Bir kez daha þefkatle

Sevgili arkadaþlar,

O telefon konuþmalarýnýn kaydedilmesinin hukuksuz olduðunu ifade ediyorsunuz. Haklýsýnýz. Ama kabul edin ki, bu noktada geçmiþ örneklerine baktýðýmýzda sizin de elleriniz temiz deðil. Geçmiþ birçok davada kullanýlan delillerin, dinlemelere dayandýðýný siz de biliyorsunuz. Onun için, hukuksuz dinleme itirazýnýz, sadece savunma psikolojisi içinde deðerlendiriliyor ve samimi bulunmuyor.

Sevgili arkadaþlar,

Bu arada bu konuþmalarýn gerçek olduðunu kabul ediyor, içeriðine itiraz etmiyor, hatta, “Bir gönül insanýnýn böyle meselelerle ilgilenmesi gayet normal deðil mi?” söylemini geliþtiriyorsunuz.

Sevgili arkadaþlar,

O telefon kayýtlarýna yansýyan iliþkiler bir “Að”ý ortaya koyuyor, farkýnda mýsýnýz?

O að, Koç’larý, Sabancý’larý, Ciner’leri, M. Nazif Günal’larý kapsýyor.

Koç’larýn Türkiye içi ve dýþý bir takým iþlerinin bitirilmesini ve bu arada sponsorluklarýný kapsýyor, farkýnda mýsýnýz?

Ciner’in gazetesinde (Habertürk) yazanlarýn yazýlarýna önceden muttali olunduðu, Hizmet’i eleþtirir gibi gözükenlerin patrona bildirildiði ve o tür yazýlara müdahale edildiði bilgisini kapsýyor, farkýnda mýsýnýz?

Uganda’daki yatýrýmlarý kapsýyor, farkýnda mýsýnýz?

BDDK’daki iþlemlerin nasýl bir kadrolaþma ile belirlendiðini kapsýyor farkýnda mýsýnýz?

 “Ananas” gibi þifre izlenimi veren ifadeleri kapsýyor farkýnda mýsýnýz?

“Büyük patron duymasýn” gibi sýrlý ifadeleri kapsýyor, farkýnda mýsýnýz?

“Baþbakan”ýn iç iletiþimde “Boþ-bakan” diye nitelenmesini kapsýyor, farkýnda mýsýnýz?

Ve Hocaefendi’nin bütün bu iþlerle ilgilenen bir insan olduðu bilgisini kapsýyor.

Girin toplumun içine ve bakýn, acaba, dinlemelerin hukuksuzluðu mu tedavül ediyor, yoksa ortaya çýkan “Að”ýn hacmi mi?

Camiaya mensup insanlar savunmada mý, ithamda mý?

Her gün olan bitenler, “Bunlar küresel çapta bir að”temasýný zihinlere oturtmuyor mu?

ÝHH’ya karþý yürütülen, El Kaide ile baðlantýlý izlenimi verecek en taze operasyon, varýp Emniyet’teki paralel yapýnýn, yani Camia’nýn üzerine oturmadý mý, o da varýp Ýsrail’in ÝHH ile hesaplaþmasý ile bütünleþmedi mi, görmüyor musunuz? O operasyona imza atan Emniyet mensuplarý, Camia’dan mýydý, yoksa Camia’ya komplo kuranlardan mý? Fark varsa neden vurgulamadýnýz farký?

Sevgili arkadaþlar, Mustafa Akyol’un Star’daki dünkü yazýsýný okudunuz mu? “Dostça bir eleþtiri” diyordu Akyol. Yazýnýn tümü önemli ve dostça idi, oradan sadece þu paragrafý paylaþmak isterim:

“Hizmet’in Türkiye içinde keskin bir siyasi güç olarak algýlanmasý, dünyada da öyle algýlanmasý ile sonuçlanýr. Buradaki ‘paralel yapý’ tartýþmasý, baþka yerlerde de sorular, kuþkular ve nihayetinde sýkýntýlar yaratýr. Onca emek riske atýlmýþ, onca halkla iliþkiler gayreti boþa gitmiþ olur. Hizmet sadece Türkiye’de deðil, dünya çapýnda zarar görecektir bu kavgadan.” 

Ne diyeyim bilmem ki.

Mustafa Yeþil dostumu dinledim. Ýyi bir siyasi hatip olur, kabul ediyorum, ama o imaj Camia’ya yüklenmeli mi, sormak istediðim bu.

Zaman’daki, Bugün’deki arkadaþlarýn yazýlarýný okuyorum, derin bir öfke ve Baþbakan’a yönelik nefret, belki bazýlarýnda intikam duygusu... Bu gönül yükünü taþýmalý mý Camia?

Tahmin edebiliyorum, sizi bugünlerde Mümtazer Türköne’nin yazýlarý kesiyordur. “Benim hayatýmýn en büyük þerefi, Hocaefendi’nin 25 yýldan beri beni dost olarak kabuletmesidir” diye yazan Hüseyin Gülerce bile kesmiyordur hatta. Ama Gülay Göktürk’ü de okuyun derim, biraz kulaklarýmýz sadece kendi söylediklerimizle dolmasýn diye. Diyor ki Gülay Haným, Bugün’deki  dünkü yazýsýnda:

“AK Parti’nin HSYK’nýn yapýsýný deðiþtirmek için son derece meþru bir sebebi var. Son haftalar, varlýðýna çoktandýr iþaret edilen “yargýdaki otonom yapýnýn” sistematik siyaset mühendisliði faaliyetlerini kamuoyunun büyük çoðunluðu açýsýndan þüphe duyulmaz bir hale getirdi. Bu durumda hükümetin “iþgal altýnda bir yargý” olgusunu bir an önce bertaraf etmek istemesi elbette hakkýdýr.”

Böyle bir bakýþ da var, kendi dünyamýzýn dýþýna çýktýðýmýzda.

Sevgili arkadaþlar, bir dil tutturdunuz gidiyorsunuz, dilinizin yükünü Camia çekiyor. Anadolu’da, mutfak bütçesinden öðrenci bursu çýkaran kadýnlar, dünyanýn öbür ucuna öðretmenlik yapmaya giden gençler çekiyor. Onlara yazýk olmuyor mu? Yazýk olmuyor mu bir birikimin heba olmasýna?