Bir korku hikayesini kahramanlığa dönüştürmek

Kara Gün-Patriots Day, 2013 yılında Boston Maratonu sırasında yaşanan bombalı saldırının hikayesini anlatıyor. Tabii tam Haçlı zihniyetiyle çekilmiş bir yapım...

Bazı filmlerin gerçek yüzünü ortaya çıkarmak zor. Çünkü insani duygulardan yola çıkıp kendi politikalarını ve toplumsal manevralarını hikayeye o kadar iyi yediriyorlar ki böyle bir yapımı eleştirdiğinizde sanki bombacıların yanında yer alıyormuş gibi oluyorsunuz. Günümüzde aklı başında hiç kimse toplumsal bir etkinlik sırasında bomba patlatıp sivil insanların, çoluğun çocuğun öldürülmesini kabul edemez. Arkasında ne olursa olsun bu bir katliamdır ve insanlık dışıdır. Boston’da 2013 yılında yaşanan bombalı saldırı da aynı şey. Aralarında yedi yaşında bir çocuğun da bulunduğu üç kişinin ölümüyle sonuçlanan bir eylem nasıl savunulur ki? Buraya kadar her şey tamam. Ama buradan yola çıkıp Müslümanlığı top yekün karalamak üstelik kameradaki görüntülerle bunu sinsice yapmak kabul edemediğimiz şey. Örnek verirsek, filmin daha başlangıcında maratona katılan emniyet görevlisinin hiçbir neden yokken haç çıkarmasını vermek veya saldırganlardan birinin eşini sorgularken kullanılan ve Arapça konuşan görevlinin sorgudan çıktıktan sonra başörtüsünü yırtarcasına başından çıkarması bize ne mesaj veriyor sizce? Bir tane bile iyi Müslüman yok mu ABD’de yaşayan? Eğer objektif bakmak istiyorsanız o insanlara yardım eden bir Müslüman’ı da koyabilirdiniz senaryoya. Böylece derdinizin top yekün Müslümanları kötülemek değil bu filmin amacının olması gerektiği gibi teröristleri hedefe almak olduğunu anlardık. Ama ne yazık ki böyle bir amaç edinilmemiş yönetmen tarafından. Film bir roman uyarlaması, kitabı okumadığım için romanın bakış açısını bilemiyorum ama yönetmen Peter Berg’in amacını ve psikolojik yapısını anlıyorum. Peter Berg sadece Müslümanların hepsini hedefe koymuyor. Bütün insani hakların da ezilip geçilmesini, adaletin gerektiğinde göz ardı edilebileceğini savunuyor. Bombalı saldırganın eşi sorgudayken “Avukat istiyorum” diyor, aldığı cevapsa “Senin hiçbir hakkın yok” oluyor. Ne savunma hakkın, ne yaşama hakkın, ne de insan hakları beyannamesinde bütün dünya vatandaşlarına tanınan haklar. 

Çünkü sen Müslüman’sın. Daha baştan suçlusun. Bu filmin daha ilk dakikasından itibaren verilen mesaj bu. Bunun yanında yönetmenin ve Hollywood’un hakkını yememek lazım, kötü niyetlerini o saldırıda parçalanan insanların bedenlerinin altına saklıyorlar. İki tane baldırıçıplak teröristi yakalama hikayelerini büyük bir kahramanlık olarak sunuyorlar. Bir tanesi polisle çatışmada ölüyor, diğeri ise 19 yaşında bir genç. Çatışmadan kurtuluyor ve saklanıyor. Bütün şehir o 19 yaşındaki çocuk yakalanana kadar olağanüstü hal durumuna geçiyor. Koskoca Boston’da herkes evine kapanıyor ve camlara çıkmamaları anons ediliyor. Sonunda saldırganı bir evin bahçesinde bulup yakalıyorlar. Aman efendim ne büyük başarı. Bütün millet sokaklara çıkıp polisleri alkışlıyor, ABD bayraklarıyla sokakları turluyor. Bu durumu yönetmen ABD insanının kahramanlık gösterisi olarak bize yutturmaya çalışıyor. O ölümlerin, bacakları kopan insanların üzüntüsü bizim için gerçek. Ne bu dramı yaşayanları küçümsüyoruz ne de o bombayı atanların insanlık dışı bir eylemin içinde olduklarını ama günümüzde Haçlı Seferi mantığının izlerini de görmezlikten gelemeyiz. Filmin başrolünde Mark Wahlberg oynuyor, bunun dışında da bir çok ünlü isim rol alıyor. Yönetmen Peter Berg ile Mark Wahlberg bir ekip birçok filmde beraberler. Yönetmen aynı zamanda oyunculuk da yapıyor. Bence bu bakış açısıyla daha önce oynadığı Battleship, Hanckock gibi filmlerde devam etsin. Yönetmenlik ona bir gömlek üstün geliyor. Filmin öyküsünü kısaca toplarsak, terör eyleminden hemen sonra komiser Tommy, hayatta kalanlar ile birlikte bir sonraki olası patlamayı önlemek için zamanla yarışa girer. Özel Ajan Richard, Emniyet Müdürü Ed, Çavuş Jeffrey ve hemşire Carol ile birlikte Tommy, emniyet teşkilatının tarihindeki gördüğü en karmaşık insan avı için kararlı bir operasyon başlatır.

FİLMİN KÜNYESİ

Filmin orijinal adı: Patriots Day

Yönetmen: 

Peter Berg

Senarist: Peter Berg

Oynayanlar:Mark Wahlberg, John Goodman, Kevin Bacon, J. K. Simmons

Yapım: 2016, ABD, Hon Kong, 133 Dk.

VİZYONDAKİLER

93 Yazı

1993 yazında İspanya… Annesi ve babasını kaybeden altı yaşındaki Frida’yı dayısı yanına alır. Anne hasretini içinden atamayan küçük kız, hem duygularıyla baş etmeye, hem de yeni ailesine uyum sağlamaya çalışır. Zor da olsa 93 yılı yazının bu kavurucu sıcağında Frida, iç dünyasıyla barışmaya çalışırken, yeni ailesi de onu kendi kızları gibi sevmeyi öğrenecek midir?

FİLMİN KÜNYESİ

Filmin orijinal adı: Estiu 93 Yönetmen: Carla Simon

Senarist: Carla Simon Oynayanlar:Laia Artigas, Paula Blanco, 

Etna Campillo, Bruna Cusi Yapım: 2017, İspanya, 97 Dk.

Dağların Ardında

Rabih, Lübnan’nın küçük bir köyünde yaşayan genç bir müzisyendir. Müzik grubuyla beraber Avrupa turnesine çıkmak için pasaport başvurusu yapan Rabih, kimliğinin sahte olduğunu öğrenmesiyle yıkılır. 24 yaşındaki genç adam, hayatını sorgulamaya başlar. Gerçeğin peşine düşünce de; annesi, kimliği, ailesi ve hatta ülkesi ile ilgili bildiği her şeyin yalan olduğunu öğrenir.

FİLMİN KÜNYESİ

Filmin orijinal adı: Tramontane Yönetmen: Vatche Boulghourjian

Senarist: Vatche Boulghourjian Oynayanlar: Michel Adabachi, Sajed Amer, Abido Bacha, Toufic Barakat

Yapım: 2016, Lübnan, Fransa, 105 Dk.

Büyü 2

Üniversitede psikoloji okuyan bir grup gencin, hocaları tarafından doğa üstü varlıkların etkisi altındaki köy halkını ziyarete gitmeleriyle başlayan korku ve macera dolu bir hikâye.

FİLMİN KÜNYESİ

Yönetmen: Adnan Güler Senarist: Servet Aksoy, Şafak Güçlü

Oynayanlar: Gizem Salkım, Özgül Kavruk, Can Arpacı, 

Melih Değirmenci Yapım: 2017, Türkiye.

Berlin Sendromu

Avustralyalı bir fotoğrafçı olan Clare, Almanya’daki Sovyet mimarisini fotoğraflayıp bir kitap yayınlamak için Berlin’e gelir. İngilizce öğretmeni olan Andi ile tanışır. Aralarındaki çekim onları hızlıca tutku dolu bir geceye ve Clare için endişe dolu bir güne götürür. Andi, Clare’i daha önceki kurbanlarını da götürdüğü eve hapseder ve onu, iki sevgili gibi yaşamaya zorlar. Sıkışıp tutsak kaldığı evdeki Clare’in tek umudu, dışarıdan gelecek bir yardımdır.

FİLMİN KÜNYESİ

Filmin orijinal adı: Berlin Syndrome Yönetmen: Cate Shortland

Senarist: Shaun Grant Oynayanlar:Teresa Palmer, Max Riemelt, Lucie Aron, Cem Tuncay Yapım: 2017, Avusturalya, 116 Dk.

Transformers 5: Son Şövalye

Son Şövalye, Transformers bu sefer serinin özündeki efsaneleri paramparça etme hedefini taşıyor. İnsanlar ve Transformerlar savaşta, Optimus Prime ise gitmiş. Geleceği kurtarmanın yegane çıkar yolu geçmişin sırlarında ve Transformerların dünyadaki gizli geçmişinde yatıyor. Dünyayı kurtarma görevi Cade Yeager Bumblebee; bir İngiliz lordu  ve bir Oxford profesöründen oluşan sıradışı bir birliğe kalıyor.

FİLMİN KÜNYESİ

Filmin orijinal adı: Transformers: The Last Knight

Yönetmen: Michael Bay Senarist: Art Marcum

Oynayanlar: Laura Haddock, Mark Wahlberg, Gemma Chan, Anthony Hopkins Yapım: 2017, ABD, 149 Dk.