Uzun sayýlabilecek meslek hayatýmda gürültü koparacak pek çok iþe burnumu soktum, sayýsýz kiþinin öðrenilmesini istemeyebilecekleri bilgiyi okurlarýmla paylaþtým, ama pek az davaya muhatap oldum. Bir elin parmaklarýný geçmez. Bir dönemin güçlü Jandarma genel komutaný “Garnizondaki camileri yýkýn” anlamý çýkarýlabilecek bir talimat vermiþti ve ben de dilimin döndüðünce buna karþý çýkmýþtým; ‘dava açacak’ dendi, o dava da açýlmadý...
Oysa kendisiyle bir kez daha karþýlaþma fýrsatý vereceði için mahkemeleþmeyi bayaðý arzu etmiþtim...
Soracaðým çok þey vardý çünkü...
En baþta, bizimle yediði yemekte “Aranýzdan birini de kaybedebiliriz” dediðinde suikasta uðramasýný beklediði gazetecinin hemen yanýbaþýnda oturan Uður Mumcu olduðunu o sýrada bilip bilmediði sorusu...
Jandarma komutanlýðý öncesinde korgeneral rütbesiyle MÝT müsteþarýydý... ‘MÝT’i kamuoyunun ilgisine sunan ilk müsteþar’ olarak tarihe geçmesini saðlayan iki etkinliði olmuþtu.
Ýlkinde Güvenlik ve Yargý Muhabirleri Derneði adýna Bulvar Palas Oteli’nde düzenlenen yemekli toplantýya katýlmýþ ve baþýnda bulunduðu kurumun faaliyetleri hakkýnda Ankaralý gazetecilere bilgi vermiþti... Tabii, günün önemli konularýna dair görüþlerini de açýklayarak... Bir sonraki buluþma, yine ayný kadroyla, Yenimahalle’deki MÝT kampüsü içerisinde gerçekleþmiþti.
Üç konu zihnime çakýlmýþtýr:
Bahriye Üçok’un, bir kitap paketi içerisine yerleþtirilmiþ bombanýn elinde patladýðý suikasta uðramasýndan kýsa süre önce MÝT’e çaðrýlýp ‘bombalý kitaplarýn nasýl açýlacaðý’ konusunda eðitildiði açýklamasý... Bu ilkiydi.
Diðeri, o günlerde sayýlarý giderek artmakta olan Güneydoðu’daki bazý cinayetlerde varlýðý hissedilen ‘Hizbullah’ örgütü için söylediði “Aslýnda ‘Hizbullah’ diye bir örgüt yok; dini hassasiyetleri fazla birilerinin eylemleri var” anlamýna gelen sözleri...
Uður Mumcu’nun yönelttiði “Önümüzdeki günlerde de siyasi suikast bekliyor musunuz?” sorusuna, “Aranýzdan birini de kaybedebiliriz” cevabýný ayný toplantýda vermiþti...
Gerçekten de aramýzdan biri kýsa süre sonra evi önüne park ettiði otomobiline yerleþtirilmiþ bombanýn patlamasý sonucu hayatýný kaybetti. Uður Mumcu’ydu o gazeteci...
Acaba ona da MÝT’ten “Aracýnýza binerken saðýna, soluna, hatta altýna biraz dikkatlice bakýn” uyarýsý yapýlmýþ mýydý?
Bu soruyu boþuna sormuyorum. 1990 ile 2000 yýllarý arasýnda iþlenen önemli þahýslara karþý eylemlerden bazýlarýnýn aslýnda ‘öldürme’ deðil ‘kamuoyu oluþturma’ amaçlý olduðuna inanýyorum. Bombanýn bulunmasýyla kopacak gürültüyle yetinilecek eylemler...
“Dava açýlacak” denilen günlerde bir yanlýþ bilgiye sahiptim; 27 Mayýs darbesinin hemen ardýndan, Menderes’in yakýn çalýþma arkadaþlarýndan içiþleri bakaný Namýk Gedik’in “Kendisini pencereden aþaðýya býraktý” diye açýklanan ölüm olayýnda, ayný odada bulunan küçük rütbelinin o olduðu kulaðýma fýsýldanmýþtý. Bir baþka kaynaktan, olayýn yaþandýðý odada bulunanýn, o deðil, sonradan kuvvet komutanlýðýna kadar yükselmiþ Edip Baþer olduðunu öðrenecektim...
Hakkýmda dava açacaðýný duyduðum ise, küçük rütbeliyken, Yassýada’da Menderes’e tokat atmýþ... Yýldýray Oður, dün, tepeden bakan bir rütbelinin, mahlu baþbakan ile idamýndan hemen önce çektirdiði fotoðrafý yayýmladý. Evet oydu.
Son anekdot 1995 seçimleri sonrasýnda hükümet kurma çalýþmalarý sýrasýnda kulaðýma gelenler... Sandýktan birinci çýkan Refah Partisi ile ANAP arasýnda koalisyon mutabakatýna varýlmýþ... ANAP lideri Mesut Yýlmaz, hükümeti kurmakla görevlendirilmiþ RP lideri Necmettin Erbakan’a, “Muameleyi bayramdan sonra tamamlayalým” deyip birkaç gün mühlet istemiþ... Bayram sonrasý ise, “Hayýr, hükümeti sizinle kurmayacaðýz” açýklamasý gelmiþ ANAP’tan...
Kulak verince gerçeði öðrenecektim: Geçmiþte MÝT müsteþarlýðý da yapmýþ dönemin Jandarma komutanýnýn da aralarýnda yer aldýðý rütbeliler Baþbakan Yýlmaz’a bir kutu çukulatayla bayram ziyaretine gitmiþler...
MÝT’in ödünç kullandýðý Cavit Çaðlar’a ait uçak Abdullah Öcalan’ý teslim almaya Kenya’ya giderken, o da Çaðlar’ýn Ýnterbank’ýnda yönetim kurulu üyesiydi. Bu ayrýntýyý da galiba ilk ben yazmýþtým... Çaðlar o uçaðý ilk fýrsatta elinden çýkardý.