"Ýçinizden hayra çaðýran bir topluluk bulunsun..." (Kur'an-ý Kerim)
Bana bu uyarýyý hatýrlatan kiþi, Üstad Muharrem Balcý. 1979'dan bu yana aktif hukukçu, avukat. Benim gibi onu takip edenler için bir mektep. Mazlumder'den Araþtýrma Kültür Vakfý'na kadar pek çok sivil kurumun baþlangýç isimlerinden, sivil dayanýþmanýn, örgütlenmenin, insan onuru arayýþýnýn, ifade hak ve hürriyetin saðlam ve cesur savunucularýndan. Onu hassaten 28 Þubat davalarýndan, uzun soluklu, asil, çoðu kez tek ve tenha olarak göðüslediði hukuk maratonundan tanýyoruz. Ömrünü 'hukuk üretimi'ne ve genç hukukçularýn yetiþmesine adamýþ bir mektep insan... Genç hukukçular artýk medeniyet müzemize karýþmýþ 'üstad' ifadesinin arkeolojisini bugüne taþýyacaklarsa, Muharrem Bey'den ilham almalýlar...
'Hukuk üretimi'iþaretini bilinçli olarak kullanýyorum. Zira Vahiy ve Hukuk iliþkisi kesilmiþ, görüþ alaný daralmýþ hatta körelmiþ, yoðun bulutlu bir zaman diliminde seyrediyoruz. Güncele dair taþýyamadýðýmýz, bir yanýyla devinimsizliðe ve gayretsizliðe, diðer yanýyla kýsýtlanmaya razý gelmiþ oportünizmiyle, adeta yoðun bakým hastasýna çevirdiðimiz bir adalet davasýyla yüz yüzeyiz... Evet, adalet bir davadýr. Mefkuredir. Ufuktur. Lakin uzakta bir mesafe veya hayal deðildir. Tam aksine, mükellef olduðumuz bir hayatiyettir. Bu yüzden hukukun kalbi atmalýdýr.
Düþünür Akif Emre'nin 'kalp metaforu' olarak dile getirdiði hareket teklifinin Muharrem Balcý'daki karþýlýðýdýr 'hukuk üretimi'... Bu ikaza göre; Kalbi anlamýyla, itikadi açýdan inancýmýzla ilgili bir problemimiz yoktur ama ayný kalpten ellere, kollara kan pompalayarak hayatýn içindeki aktivizmi kuracak damarlarýmýzda sorun vardýr. Kan, kalpten ellere ulaþamamaktadýr, niyet eyleme dönüþememektedir... Ýçtihat kapýsýnýn kapatýlmasýyla birlikte ve buna eþlik eden izmihlaller, yenilgiler, düþüþler, iþgaller, yoksulluklar, gerileyiþler, sömürgeleþme ve diktatörler aracýlýðýyla maruz kaldýðýmýz iç baský tecrübelerimiz... Hasýlý kafayý kaldýramayýp sürekli diz çöküþ hallerinden kurtulamayýþlarýmýz... Bizi adeta zamanýn dýþýna itmiþtir.
Zamanýn dýþýna savrulmuþluðun kestirmeden cevabýný, derhal zamana uyum ve muktedirlerin onayýný saðlama üzerinden verenlerimizse, belki makama, mevkiye, paraya kavuþmuþlardýr, lakin adaletle ilgili görevlerini, insan onuruyla ilgili yükümlülüklerini ertelemiþ, unutmuþ veya askýya almýþlardýr... Ýþte 'hukuk üretimi', bu yüzden önemlidir.
Genç hukukçulara hitap ederken aldýðým notlardan; 'Her meslek bir iþle iþtigal eder, bizim hukukçular olarak iþimiz vahiyledir. Zira hukuk, hak demektir, haklar demektir. Hukukçu, zikrettiði ve uygulamaya koyduðu her kavramýyla, vahiyle iliþki kurmasý gereken kiþidir... Mesleðinize deðer verin'...
Av. Muharrem Balcý'nýn kurduðu 'Genç Hukukçular Okuma Grubu' yaklaþýk 20 yýldýr, sivil bir akademi, hikmet birikimi olarak görev yapýyor. Ýstanbul, Ankara, Gaziantep ve Makedonya'da devam eden seminerlerde, kütüphane hacminde incelemeler yapýlmýþ. Hukuk Vakfý ve Hukuk Sebil'leriyle, hukuku sadece avukatlarýn mesleði olarak daraltan bakýþý kýrýyor ve hukukun zihinsel bir teklif ve yükümlülük olarak hepimizin insani bir meþguliyeti olduðunu vurguluyor...
Kiþisel uyarýsý þöyleydi Av. Muharrem Balcý'nýn: 'Ýnsanlarýn cesaret hakký vardýr. Elbette herkesten bu hakký kullanmasý istenip beklenemez. Ama bazý kiþiler için bu hak, ayný zamanda bir görevdir'' dedikten sonra ekliyor; "Mesela gazeteciler böyledir..."
Bugün için adalet, sadece görülmekte olan davalar ve onlarýn taraflarý için geçerli olan kýsmi bir gündem deðildir. Adalete sadece iddianameleri hazýrlayan savcýlarla, hapishanedeki insanlar ve akrabalarý taraf deðil... Bu zorlu süreci, hepimiz birlikte omuzlamak zorundayýz.
Ankara Adli Yargý Adalet Komisyonu'nun hazýrladýðý 2016 raporuna göre; Ankara Adliyesinde görülen 38.652 davanýn ancak 19.864'ü mahkumiyetle, 18.788'i ise beraatle sonuçlanmýþtýr.Savcýlarýn yeterli delil olmadan açtýklarý davalar hem yargýnýn iþ yükünü arttýrmakta hem de hukuka güveni sarsmaktadýr.
Av. Muharrem Balcý, son dönemde 'FETÖ davalarý' olarak gündem alan davalardaki iddianameleri de dikkatle takip eden hukukçular arasýnda. Ne yazýk ki güçlü iddianameler hazýrlanmazsa, bu davalar gayrý ciddi hale düþürülme tehlikesiyle karþý karþýyadýr. Mezkur iddianameleri hazýrlayan savcýlarýn bir kýsmý bugün yargý takibindedir. FETÖ þüphesinin merceðinde olan bazý savcýlarýn hazýrladýðý iddianamelerle nasýl yol alýnýr... Ciddi bir sistem çeliþkisiyle karþý karþýyayýz...