"Maganda" iyi bir tanýmlamaydý, "ideolojik dangalaklýk" da keza. Kaba, nadan, nobran, rol kapmaya çalýþan densiz... Ne desen yakýþýk alýr... Faþizm kavramýna ihtiyaç bile yoktu; o kadar sakil, o kadar bayaðý, o kadar lümpen, o kadar düzeysiz, o kadar nezaket ve görgü yoksunu, o kadar sevimsiz ve o kadar kendini nimetten sanan bir þuursuzluk tavrý sergiledi ki Meltem Cumbul bize bir kez daha "Ýmkanlarý olsa bir kaþýk suda boðarlar bunlar seni" dedirtti.
Nefret böyle bir þey iþte, insanýn neon ýþýklarý altýnda parlayan bütün pullarýný, makyajýný, alýmýný, çalýmýný, oyuncu havalarýný silip süpürür de makyajý akmýþ, pullarý dökülmüþ bir 'paçozluk abidesi' kalýr geriye. Hani Alev Alatlý'nýn diyor ya sanatçý yoksa paçozluk var diye...
***
Oyuncu diye bile yutturamazsýn artýk kendini. Bir görgüsüzsündür çünkü, görgüsüzlüðün her þeyin önüne geçmiþtir. Senin olmayan bir sahnede, parayla tutulduðun bir yerde o sahnenin gerçek sahiplerine karþý nasýl davranman gerektiðini dahi bilmeyen bir görgüsüz iþte...
Solculuðunuz, Atatürkçülüðünüz, sözde muhalifliðiniz, Geziciliðiniz bugüne kadar görgüsüzlüðünüze kýlýf oluyordu da artýk deðil. Bu davranýþ sizi kötü kalpli yapmazdan önce görgüsüz yapýyor çünkü. "Ýnsanlýkta" eþitlenebilmeniz için ise daha çok fýrýn ekmek yemeniz lazým.
Kendini oyuncu sanan sunucunun biri deðil de hem Oscar'da, hem Cannes'da, hem Berlin'de, hem Sezar'da, hem Bafta ödül alan Juliette Binoche olsan gene durum deðiþmez. Her þeyden önce senin için açýlmamýþ, figüraný dahi olmadýðýn bir sahnede önce haddini bileceksin. Bir de aldýðýn parayý hak edeceksin.
Sonra içinde biriktirdiðin, seni insanlýktan çýkartan o katýksýz nefretinle eve gidip kafaný duvarlara vurabilirsin, sosyal medyandan slogan atýp yumurta kafalý takipçilerinin favýný kapabilirsin.
"Eþitler arasý bir selamlaþma ve yakýnlaþma ritüeli olan el sýkýþmayý" çok görerek ötekileþtirmeye çalýþtýðýn insanlarýn senin selamýna da tokana da ihtiyacý yok. Zira insan olanla iletiþim için nezaket ve görgü asgari þarttýr.
WASP terörü
Terör deyince Batýlýlarýn aklýna eskiden El Kaide gelirdi. Þimdi de DEAÞ geliyor. Terör saldýrýlarýnýn ille de bir örgüt tarafýndan yapýldýðý düþünülür. Oysa psikopatça duygularla, belli bir amaca dayandýrýlmaksýzýn zevk için yapýlan katliamlar da terör eylemleridir ve özellikle ABD için bu artýk ciddi anlamda güvenlik tehdidi oluþturmaktadýr. Sadece meydana gelen can kayýplarý dolayýsýyla deðil ayný zamanda toplumu içten içe kemiren bir bozukluðun da dýþa vurumu olduðu için.
Las Vegas'ta bir otelin 32. katýndan konserde eðlenen insanlarý otomatik silahla tarayan kiþinin 65 yaþýnda kendi halinde emekli bir muhasebeci olduðunu anlaþýlýyor. Komþularýnýn ifadesine göre bilgisayar oyunu oynayan, kibar biri. Perdelerini kapalý tutmak dýþýnda tuhaf bir davranýþýna þahit olan yok.
ABD tarihindeki bu en büyük katliam daha çok bireysel silahlanma üzerinden tartýþýlýyor. Trump'a sorsan "Konserdekilerin de silahlarý olsaydý bu kadar çok ölüm olmayacaktý" diyecek belki de. Buna benzer bir laf etmiþti nitekim.
ABD ekonomisinde en büyük paya sahip olan silah sanayi ve silah lobisi karþýsýnda arada bir 50-60 zayiatýn lafý mý olur diye bakýyorlardýr muhtemelen. Bireysel silahlanmayý Obama da sýnýrlayamamýþtý malum. Orlando saldýrýsýnda ölenler için gözyaþý dökerken verdiði pozla kalmýþtý.
Oysa sorun çok daha büyük. Muhafazakar bilinen Amerikan ailelerinde yetiþiyor eline silah alýp okul ya da konser tarayan bu insanlar. ABD'nin aslý endiþe etmesi gereken DEAÞ deðil de kendi içinde büyüyen bu WASP terörü.