Siyasi manzaraya bakalým... Ortada biri diðerinden daha önemli iki ana sorun var; Anayasa ve Kürt meselesi.
“Üslubu sert!” ve “uzlaþmaya kapalý!” olduðu eleþtirilerinin hedefindekiBaþbakan’dan baþka da bu iki sorun konusunda ortaya diyalog yöntemi ve demokratik inisiyatif koyan lider yok. Risk almaya devam ediyor ve kesin, net, anlaþýlýr çaðrý yapýyor.
Erdoðan, sokak olaylarýnýn gerilimi artýrdýðý günlerde bile “Çözümden dönüþ yok. Türkiye’nin geleceði barýþta” demiþti. Önceki gün de “Anlaþtýðýmýz 48 maddeyi 68’e, 78’e çýkaralým. Olaðanüstü toplanalým ve anayasayý bir hafta içinde Meclis’ten geçirelim” dedi. Türkiye, Gezi Parký’nýn daðýttýðý demokrasi havasýný geri getirmek zorundadýr.
Neyse ki bir numaralý sorumlu kiþi olan Erdoðan hem çözüm hem de anayasa için hazýr görünüyor. Motivasyonunu koruyor.
“Bir hafta” derken de haklý.
Meclis ya da partiler anayasa yapmak arzusu taþýyorlarsa bu iþ en geç bir haftada biter. Býrakýn 48’i anlaþýlabilecek maddelerin sayýsý rahatlýkla 130-140’ý bulur. Anlaþýlamayan maddeler de iki ayrý paket halinde referanduma götürülür. Millet hangi paketi seçerse seçsin Türkiye’nin yeni ve sivil bir anayasasý olur.
Özetle, partiler tek bir anayasa metninde anlaþamazlarsa iki metinde anlaþýrlar, millet de bunu teke indirir.
Bu kadar basit mi? Evet, istenirse bu kadar basit...
Cemil Çiçek faktörü
Meclis Baþkaný Cemil Çiçek’in masayý bir arada tutma gayretinin ve ýsrarýnýn da altýný çizelim... Çiçek’in son turu, anayasa yapým sürecinde neler olduðunu ve neler olmadýðýnýn anlaþýlmasýný saðladý. Açýk konuþtu ve bütün gerçekleri kamuoyuyla paylaþtý. Partilere ve komisyon üyelerine karþý da durumu idare edecek cümleler söylemedi. Gerçek neyse açýkladý. Çiçek’in sözlerinden sonra eðer anayasa yapýlamazsa bunun sorumluluðunun kimde ne kadar olacaðý anlaþýlmýþtýr.
Þimdiden sonra “kýrmýzý çizgi”, “olmazsa olmaz” vs. gibi fantastik siyasi tabirlerle süreci týkayanlar olaðan þüphelidirler. Komisyon çalýþmalarý sonucunda 20 aydýr gelinen nokta ortada ve kesinlikle tatmin edici deðil.
Bu kadar yüksek katýlýmlý bir seçimle bu kadar yüksek temsil kabiliyetini haiz bir Meclis varken anayasa yapmamak, yapmaktan kaçýnmak siyaset kurumunun affedilmez bir suçu olacaktýr.
Bir de Gezi faktörü var!
Ne yazýk ki, anayasa ve çözüm sürecinde olumlu havayý daðýtan Gezi Parký eylemleri oldu. Toplumda benzersiz bir mutabakat iklimi yakalanmýþken sokaða dökülen ulusalcý-laik, eski sol karakter, çözümün kalbine ateþ etti. Anayasanýn da... Görünen o ki CHP de bu özel durumun peþine takýlarak zaten hazzetmediði çözümün gündemden düþmesi için dua ediyor.
“CHP ve akraba topluluklarý”nýn Meclis’te ve sokakta çözüme karþý bilenmiþ durumu süreçleri zorlaþtýrýyor.
Ancak, bir yol mutlaka bulunmalýdýr.
Nasýl?
Önce herkes klasik pozisyonundan bir adým geri çekilecek yeni anayasa orada þekillenecek. Partiler kendi anayasalarýný deðil birlikte yeni anayasa yaptýklarýný unutmayacaklar.
326 milletvekili çoðunluðuna ve dolayýsýyla en geniþ toplumsal temsile sahip AK Parti kýrmýzý çizgi þartý ileri sürmezken, diðer partilerin de dayatmadan kaçýnmasý beklenir.
Dolayýsýyla, ilk üç madde, son üç madde diye bir kýsýtlama da olamaz. Eðer görüþ ayrýlýðý varsa -ki var- o zaman sorunu referandum çözer.
Yeter ki istensin. Bayrama kalmaz bu sorun biter. Kalaný da sandýk halleder.