Halime Sürek KAHVECİ
Halime Sürek KAHVECİ
Tüm Yazıları

Bir koro çalışmasının ardından

ocuklar için müzik atölyesi var. Kerem ve Elvan’ı da davet etmek isteriz” dediler. “Ne, atölye mi, hem de müzik mi? Tabii ki” diye cevap verdim. Çocuklar adına karar vermiş gibi oldum ama onlar da teklifi duyunca beni haksız çıkarmadılar... Soluğu Antalya’da aldık. 15. Uluslararası Antalya Piyano Festivali’nde...
 
 
 
 
 
Dünyaca ünlü bestecilerin, müzisyenlerin ve  koro şeflerinin katıldığı, birçok eserin ilk kez seslendirildiği festivalden Kerem ve Elvan’ın payına düşen en büyük zenginlik daha önce hiç görmedikleri çocuklarla birlikte şarkı söylemek oldu kanımca. İtalya’nın önde gelen koro şeflerinden Fabio Lombardo ile koro eğitimi hocası ve şef Bülent Halvaşi’nin yaklaşık bir ay boyunca çalıştırdığı çocuklarla birlikte şarkı söylemek, arada birileriyle tanışmak, merhabalaşmak...
Halvaşi’nin yanına sokulan “Aaa ben o şarkıyı biliyorum” deyip onunla söylemeye başlayan, uyarılara dikkat kesilen Kerem ile bütün olup bitene biraz dışarıdan bakan ama zamanı gelince de aralarına katılan Elvan, o kısacık sürede belki tüm hayatlarını etkileyecek bir deneyim yaşadı. Fabio Lombardo, geçen yıl da festivale katılmış. Ancak koro çalışmasını ilk kez yapıyormuş. Antalya’nın çeşitli ilçelerinden seçilen çocukların oluşturduğu koro hakkında birkaç soru sormak istedim. Öğrenmek istediğim daha ziyade bu çalışmanın geleceğe yankısı... Söze, “Uluslararası bir piyano festivali müzikal eğitim ve kültürün gelişmesi açısından çok etkileyici” diye başlıyor ve çocuklar hakkında şunları söylüyor:
“Oluşturulan grup çok güzel. Çocuklar çok meraklı ve heyecanlı. Çok meraklılar. Grubun içindeki bazıları müzik hakkında deneyim sahibi, bazısı değil. Bu ilginç. Çünkü çocuklar öğretmenlerden 
öğreniyor evet ama birbirinden de öğreniyor. Karışık bir grup olması onlar için çok güzel bir şans.”
Lombardo, tek başına şarkı söylemenin bir koroda, başka çocuklarla birlikte söylemekten çok farklı olduğunu söylüyor. Koro çalışmasının sadece entelektüel değil, duygusal ve sezgisel bir etkileşim sağladığını ve çocukların bunu hissettiğini anlatıyor. 
 
Bu tür çalışmaların müziği toplumun tüm kesimlerine yayması, günlük hayatın içine sokması ve insanları buluşturması açısından ne kadar önemli olduğunu vurguluyor... Kerem’in “Hello Fabio!” diye selamladığı bu ünlü koro şefinin çalıştırdığı çocuklar, geçen hafta sonu konser de verdi. Biz izleyemedik ama çocukların atölye çalışmasındaki tutkusu bile konserin başarısı hakkında ipucu veriyordu.
 
Böyle şahane bir hafta sonundan sonra Kerem’i karşılayan matematik sınavı oldu. Söylediğine göre “Harika!” geçmiş. Bir yerlerde okumuştum; eski Yunan’da müzik, matematiğin dört dalından biri olarak görülüyormuş. Aritmetik, geometri ve    astronomi ile eşdeğer ilgi görmüş. “Sayıların babası” Pisagor’un müziğin notalara dökülmesinin temelini de attığını öğrenince “Oh!” dedim. Sınav sonucu mu? Daha belli değil, açıklanınca sizi de haberdar ederim...