Liginin futbol kalitesi yerlerde sürünen, yýldýz oyuncularý iyice azalmýþ, FÝFA sýralamasýnda (36-46) ve UEFA sýralamasýnda (12-20) bizden gerilerde olan Romanya’ya sahamýzda yenildik!
Kaza falan da deðildi o yenilgi. Rakibimiz istediðini alma planýný doðru saptamýþ ve yerine getirecek oyunu sergilemeyi baþarmýþtý. Bizim maçý kazanmak için ne yöntemimiz ne uygulama çabamýz yeterliydi. Öne çýkan oyuncumuz yoktu. Takýmca içine düþülen duruma isyan edemedik!
Dört gün sonra Macaristan karþýsýna çýkarken sakatlanan Arda, Gökhan, Topal yok diye dertlenmemek gerekti. Hatta Semih’e, Umut’a, Sercan’a bu kez ilk 11’de forma verilmeyiþine de edilecek söz olamazdý. Dört gün önce onlardan bir þey alamadýðýmýza göre bir de geri kalanlarla oynamak yanlýþ olmazdý. Hele Macaristan sýradan bir takým ise...
Teknik yönetmenimiz aynýydý. O zaten deneme-yanýlma yöntemine uygun ‘tercihlerle!’ çalýþmaktaydý. Yeni bir denemenin ve yanýlmanýn bir sakýncasý olmazdý.
Ýlk 25 dakika istediðimiz gibi gitti. Macaristan bizden çekiniyordu ve alan daraltarak oynuyor, hücumu ‘garanti bulmadan’ hiç düþünmüyordu. Onlar kapanýrken golü aramamýz ve bulmamýz çok da iyi oldu. Ne var ki rakip oyunun iki yanýný oynamaya baþlayýnca hücumlarýmýz buharlaþtý ve savunma sýkýntýsý çeker oluverdik!
Volkan bir hatalý gol daha yedi! Takým hýzlanmalý, oyunun iki yönünü de oynayabilmeli, maça asýlmalýydý. Bu iþi yapan ikinci yarý ile birlikte Macarlar oldu. Bu kez takýmca iþlenen savunma hatasýyla ikinci golü yedik. Sonra üçüncü...
Hamle için tercihler iþe yaramadý! Macarlar 3-1’in huzuru ile durumu koruma pozisyonuna geçtikleri için hücumda daha çok görünmeye baþladýk. O þansý deðerlendirme çabamýz oldu, ama becerimiz yetmedi. Demek ki bu oyuncu ve yöntem tercihleri ile de olmadý... Yenisine bakacaðýz. Ama gene böyle bakmayalým ne olur. Biraz kendimizi tanýyalým önce. Bu iþler ben yaptým oldularla prim vaatleriyle yürümüyor.