Yunanistan kurulduðundan bu yana hem imparatorluk, hem de Cumhuriyet Türkiye’si için güvenlik riski oluþturdu. Kuruluþ mitolojisinin dayandýðý yayýlmacýlýk Ege adalarý, Batý Trakya ve derken Kýbrýs üstünde hak iddiasýnda bulunmasý Türkiye’yi uzunca bir süre rahatsýz etti. 1970’li yýllarda gündeme deniz sýnýrlarýný geniþletme arzusu da girdi.
Ýki ülke yakýn zamana deðin Ege’nin deniz ve hava sýnýrlarý üstünde egemenlik iddiasýnda bulundu, krizler, kazalar ve hatta çatýþmalar yaþandý. Neyse ki Þubat 1999’da Öcalan’ýn Yunanistan’ýn Nairobi Büyükelçisi’nin ikametgahýnda bulunmasý sonucunda çýkan gerilim ve ülkenin kendi içinde geçirdiði deðiþim Türkiye’yle olan iliþkilerini gözden geçirmesine yol açtý.
***
Sivil toplum temaslarýnýn, Dýþiþleri Bakanlarý Ýsmail Cem ile Yorgo Papandreou arasýndaki dostluðun da yardýmýyla sorunlar giderek aþýlmaya baþlandý. Sorunlarýn çözüm yöntemlerini konuþmak amacýyla “istikþafi” adý verilen bir görüþme trafiði hayata geçirildi. Bu arada Yunanistan, þartlý da olsa Türkiye’nin AB üyeliðini destekledi. Karþýlýklý ticaret arttý, insani ve diplomatik temaslar yoðunlaþtý.
Kýbrýs ve Ege sorunlarý çözülmemiþ olmasýna raðmen iki ülke iliþkilerinin þu an itibarýyla istikrarlý seyrettiðini söyleyebiliriz. Özellikle insani konularda Türkiye’nin göstermiþ olduðu iyi niyet Yunanistan ile iliþkilerde olumlu izler býrakýyor. Bir kaç hafta önceki Atina ziyaretinde Davutoðlu’nun Ýstanbullu Rumlarla buluþmasýnýn yansýmalarý bunun en son kanýtý.
Ancak ekonomik krizle kývranan Yunanistan için için kaynamakta. Parlamento’da 18 milletvekili ile temsil edilen faþist Altýn Þafak Partisi, kontrolsüz kalmasý halinde iki ülke iliþkilerini etkilemeye aday. Þiddeti yöntem olarak seçen, ýrkçýlýðý resmen kabullenen, azýnlýklara ama özellikle de göçmenlere karþý eylemlere giriþen, buna karþý da polis tarafýndan korunduðu anlaþýlan bu “parti” iliþkileri yakýnda rehin alacaða benzer.
Altýn Þafak mensup ve sempatizanlarýnýn saldýrýlarý Batý Trakya Türklerini hedef almaya baþlarsa ve buna karþý da devlet mekanizmasý diðer saldýrýlarda olduðu gibi suskunluðunu korursa, hatta ýrkçý saldýrýlar dinsel boyut kazanýrsa, diyelim ki ibadetleri yüzünden Pakistanlýlar hedef alýnýrsa, Ankara’nýn sessiz kalmasý imkansýz hale gelir.
Þimdiye deðin Gümülcine’deki Türk Gençler Birliði’ne saldýrýlar baþta olmak üzere Atýn Þafak eylemleri benim takip edebildiðim kadarýyla insanlarýn zarar görmesine yol açmadý. Türk azýnlýk da itidalli davrandý ve provokasyona gelmedi. Fakat bundan sonra ne Batý Trakya Türklerinin ne de Altýn Þafak fanatiklerinin itidalli davranacaðýnýn garantisi var.
Kaldý ki “parti” iktidar koalisyonunu yýpratmak amacýyla dýþ politika konularýna da el atmaya baþladý. Kýbrýs ile Yunanistan’ýn birleþmesini, yani Enosis’i savunuyor. Parlamento’da Ege’deki tartýþmalý alanlar konusunda iktidarý suçluyor. Bizans’tan söz ediyor. Ýstanbul’un Türklerden kurtuluþundan bahsediyor. Parlamento’daki temsilleri az olsa da sesleri çok çýkýyor.
Protestolarý ve þiddetleriyle krizden mustarip Yunanlýlarý yanlarýna çekiyorlar. Yapýlan kamuoyu yoklamalarý seçim olsa oy oranlarýný arttýracaklarýný gösteriyor. Kýsacasý Altýn Þafak hafife alýnmamayý, üstünde düþünmeyi ziyadesiyle hakkediyor. Çünkü Altýn Þafak ýrkçýlýðýyla Yunanistan ve Avrupa için, Yahudi karþýtlýðýyla Ýsrail için, ama hepsinden önemlisi temsil ettiði her þeyle bizim için ciddi bir tehdit teþkil ediyor.
***
Unutmayalým ki parti kadrolarý Srebrenitsa katliamýnda bile rol oynamýþ insanlardan oluþuyor ve Yunan derin devletiyle de yakýn iþbirliði içindeler. Ortaklýklarýnýn liderlerinin 1980’li yýllardaki hapishane macerasýna dayandýðý söylenmekte. Üstelikte Rusya’da da Jirinovski gibi muhterem siyasetçilerin desteðine sahipler.
Avrupa’da ve Amerika’da Yunanistan’ýn gidiþatýndan rahatsýz olanlarýn sayýsý hiç az deðil. Foreign Policy, Atlantic gibi kanaat dergileri, BBC gibi televizyon kanallarý geliþmeleri kaygýyla aktarýyor. Ama onlar da bizim gibi krizin atlatýlmasýyla Yunanistan’ýn bu beladan kurtulacaðýný düþünüyor. Oysa kriz Altýn Þafak’a destek veren Yunanlýlar için çok daha uzun süreceðe ve canlarýný çok daha fazla yakacaða benziyor...