Bir kibir, bir nobranlık ki sorma gitsin

İnsan her şeyi hoşgörebiliyor da kibir ve nobranlıkla kadirbilmezlik kolay hazmedilemiyor. Özellikle de kendilerinden önderlik beklenen kimselerden... Büyük bir camia söz konusuysa affetmezlik daha da büyüyor...

Fenerbahçe, kim ne derse desin, ülkemizin en kalabalık taraftarı olan spor kulübü. Yalnızca futboluyla değil, sporun her dalında son derece iddialı bir takım. Küçüklü- büyüklü taraftarları, takımın her daldaki müsabakalarını kent kent, ülke ülke takip edecek kadar fedakar bir kitleyi oluşturuyor.

Son cezalı haftalarda bir daha gördük: Futbolun kadın taraftarları da koca stadyumu dolduracak kadar fazla.

Taraftar şu sıralarda müthiş şaşkın ve şüpheci. Futbol takımına son yıllarda kaptanlık yapan Alex de Souza’yla yolların ayrılış biçimi yüzünden bu şaşkınlık... Attığı goller ve kazandırdığı maçlar yanında aile hayatı ve taraftarla bütünleşmeyi bilmesiyle de gönüllerde yerini çoktan almış Alex resmen kapıya konuldu.

Sergilenen hoyratlık ve nobranlık yaralıyor taraftar kitlesini... Bir de yöneticilerin “Ben yaptım oldu” kibiri...

Helallaşmak ve teşekkürle uğurlamak yerine pılısını pırtısını toplayıp kapının önüne koyma muamelesi... Bunca yılı boşuna yaşamışlık hissini vererek yolların ayrılması... Hem de taraftarın himmetiyle birkaç hafta önce heykeli dikilmiş kaptana...

Yollar elbette ayrılabilir. Futbol sporun en profesyonel dalı ve ilerleyen yaşı yüzünden Alex o noktaya çok yaklaşıldığının herhalde farkındaydı. Sezon başında ilişki kesilse veya kendisine sezon sonuna kadar mühlet verilseydi, kimselerin sesi çıkmazdı. Hayır öyle olmadı; karşılaşmalar henüz başlamışken bezdirme girişimleri aldı yürüdü.

Gerçekten hayli zamandır taşıdığı ‘FB tarihinin en çok gol atan yabancı futbolcusu’ unvanına şimdilik Aykut Kocaman’da olan ‘FB tarihinin en çok gol atan futbolcusu’ unvanını da katacağı için mi taciz edildi Alex? Olabilir mi böyle bir şey? Öyleyse takımın teknik direktörü unvanını şerefle taşımaya devam edebilecek mi sahiden?

Önce Alex’i yıldırıp gönderen sonra “Artık ben de kalamam, istifa ediyorum” diyen teknik direktör, kusura bakmasın, bu tür söylentilere malzeme taşımış oluyor.

Fenerbahçe bu yıl hayli muhataralı günler geçirdi, takım resmen ipten döndü, başkan cezadan kurtulamadı. Daha hazini, FB’nin başına gelenlerden zerre kadar ders çıkartmamış olması... Aynı tepeden bakma, aynı “Ben yaparım, sizler bakarsınız”havası, aynı kibir... Sekiz yılın her maçına terini ve yüreğini koymuş bir sporcusuna şükran hissi duymadığını belli eden bir takım, ellerinden gelenin azamisini sahaya yansıtmasını hangi hakla mevcut kadrosundan bekleyebilir?

Kibrin, hoyratlık ve nobranlığın tepelerde boy gösterdiği takımda, taraftar asaletini bir kez daha ispatladı. Taraftar da Alex’in kaç yaşında olduğunu, eskisi kadar koşamadığını, daha az gol attığını biliyor elbette; ama onun gözünde takımının şeref sayfalarında silinmez yeri bulunan Kaptan Alex o...

Bir FB taraftarı olarak karşılaştığı yakışıksız muamele yüzünden özür diliyorum.