Bu sezon seyrettiðim en kötü Fenerbahçe’ydi... Mazeret olarak Karabük Dr. Necmetin Þeyhoðlu Stadý’ndaki sahanýn futbola müsait olmadýðýný söylemeye hiçbir Fenerbahçeli’nin hakký yok... Bu nasýl bir Fenerbahçe’dir ki kalesinde iki gol görüyor; Volkan Demirel de özellikle ikinci yarýda en az 6-7 tane yüzde 100’lük pozisyonu önleyen oluyor... Volkan da kalesinde olmasaydý bu maçýn skoru 6-1 ya da 7-1 biterdi Karabük lehine...
Fener savunmasý rakibine inanýlmaz pozisyonlar veriyor.
Orta sahasý sanki Baðdat Caddesi’nde yürüyüþe çýkan insanlardan oluþmuþ. Hiçbir aktiviteleri yok.
Mehmet Topal’a bakýyorum hiçbir þekilde pas yüzdesi iyi deðil...
Alper Potuk desen ayný...
Cristian Baroni ise týrnaklarýnýn ucuyla koþmaya gayret ediyor; hiçbir varlýk gösteremiyor.
Bir de Dirk Kuyt izledim. Bu kadar futboldan uzak, ne yaptýðý belirsiz bir oyuncu olamaz.
Yazýk, günahtýr yaa...
Böylesine bir Moussa Sow... Sanki misafir sanatçýydý sahada...
Emenike de bir golde var; sonra da top kayýplarýyla, topla boðuþan, taç atmaktan bile aciz kalan görüntülere sahne oldu.
Caner Erkin talihsiz bir penaltý yaptý. Ama onun dýþýnda sahada ne var, ne yok vermeye çalýþandý. Bir tek Caner ve Volkan’la da zaten bundan daha iyisi olamazdý.
Karabükspor ise akýllara durgunluk verecek bir sakinlikteydi. Oyuna iyi baþladýlar. Özellikle ikinci yarýda da sanki Fenerbahçe’yi ezercesine futbol oynadýlar.
Akabala’nýn maç baþýnda attýðý gol ise Samba Sow’un harika pasýndan gerçekleþti. Daha sonrasýnda Ýlhan Parlak’ýn penaltý golüyle de Karabükspor hem üç puan aldý, hem iyi futbol sergiledi; hem de anasýnýn ak sütüyle maçý kazanan oldu.