"... Az gittik uz gittik. Dere tepe düz gittik... ... Onlar ermiþ muradýna, biz çýkalým kerevetine..." keþke böyle bitseydi masal.
Bahçeli'nin deyimiyle Zillet Ýttifaký'nda yer bulan Müslüman dükkân sahiplerine ve onun acâibül garaip iþletmecilerine ve aþýrý hýnçlý müntesiplerine; "düþmana þedit, dosta müþfik" anlamýný verebileceðimiz bir ayete uyarak pek çok kez uyarý yapma gayretinde olduk.
Açýk konuþalým; haklý ya da haksýz gerekçelerle iktidara karþý ortak yakýn tarihi paylaþan kadro ve kitlenin, azgýn azýnlýktan bile beter, insafsýz ve galiz eleþtirilerine çokça dikkat çektik.
Ve tabi kümülatif bir fayda saðlayamadýðýmýzý görüyoruz.
Reklamlar bitti; asýrlýk bültene dönebiliriz.
Azgýn azýnlýðýn, en fazla, "oy alma mecburiyeti' ile en fazla, "tahammül" ederek, "lütfen" kabul ettikleri bizimkiler; þimdi saðlam bir sopayý hak ediyorlar.
Öyle böyle deðil.
Hani derler ya meþe sopasýný günlerce suda bekleteceksin sonra nazik baldýrlarýna indirdikçe indireceksin.
Son 1,5 aydýr baþörtülü vatandaþlarýmýza azgýn azýnlýktan saldýrýlar yapýlýyor. En son bir AVM'de, ateþte kýzdýrýlmýþ "hayvasýyla" saldýran olgunlaþmamýþ bir kýzýl ham meyve, mürekkebimizi çaðladý.
Tam burada, ülkemizin adalet sistemine de teessüflerimizi bildiriyoruz. Zira iþgüzar bir imamýn vaazda Kemalistlere yaltaklanmasýný cirmince protesto eden pýrlanta gibi bir delikanlýyý aylarca hücrede tutan bu sistem, birden müþfik kesilmiþ! Peh peh peh!
Ezberimizdeki fotoðraf þudur; CHP'li kitle dindar vatandaþlarýmýza kindardýr.
Bu kuyruk acýsý onlarda, bu evlat acýsý da bizdeyken uzlaþmamýz zor görünüyor.
Fakat CHP'nin zorlama atraksiyonlarýyla on binlerce dindarýmýzýn oyunu, inisiyatifini hem-dem yapan siyasal politbüro þeflerinin veballerini yüzlerine, kullanýlmýþ peçeteleri fýrlatýr gibi fýrlatýyor ve hatýrlatýyoruz.
Ýþte eseriniz! Utanmadan seyrediniz!
Toplumumuzun balýk hafýzalý olduðu sýkça söylenir. Ama biz siyaset dükkâný yöneticilerinin Müslüman insanlarý "laik" masalarýna balýk yapmalarýndan bîzarýz. Zafer kutlamalarýný raký balýkla yaparlarken masalarýndaki balýk bizimkilerdi.
Bizimkileri yediler, sindirdiler, pislediler. Geçmiþ olsun!
Burasý bizi yaralýyor!
Düþündükçe hüzünleniyoruz.
Bazen selde sürüklenip giden bir buket gül gibi vasýflandýrýyoruz Müslümanlarý.
Bir kýsmý iktidar oldu yitti gitti. Bir kýsmý muhalif oldu yitti gitti.
Ve elbette mahþeri hatýrlayýp kardeþlerimiz adýna üzülüyoruz.
Seçimlerde Erdoðan'a omuz vermek elzemdi. Bunun için gövdemizi namluya sürdük. Ancak maalesef pek çok dindarý içine düþtükleri karanlýk dehlizlerden çekip alamadýk.
Biliyoruz ki Allah "gafil" ve "cahil" bir topluluða hidayet vermez.
Zaman zaman Müslümanlarýn önüne düþen, daðlarýn ardýný, afaký büyük bir basiretle gördüðü yanýlsamasýný oluþturan büyük þeyhlerimizin, siyasetçilerimizin, hocalarýmýzýn, burnunun ucunu bile göremediklerini bilerek onlarý takip eden Müslümanlara daha beter üzülüyoruz.
Ayette sabit þekliyle "iman ettikten sonra gerisin geriye" dönenlerden olmamalarý için niyaz ediyoruz.
Bir üniversitenin bahar þenliðinde erkek arkadaþlarýnýn omuzlarýnda, sefih bir konserde münfesih sanatçýya coþkuyla eþlik eden baþörtülü kardeþimizin o görüntüsü yüzümüze çarpan tokatlardan biriydi aslýnda; ilk þok buydu zannýmýzca.
O vakitler bizim çevrenin yazar çizer takýmýnýn 28 Þubat'ta saðlam dayak yediðimiz dönemde tesettürü savunmalarýndaki bir yanlýþý tespit ettiðimizi iyi hatýrlýyoruz.
Ateþi bol olasýca CHP'li müstebitlerin baþörtülü kýzlarýmýza hayatý zindan ettikleri dönemde geliþtirdikleri savunma þöyleydi: "Bu çocuklarýn baþlarýndaki bir metrelik örtü mü sizi korkutuyor? Onlarýn diðerlerinden ne farký var?"
Oysa baþörtüsü o dönem Müslümanca bir itirazýn dýþavurumuydu.
Gayet tabii siyasal bir semboldü.
Kompleksle bir savunma geliþtirmek yerine týpký þimdi Gazzelilerin yaptýðý gibi diþe diþ göze göz bir cephe olarak görmemizi gerektirirdi.
Müstebitlerden yardým dilenir gibi "bu çocuklarýn o çocuklardan bir farký yok" yumuþatmasý hataydý.
Çünkü farklýydý bizim çocuklarýmýz, umuttu bizim çocuklarýmýz, ülkemizi, medeniyetimizi, ufkumuzu bizden ileriye taþýsýnlar diye okutmaya çalýþýyorduk çocuklarýmýzý.
Bu ideallerden dolayý, pisliðe, toza-topraða bulanmasýnlar diye çýrpýnýyorduk. Milletimizin göz aydýnlýðý olsunlar istiyorduk.
Medeni deðerler setimizin sembolüydü onlar. Bundan dolayý baþlarýný aþkla, vecdle, ihlasla, imanla örtüyorlardý.
Buradan savunmalýydýk.
Evet, farklý demeliydik bizim çocuklarýmýz!!!
Onlar tavrýný deðiþtirmediler ve fakat bizim çocuklar bu sözlere inandýlar!
Onlar bize benzemedi fakat biz onlara benzedik!
Özellikle muhalif siyasal nefret, onurlu kardeþlerimizi CHP'lilerin ev zencisine döndürdü.
"Tabutlarýmýzýn üzerinde zar atýyor" caný çýkasýcalar.