn temelinde olan bir planlamadan söz ediyoruz. Belli ki, Mýsýr’da Ýskenderiye baþkenti bir Kýpti Hýristiyan, Suriye’de de Lazkiye baþkentli bir Nusayri devleti kurulmadan bazýlarý rahat etmeyecekler. Amerika’daki Yahudi sermayesinin Koptik Hýristiyanlar ile elele verip, tam 11 Eylül terör saldýrýlarýnýn yýl dönümünde bu tezgahý ortaya çýkarmasý alam vericidir!..

Nusayri devleti meselesi...

Öncelikle, bir tarihi gerçeði hemen aktaralým: Osmanlý, Suriye’deki Nusayri’leri  hiçbir zaman Alevi olarak tanýmlamadý. Alevi kelimesini bölgeye sokan, Birinci Dünya Savaþý sonrasý Suriye’de kurulan Fransýz yönetimidir. Fransýzlar, Suriye’de yükselen baðýmsýzlýk hareketini kontrol altýna alabilmek için ülkeyi, Hatay Sancaðý, Halep Devleti, Þam Devleti, Alevi Devleti, Büyük Lübnan ve Dürzi yönetimi olarak bölmüþlerdi. Bildiðiniz böl-yönet stratejisi...Þaka deðil,  1920-1936 yýllarý arasýnda oluþturulan bu devletin belirlenmiþ sýnýrlarý ve bir bayraðý da vardý!..

Suriye’den akan bilgiler, Beþar el-Esed’in son çare olarak bu tür bir devlet yapýlanmasýný planladýðýný, bunun da -tabii ki- Ýsrail baþta bazý dünya güçleri tarafýndan desteklendiðini iþaret ediyor.

Bu kadar kanlý komplonun bir arada tezgahlandýðý bir bölgede bir de PKK var...

Normaldir...