Bir týk oy artýrmak

Seçimler hükümet çýkarma aracýdýr ve millet sandýða içinden bir hükümet çýksýn diye gider. 

Bu yaygýn bir kanaattir.

Eðer bu görüþ tek belirleyici olsa, 1 Kasým’dan bir Ak Parti hükümetinin çýkmasýna kesin gözüyle bakmak lazýmdýr ve bu noktada mesela en etkin sloganýn Ak parti adýna “Oy ver bitsin” gibi bir þey olmasý beklenir.

Neden böyle?

Çünkü þu andaki oy oranlarýna göre tek baþýna iktidara en yakýn tek parti Ak Parti. Hani oylar “Bir týk” oynasa, bu iþ olur kanaati herkes tarafýndan paylaþýlýyor. Bazý illerde üç yüz - beþ yüz oy bile milletvekilinin Meclise Ak Parti listesinden girmesini saðlayacak ve bu iþ çözülecek.

CHP’nin tek baþýna iktidarý için, -þayet yüzde 45’le tek baþýna iktidar mümkün ise- nerede ise 20 puan yükselmesi lazým, MHP’nin 30 puan, HDP’nin 33 puan...

Bu mümkün mü? Ak Parti çökmedikçe mümkün deðil. O da 7 Haziran’da bile yüzde 41 oy aldýðýna, bugün de oylarý onun üstünde seyrettiðine göre imkansýz halde.

Ancak mesele vatandaþýn oy verme saikleri içinde “Hükümet çýkarma”nýn en belirleyici olduðuyla ilgili. O zaman vatandaþ, “Madem iktidara en yakýn parti Ak Parti, oy verelim de bu hükümetsizlik sancýsýndan kurtulalým” der ve gider oyunu atar.

Burada belki Ak Parti’nin tek baþýna iktidarýnýn en yakýn ihtimal olmasýnýn ötesinde, Hükümet oluþumu açýsýndan koalisyon formüllerinin çok gerçekleþebilir görünmemesi üzerinde de durmak gerekiyor. “7 Haziran’da vatandaþ koalisyon istedi”dendi ama koalisyon çýkmadý. 1 Kasým’da koalisyon ihtimalleri de çok ümit verici gözükmüyor. Bir kere Bahçeli “HDP ile asla” dediði sürece, -ki hala o tavrý sürdürüyor- üçlü bir koalisyon mümkün deðil. HDP’den bir grubun istifa edip CHP’ye geçmesi ve böylece MHP’nin razý edilmesi yollu hülle iþleri Bahçeli’nin rezervini aþar mý, sanmýyorum. Geriye Ak Parti - CHP, Ak Parti - MHP, Ak Parti - HDP ihtimalleri kalýyor ki þartlara bakýldýðýnda bu formüllerden bazýlarýnýn imkansýz, bazýlarýnýn ise iç - dýþ odaklarýn zorlamasý ile gerçekleþeceði ve her zaman sancýlanmaya müsait olacaðý açýktýr.  

Belki hala en güçlü ihtimal Ak Parti’nin tek baþýna iktidarýdýr. Ancak hem yüzde 41’le tek baþýna iktidar olunamýyor hem de üç - beþ puan almak zor görünüyor. Çünkü Meclis’e dört parti giriyor ve çünkü çok önemli bir problem var. Nedir o?

“Hükümet çýkarma”nýn tek belirleyici olabilmesi için partiler arasýnda “ikinci parti”ye oy verme geçiþliliðinin yoðun olmasý gerekiyor.  

Ama belli ki oy vermede tek saik Hükümet çýkarmak deðil. Baþka baþka saikler ortaya çýkýyor ve seçmen iradesi daðýlýyor. Vatandaþýn þu partiyi desteklemek için, þuna da asla oy vermemek için kendince çok güçlü sebepleri olabiliyor.

Partilerin birbirine karþý tavrýnýn keskinleþmesi bu geçiþliliði azaltan önemli bir sebep. Partiler bir yandan kendi oylarýný tahkim etmek isterken, partiler arasý hatlarý da keskinleþtiriyor, bu durumda da mesela “Hizmet”ten çok taraftarlýklar belirleyici oluyor.

CHP kemikleþmeyi aþmak için dönüþme ve bu dönüþüme halký inandýrma sancýlarý yaþýyor.

HDP “Dindar Kürt oylarý”nýn rezervini aþmak için yollar denedi ve bir ölçüde bunu baþardý.

Ak Parti baþka partilere oy veren seçmenin ikinci tercihi olmakta nerede ise birinci sýradaydý.

Dýþardan yürütülen kampanyalar ve içerden “Aman oylarý tahkim edelim” yaklaþýmý belki oylarý tahkim etti ama, dýþardan içeriye geliþi de olumsuz etkiledi. “Bir týk” oy artýrmak zorun zoru bir iþ haline geldi.

Buradan en azýndan Ak Parti için çýkarýlacak ders þu: Seçimlerde tek baþýna iktidar olabilecek oyu alsa bile, bu “Bir týk”lýk oy alabilmede bile zorlamadan kurtulmak için kendi taban oyu dýþýnda herkesin ikinci partisi olmayý baþarmanýn yollarýný bulmak.