Bu hafta vizyona giren ‘Café Society’, Woody Allen’ýn zeka pýrýltýsýný üstünde taþýyan bir film. Bu filmden yola çýkarak Allen’ýn özel hayatýndaki bütün absürtlüðe raðmen niçin ayrýcalýklý bir yönetmen olduðunu kanýtlayan 10 film seçtik...
Bu hafta vizyona giren ‘Café Society’, Woody Allen’ýn zeka pýrýltýsýný üstünde taþýyan bir film. Bu filmden yola çýkarak Allen’ýn özel hayatýndaki bütün absürtlüðe raðmen niçin ayrýcalýklý bir yönetmen olduðunu kanýtlayan 10 film seçtim...
1988 yýlýnda askeri karargaha teslim olurken kapýdaki çavuþ çantalarýmýzý kontrol etti. Benim de yanýmda Woody Allen’ýn kýsa hikayelerinin olduðu bir kitap vardý. Çavuþ, Woody Allen’ý görünce bana dönüp “Senin askerliðin zor geçer” demiþti. Ýþte Woody Allen algýsý budur ve ben bu yüzden onu çok severim. Kendisiyle ve yerleþik kurallarla savaþ içinde olan bu þekilde topluma da her anlamda ýþýk tutan bir yönetmen. Bunun bir faturasý var ve bunu her daim öder. Yaptýklarý doðru mudur, o ayrý konu ama kadýn erkek iliþkisine, evlilik kurumuna, entelektüel sýnýfýn iki yüzlülüðüne dair en cesur filmler hep ondan gelmiþtir.
Allen’ý anlamak için çocukluðuna inmeli
Woody Allen’ýn filmlerini anlayabilmek için onun çocukluðuyla ilgili bir iki þey söylemek gerekir. Allen’ýn anne babasý geleneksel Yahudiler. Almanya kökenli bu aile kendi arasýnda çok da sýcak iliþkiler kurabilmiþ deðil. Özellikle Allen’ýn anne babasýnýn soðuk iliþkisi, yönetmenin aile kurumuna þüpheyle yaklaþmasýna sebep olur. Çoðu vaktini sadece Almanca ve Yidce bilen dedesiyle geçirdiðini düþünürsek ve küçük yaþlarda sadece Yidce konuþtuðunu bilirsek filmlerindeki keskin yalnýzlýk hissinin nereden geldiðini anlarýz. Filmlerinin bir vazgeçilmezi de Yahudi dünyasýna bakýþý ve getirdiði aðýr eleþtirilerdir. Bu da aslýnda demin bahsettiðimiz geleneksel Yahudi ailenin içine sýkýþmanýn bir dýþa vurumu olarak kabul edilebilir. Daha sonra okul dönemi baþlayan Allen’ýn sosyal anlamda arkadaþlarýyla problemi olmamýþ ama okuldaki baþarýsý hep eksik kalmýþtýr. Ýskambil kaðýtlarýyla yaptýðý sihirbazlýk numaralarýyla diðer çocuklarýn ilgisini çeken Allen’ýn okuldaki baþarýsýzlýðý onun aslýnda neye aç olduðunu bize gösterir. Çok zeki olan Allen, okulu veya onun derecelendirmesini redetmektedir. O kendini bunun üstünde görür ama etrafýnda insanlar olmasý daha önemlidir. Onun için kartlara, belki tembellik ve azgýnlýða muhtaçtýr. Bu yolla arkadaþlarý tarafýndan kabul görülmeyi ve sevilmeyi baþarýr. Sonunda New York Üniversitesi’nde sinemaya olan ilgisini hayata geçirir. Tiyatro yazarý, senarist, oyuncu, yönetmen, müzisyen, televizyon ve stand-up yýldýzý olan Allen’ýn 50 yýllýk meslek hayatýna sýðdýrdýðý 48 filmin içinden bir seçki yapmak gerçekten zor. Bence en doðrusu kendi en beðendiðim 10 filmi size önermek. Buradaki tek kriter benim beðenimdir. Yoksa yönetmenin listedeki filmlerinin dýþýnda birçok iyi filmi vardýr. Mesela listede olmayýp hemen burada ismini söylememiz gereken ‘Radio Days’, ‘Manhattan Murder Mystery’, ‘Gölgeler ve Sis’, ‘Yaramaz Harry’. Ayrýca bu listeyi yaparken Allen’ýn kendisinin oyuncu olarak içinde bulunmadýðý hiç bir filmi seçmedim. Çünkü bence Allen yazýp, yönettiði ve oynadýðý filmlerle bir bütün. Ýþte 10 filmlik seçki...
Husbands and Wives 1992
Jack ve Sally, evliliklerinin iyice katlanýlmaz hale geldiðini ve ayrýlmalarýnýn en doðru karar olduðunu düþünmektedirler. Bu kararý en yakýn arkadaþlarý Gabe ve Judy’yle de paylaþýrlar. Gabe ve Judy bu ayrýlýk kararýna þiddetle karþý çýksalar da, kendi iliþkileri de gittikçe çekilmez hale gelmekte ve her geçen gün birbirlerinden iyice ayrý düþmektedirler. Evliliklerindeki çýkmazlarý aþmayý baþaramayan bu çiftler, aþký yeniden bulabilmek için yeni heyecanlarýn peþine düþerler. Husbands and Wives, evlilik, iliþkiler ve aþk üzerine Woody Allenca sözleri olan bir film.
Love and Death 1975
Napolyon, Çarlýk Rusya’sýný iþgal etmek isterken, Boris Grushenko adlý korkak bir Rus ülkesini korumaya ve ülkesi için savaþmaya zorlanýr. Fransýz ordusu, sayýca çok daha fazla ve daha güçlü olduðu için Rusya savaþý kaybeder. Napolyon artýk Moskova’ya ulaþmýþtýr. Boris, savaþmanýn bile saçma olduðunu düþünürken, yeni evlendiði genç karýsý tek çarelerinin Napolyon’u öldürmek olduðunu söyler. Rusya’nýn tarihini komik bir dille anlatan Woody Allen, aþk ve ölüm üzerine de derin bir felsefe yapýyor.
Zelig 1983
1920’lerde, sansasyonel bir karakter olan Leonard Zelig, kimle tanýþýrsa onun karakteristik özelliklerini taklit eden bukalemunvari bir adamdýr. Huzuru ise sadece psikoloðunun kollarýnda bulmaktadýr. Amerika’nýn þöhret ve ün düþkünlüðüyle dalga geçen filmde, týpký Yurttaþ Kane’de olduðu gibi sahte haber görüntüleri montajlanarak Zelig’in dönemin ünlüleriyle bir arada olduðu sahneler yaratýlmýþ.
Bananas 1971
Yeni tüketici ürünlerinin denekliðini yapan Fielding Mellish, yüzeysel ve apolitik bir insandýr. Politikayla son derece yakýndan ilgilenen eylemci Nancy ile tanýþýr ve kýsa süreli bir aþk yaþarlar. Bu esnada Latin Amerika’daki dikta rejimi eylemcileri ayaða kaldýrýr. Nancy de bunlardan birisidir ve beraber olduðu erkeðin de lider ruhlu ve politikayla ilgili olmasýný ister. Bu yüzden iliþkilerini bitiren Nancy, Mellish’in dünyasýný alt üst eder. Mellish bunun üzerine San Marcos’a gider. Yanlýþlýklar ve bir seri komik olay sonucu kendisini San Marcos’daki eylemcilerin yeni lideri ve San Marcos’un baþkaný olarak bulur.
Annie Hall 1977
New York’un tanýnan komedyenlerinden Alvy Singer’ýn anlatýcýlýðý eþliðinde iþlenen film, komedyenin Annie Hall isimli ünlü þarkýcýyla olan iliþkisinin neden sonlandýðýný sorgulamasýyla baþlar. Alvy, uzunca bir süre aþk hayatýnda baþarýsýz olmuþ, aradýðý kadýný sahte entelektüel ortamlarda bulmanýn imkansýzlýðýna kanaat getirmiþtir. Ancak Annie ile tanýþmasý adamýn talihini bir anda döndürecek, garip bir iliþkinin baþlamasýna neden olacaktýr.
Manhattan 1979
Varlýklý ve ünlü Isaac Davis entelektüel bir senaristtir. Yýllarca yaptýðý bu iþten fazlasýyla sýkýlan Isaac, en büyük hayalini gerçekleþtirmek için ciddi bir çalýþmaya baþlar. Baþarýlý senarist ilk bölümünde çok sevdiði Manhattan’ý anlattýðý kitabýný ne pahasýna olursa olsun bitirecektir. Ancak bir sorun vardýr: Isaac bu büyülü þehre öylesine baðlýdýr ki bir türlü ikinci bölüme geçemez. Bu süreçte yakýn çevresindeki sorunlar da cabasýdýr. Eski karýsý artýk bir lezbiyendir ve yeni yazdýðý kitabýnda Isaac’la olan iliþkisini tüm çýplaklýðýyla anlatmýþtýr.
Stardust Memories 1980
Ünlü yönetmen Sandy Bates, artýk halkýn kendisinden istediði tarzda yüzeysel komedi filmleri çekmek istememektedir. Daha ciddi, felsefe içeren son filminin kötü eleþtiriler almasý üzerine mutsuz olan Bates, eski iliþkilerini de gözden geçirmeye baþlar. Woody Allen’ýn kendi hayatýndan fazlasýyla izler taþýyan film, yönetmenin en sevdiði filmleri arasýndadýr.
A Midsummer Night’s Sex Comedy 1982
Kaçýk mucit Andrew Hobbs ve eþi Adrian, haftasonu için kýr evlerine arkadaþlarýný çaðýrýr. Doktor Maxwell Jordan ve hemþire sevgilisi Darcy ve yaþlý filozof doktor Leopold Sturgis ile niþanlýsý bu dörtlüdendir. Leopold’un niþanlýsýnýn çýktýðý bir kýz olduðunu fark eden Andrew, bundan fazlasýyla gerilmiþtir. Altý kiþinin aþký arayýþýnýn hikayesi olan film, ayný zamanda Allen’ýn favori yönetmeni olan ‘Ingmar Bergman’ýn Smiles of a Summer Night’ýna bir gönderme. Film tutku ile aþk, seks ile sevgi arasýndaki ince farklarý da gözler önüne seriyor.
Hannah ve Kýz Kardeþleri 1986
Merkezde Hannah olmak üzere kýzkardeþleri Holly ve Lee’nin birbirleriyle ve erkeklerle olan iliþkileri üzerinden giden filmde Allen komediyle dramayý harmanlýyor. Ailenin en mükemmeli ve kýzkardeþlerinin kýskandýðý Hannah; iyi bir eþ, iyi bir kardeþ, iyi bir anne ve baþarýlý bir aktristtir. Lee kendisinden yaþça büyük bir adamla bir iliþki yaþamaktadýr. Holly ise hiçbir iþinde ve iliþkisinde dikiþ tutturamayan en küçük kardeþtir. Ancak Hannah’nýn hayatý aslýnda o kadar da mükemmel deðildir çünkü kocasý uzun zamandýr kýzkardeþi Lee’ye aþýktýr.
Suçlar ve Kabahatler 1989
Karýsýný aldatan New Yorklu doktor Judah’ýn dramatik, bir yandan da evliliði mutsuz giden belgeselci Clifford’ýn trajikomik hikayesini anlatýyor. Judah metresinden þantaj mektuplarý alýrken, ondan nasýl kurtulabileceðini düþünür. Cliff ise yeni tanýþtýðý Halley’e karþý yoðun duygular beslemeye baþlar. Woody Allen’ýn insan doðasýný tüm çýplaklýðýyla irdelediði bu filmi, suç ve vicdan kavramlarýný da ele alýyor.