Riyad'da oynanmasý planlanan Süper Kupa final maçý son anda organizasyonda ortaya çýkan aksaklýklar gerekçe gösterilerek ileri bir tarihe ertelendi. Erteleme sebebi, müþterek basýn açýklamasýnda, her ne kadar organizasyon bozukluðu olarak gösterilmiþ olsa da herkes erteleme sebebinin TFF, Fenerbahçe ve Galatasaray yönetimlerinin elbirliði ile yarattýðý büyük bir skandal olduðunu biliyor.
Bu maçýn Riyad'da oynanmasý kararýnýn ortaya çýktýðý ilk günden itibaren Cumhuriyetimizin 100. yýlýnda gerçekleþecek, manevi deðeri son derece yüksek bu maçýn Türkiye'de oynanmasý konusunda kamuoyunun bir düþüncesi zaten vardý. Bu düþüncenin giderek kuvvetlenmesi sonrasýnda Fenerbahçe ve Galatasaray yönetimleri her zaman olduðu gibi liderlik göstermek, alternatifler yaratmak yerine (arkalarýna saklandýklarý) devreye soktuklarý Yüksek Divan Kurullarýndan çýkacak kararla, maçýn Riyad'da oynanmasý planýndan dönebileceklerini düþündüler. Ama týpký TFF baþkanýný deðiþtirme konusunda olduðu gibi bu (arkadan iþ çevirme) yöntem bu sefer de çalýþmadý. Kulüpler maç için, týpýþ týpýþ Riyad'ýn yolunu tuttu.
Atatürkçülük ve ilkeleri toplumun tüm kesimlerinin ortak manevi deðerleri. Ancak yeni bir siyasi düþünce üretemeyen basiretsiz siyasetçiler tarafýndan toplumsal ve siyasi kutuplaþmada bir araç olarak ortaya sürülen Atatürkçülük, son yýllarda futbolda da ayrýþtýrýcý bir unsur olarak kullanýlmaya baþlandý. Bu durumda kimin ne kadar etkisi olduðunu kamuoyu zaten biliyor. Ben kim ne yaptý, doðru mu yaptý, yanlýþ mý yaptý bunun peþinde deðilim. Ancak zaten kutuplaþmanýn en yoðun þekilde yaþandýðý futbolda, Atatürk gibi siyaset üstü ve birleþtirici olmasý gereken bir figürün, kulüpler tarafýndan ayrýþmaya ve kutuplaþmaya sebep olacak þekilde kullanýlmasýna karþýyým. Bunu da defalarca bu köþede yazdým.
FÝTÝLÝ ATEÞLEYEN HEP AYNI ÝSÝM
Fenerbahçe Divan Kurulu Baþkaný Uður Dündar'ýn baþkanlýðýný yaptýðý ve kendisinin sebep olduðu kavga ve tartýþmalar neticesinde istifa ettiði genel kurul toplantýsý ile ilgili düþüncelerimi hatýrlatmak isterim. Bir fitil ateþleniyorsa, kibriti çakan nedense hep Dündar oluyor.
Yine Fenerbahçe Þükrü Saracoðlu Stadyumu'nun isminin, böyle bir gündem yokken, Rýfat Perahya tarafýndan ortaya atýlan bir fikir ile Atatürk Fenerbahçe Stadyumu þeklinde deðiþmesi sürecindeki düþüncelerim de arþivlerde duruyor. Atatürk'ün büyük isminin siyasi malzeme olarak kullanýlmasý ve futbolun içine siyasetin sokulmasý benim karþý olduðum þeyler. Bunu defalarca dile getirdim.
Bir kere daha tekrarlayayým.
GELELÝM RÝYAD SKANDALINA
Öncelikle Riyad'da Süper Kupa finali oynanmasý kulüplerin para kazanma hýrsý ile kabul ettikleri ve hatta destek olduklarý bir fikirdi. Bu yüzden hiçbir kulüp baþkaný "Biz Riyad'ý istemiyorduk" diyemez. Fenerbahçe de Galatasaray da gelen toplumsal tepkiler üzerine sadece bu yýlýn Cumhuriyetin 100. yýlý olmasý sebebiyle Riyad fikrine karþý olduklarýný söylüyor. Kamuoyuna yansýyan açýklamalardan, Riyad'da olanlara iliþkin anladýðýmýz þu:
Kulüp yönetimleri, tabanlarýndan gelen büyük baský karþýsýnda tepkiyi azaltabilmek amacýyla, yani gaz almak için, TFF ile Suudi Arabistan devlet otoritesi arasýnda imzalanan anlaþmaya aykýrý olarak Atatürk üzerinden isteklerde bulunarak karþý karþýya kaldýklarý zordan sýyýrmaya çalýþmýþlar. TFF de her ne pahasýna olursa olsun maçý oynatmak için kulüplere tavizler vermiþ. Ancak Suudi Arabistan devlet otoritesi TFF tarafýndan verilen tavizleri kabul etmeyince skandal patlamýþ. Skandalýn ilk saatlerinde kendi taraftarlarýna kahramanlýk hikâyeleri yazan iki kulüp yönetimi diplomatik boyutlarý olan bir krize raðmen sosyal medyayý gazlamaya devam etti. Konunun iç siyasete malzeme olacak þekilde büyümesi de ilk anda kimsenin umurunda deðildi. Özellikle Uður Dündar'ýn konuya yaklaþýmý ve dezenformasyon içerikli açýklamalarý yanan ateþi büyüttü de büyüttü. Tam da bu noktada büyük devlet refleksi ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin göstermiþ olduðu duruþ ve açýklamalar ile kulüp yönetimleri sessizliðe bürünüp ülkenin yolunu tutmak zorunda kaldý.
Þimdi ne mi olacak?
Skandalýn mimarlarý için hesap vakti aslýnda!
AKIL TUTULMASI
Ali Koç'un Federasyon ile yürüttüðü kavga akýl tutulmasý noktasýna geldiði, Uður Dündar'ýn siyasi saiklerle Fenerbahçe spor kulübünün savrulmasýna sebebiyet verdiði artýk görülmeli. Dursun Özbek yýllarýn tecrübesi o bile böyle bir skandala paydaþ oldu ve sessizliðini koruyor.
Beyler ne yapýyorsunuz. Bu kulüpler yüz yýlý geride býrakmýþ kulüpler. Bu kulüpler siyaset üstüdür.
Kendinize gelin.
Ergen kafasý ile sosyal medya etkileþimi, desteði ile kulüp yönetilmez. Biraz büyük resmi görün. Ufak hesaplarla büyük kitlelerin nasýl bir çatýþma ortamýna sürüklendiðini artýk görün.
Ýptal sonrasý neler kaybedildi? Neler olabilir?
1- Takýmlar ve TFF dillendirilen gibi 40 milyon dolar tazminat ödemeyecek. Alýnan para içinden masraf düþülerek geri ödenecek.
2- Seneye Ýspanya-Ýtalya gibi 4 takým katýlacaktý. Kazaným da 8-10 milyon Euro olacaktý. Bu da elden gitti.
3- Oyuncu satýþ ve pazarlama konusunda çalýþmalar da olacaktý. Hem Fenerbahçe hem de Galatasaray ellerindeki deðerleri çok yüksek bedellere satýp, gelir elde edebilecekti.
4- TFF bugün toplantý kararý aldý. Ýstifa kararý netleþecek. Çoðunluk kongre kararý almaktan yana. Ancak Baþkan Mehmet Büyükekþi devam etmek istiyor. Çýkacak karar da "devam" olasýlýðý yüksek.
5- Süper Kupa'yý oynayabilmek için takvim sýkýþýk. Bu sebeple ocak sonu ya da þubat baþý dýþýnda zaman yok gibi gözüküyor. Kulüpler ne karar verecek merak konusu.