Alzheimer toplumda her geçen gün daha sýk rastlanan bir hastalýk. Bu durumla ilgili bilgi sahibi olmak hastalýkla baþ etmek kadar hasta yakýnlarý ve hastalarýn hayatýný kolaylaþtýrmak de için çok önemli. Sizler de Alzheimer farkýndalýðýna destek olmak isterseniz bu ay içerisinde #MorAl ve #alzheimerfarkýndalýkayý etiketleri ile sosyal medyanýzdan paylaþýmlar yapabilirsiniz.
Haziran ayý Alzheimer Farkýndalýk Ayý. Aslýnda Dünya Alzheimer Günü 21 Eylül olarak biliniyor. Peki haziran ayýnýn hikâyesi nasýl geliþti? ABD’de Alzheimer’s Association adýndaki kuruluþ Dünya Alzheimer Günü olarak kabul edilen 21 Eylül’ün dýþýnda farkýndalýða katkýda bulunmak için bir zaman dilimi daha olmasý gerektiðini düþünmüþ ve birkaç yýl önce Haziran ayýný “Beyin/Alzheimer Farkýndalýk Ayý” olarak belirlemiþler. Hatta en uzun gün olan 21 Haziran’ý da farkýndalýk günü olarak ilan etmiþler. Bu kampanyayý daha cazip hale getirip, insanlarda Alzheimer farkýndalýðý oluþturmak için #GoPurple etiketiyle, Alzheimer’in rengi moru içeren fotoðraflar paylaþmaya baþlamýþlar. Bu kampanyayý çok anlamlý bulduðumdan ve bizlerde de farkýndalýk adýna bir ilerleme yapacaðýný düþündüðümden dolayý 2015 yýlýnda #MorAl ve #alzheimerfarkýndalýkayý etiketleri ile benzer paylaþýmlar yapmaya baþlamýþtým. Kampanyaya destek o kadar büyüdüki öðrencilerine mor kýyafetler giydirip fotoðraf çektiren öðretmenler, tüm orkestranýn mor detaylarla bezendiði ve þeflerinin mor ceketle poz verdiði duyarlý gönüller, tüm çalýþanlarýna mor tiþört giydirip fotoðraf gönderen þirketler, hastalarý ile mor detaylarla poz veren harika yürekler. Bu sene 5. yýlýmýz ve artýk bu hareket gelenekselleþti.
Peki dünyanýn en korktuðu hastalýklardan birisi haline gelen Alzheimer hastalýðý neden bu kadar fazla görülmeye baþlandý? Bana en sýk gelen sorulardan bir tanesidir bu. Öncelikle þunu belirteyim ki, bu hastalýðýn toplumlar tarafýndan “Hastalýk olarak kabul edilme” mazisi çok da fazla deðildir. Bu sürenin uzamasýnýn sebebi de, daha önceden oluþmuþ yargýlarýn kýrýlmasýndaki zorluktur. Bilimsel literatürde bile ilk kabul edildiði dönemlerde “Yaþlanmaya Baðlý Demans” olarak ayrý bir baþlýðý olan hastalýðýn, halk tarafýndan yaþlýlýða baðlý normal bir durum olarak düþünülmesine çok da þaþýrmamak gerekir. Elbette yaþla birlikte Alzheimer hastalýðýnýn görülme sýklýðýnýn artmasý bilimsel bir gerçek. Ancak bu gerçek, hastalýðý normal bir durum olarak görmemize sebep olamaz, olmamalý. Yaþam süresinin uzamasý ile birlikte Alzheimer hastalýðýný daha fazla görür ve daha kolay fark eder olduk. Bir de bunun üzerine hastalýða karþý toplumsal duyarlýlýðýmýzýn arttýðýný eklersek, endiþe duymamýz oldukça normal.
Alzheimer hastalýðýný tamamen tedavi eden bir ilaç yok. Þu an için tedavi anlamýnda yapabileceklerimiz çok sýnýrlý. Ama bu hastalarýn ve yakýnlarýnýn sosyal ihtiyaçlarý çok fazla. Alzheimer hastasý olmak elbette zor ama inanýn Alzheimer hasta yakýný olmak daha da zor.
Hastalýðýn henüz çaresi bulunmadý diye hastalarý ve bu hastalýkla mücadele eden hasta yakýnlarýný görmezden gelmek doðru bir davranýþ deðil. Bir örnek vermek isterim. Alzheimer hastalarý hastane iþlerinde çok zorlanýyorlar. Bundan birkaç yýl önce bu konuda acilen bir þeyler yapýlmasý gerektiðini belirtmiþ, ayný ‘’bebek dostu hastaneler’’ gibi ‘’Alzheimer dostu hastaneler’’ olmasý gerektiðini ifade etmiþtim. Bebeklerimiz çok kýymetli elbette ama ya yaþlýlarýmýz?
Birkaç dakikalýðýna kendinizi bir Alzheimer hasta yakýnýnýn yerine koyun ve bir hastane düþünün; Alzheimer hastanýz ile içeri girdiðinizde sizi güler yüzlü bir personel karþýlayacak. Hastanýz “Bu kim? Benden ne istiyor?” diyerek agresif tavýrlar sergilediðinde bunu kiþisel algýlamayacak, hastalýðýndan dolayý olduðunu bilecek ve sakin bir ses tonu ile “Sadece sizin rahatýnýz için buradayým, benden istediðiniz bir þey olursa yapmaya hazýrým.” diyebilecek. Randevunuz önceden ayarlanmýþ olacak ve hastanýz sýra beklemeyecek. Biraz beklemek durumunda ise onlara özel dizayn edilmiþ mekanlarda oyalanabilecek. Ayný çocuk polikliniðinin önünde çocuklara özel yapýlmýþ alanlar gibi düþünün. Ama tabi ki Alzheimer hastalarý için yapýlacak olan daha farklý özellikler taþýyacak.
Tüm personel hastanýzýn gösterebileceði “tuhaf” tavýrlara karþý eðitimli olacak. Davranýþlarý hiçbir þekilde hastanýzý rahatsýz etmeyecek, aksine rahatlatacak. Kontrol gerektiðinde, hasta yorulmayacak, hasta yakýný gelip durumu bildirecek ya da evde kontrol saðlanabilecek. Ýlaç, bez raporu ya da özürlülük raporu için hastalar saatlerce poliklinik önlerinde kapý kapý dolanmayacak. Zor deðil aslýnda basit birkaç düzenlemeyle binlerce insanýn hayatý rahatlatýlabilir. Umarým bu yazýyý okuyan bir yetkili olur ve bu iþ için bir adým atabilir.
Sizler de Alzheimer farkýndalýðýna destek olmak isterseniz haziran ayý içerisinde #MorAl ve #alzheimerfarkýndalýkayý etiketleri ile sosyal medyanýzdan paylaþýmlar yapabilirsiniz.
‘’Elli yaþýnda iken, 75 yaþýnda bir oðlunuz olsun ister misiniz? Bir düþünün, bir gün uyandýðýnýzda tüm hafýzanýz gitmiþ ve geri gelmeyecek...’’
M.Yýlmaz
‘’Henüz 49 yaþýnda olan ve o olmasa ne yapardým dediðiniz annenizin demans olduðunu öðreniyorsunuz. Ýlk defa duyduðunuz bir hastalýk ve tedavisi yok deniliyor maalesef. Siz daha hastalýðý anlayamadan hýzlýca ilerliyor, o sýrtýnýzý dayadýðýnýz dað gibi kadýn gözlerinizin önünde küçük bir bebeðe dönüþüyor. Çaresizsiniz ve bir umut arýyorsunuz…’’
S.Kara
“Bir çocuðunuz olduðunda hayatýnýz geri dönülmez biçimde deðiþir. Ancak bu çoðu zaman bir tercihtir. Yani kendinizi hazýr hissettiðinizde anne-baba olursunuz. Sizi büyüten, hayatýný sorgusuz sualsiz sizin için dönüþtüren o güçlü adam ya da kadýn azar azar evine, ailesine yabancýlaþýrken ise farkýnda bile olmazsýnýz. Tâ ki kendi kendine yetemediði ve bundan acý duyduðu gözle görülür hale gelene kadar... “
E. Özdemir