Bir gün Gülen’i CHP de fark edecek

Tam da Salı günkü yazımda, “MHP’de Paralel Yapı şüphesi”ni konu edinmişken, Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında neler neler söyledi:

“Ankara, Washington ve Pensilvanya arasında MHP düşmanlığının üçgeni kurulmuştur. Bizim paralele teslim edecek bir partimiz yoktur. Kendi kurumlarına kayyum atandığında dünyayı ayağa kaldıran, MHP’ye atandığında ise sevinç çığlıkları atanlara diyoruz ki, bugüne kadar ne yaşamışsanız müstahaktır. Bunlar ikiyüzlü ve Türkiye’nin karşısındaki husumet kutbudur. Bunlar dini paraya dönüştüren, imamlığı şirkete çeviren, ABD’nin kuklası, İslamiyet’in yüz karalarıdır.” 

Kimileri Bahçeli’yi bu Paralel Yapı çıkışından dolayı eleştiriyor. “Daha önce neredeydin? Şimdiye kadar niye bu yapıya sahip çıktın?” diyor. Haklılık payı olsa da, bu eleştirilerin bugüne bir yararı yok. Önemli olan AK Parti’den sonra Meclis’te grubu olan bir partinin genel başkanının da legal görünümlü illegal yapıya karşı mücadele vermesidir.

Paralel Devlet Yapılanması’nı hala savunmaya çalışanların düştüğü zor bir durum var. F. Gülen ve etrafının, geçmişte bilhassa devlet kurumlarında insanlara zulüm ettiklerini inkâr edemiyorlar. Silahlı kuvvetler mensuplarına sahte delillerle kumpas kurduklarını, Gülen hakkında kitap yazanların susturulmasını savunamıyorlar. Hukuk dışı telefon dinlemelerinde, sınavlarda soruların çalınmasında, MİT TIR’larının durdurulmasında, HDP’li hükümet istenmesinde “bunlar masumdur” diyemiyorlar. Bu zor durumdan kurtulmak için bir şey tutturdular. Bizim gibi geçmişte bu yapıya yardımda bulunan ama artık bu yapıyla mücadele edenlere, başta Sayın Cumhurbaşkanına “daha önce beraberdiniz, neden geç fark ettiniz?” diye atarlanıyorlar.

Evet, geç fark ettik, çünkü F. Gülen gerçek yüzünü 30 yıl sonra gösterdi. Şimdi isimleri cemaatle anılan o savcıları, hâkimleri, polis şeflerini meğer lise talebeliğinden beri tanıyormuş. Din adamı kisvesi ile öne çıkmış/çıkartılmış birinin, milletin evladını, kod ismi vererek, gizleyerek uyuyan ajanlar gibi devletin içine yerleştirmesini, muhafazakâr kesimde kim tahmin edebilirdi ki...

Ne zaman ki F. Gülen 17/25 Aralık’ta hükümete darbeye teşebbüs etti, ne zaman ki MİT TIR’larının durdurulmasından sonra Türkiye’yi terör örgütlerine yardım ediyor diye dünyaya jurnallediler, gerçek yüzünü o zaman gösterdi... Ne zaman ki,  Başbakan Erdoğan hakkında beddua seanslarına başladı, ne zaman ki CHP ve HDP için masum bir cemaati seçimlerde alet etti, ne zaman ki CHP-HDP hükümeti istedi, gerçek yüzünü o zaman gösterdi...

Ne yani ihanetlerle anılan, ABD’ye taşeronluk yapan, devlete savaş açan bir adamın gerçek yüzü ortaya çıktığında, hala onunla birlikte mi yürüseydik? İhanetlere biz de mi ortak olsaydık?

Gülen’den ayrılanlar, ondan desteğini çekenler yüzde 90 civarındadır. Ortada davayı satan yok. Davayı satanları yüzüstü bırakan milyonlar var.

MHP’den sonra göreceksiniz uyanma sırası CHP’ye gelecek. Hele şu kirli kaset komploları bir açığa çıksın, bakalım Sayın Kılıçdaroğlu sessiz kalabilecek mi? İsterse F. Gülen’i ve o yapıyı, partisindeki dört milletvekiline (Mustafa Balbay, Dursun Çiçek, Tuncay Özkan, İlhan Cihaner’e) sorsun...